Salı, Nisan 19, 2016

Baharın habercisi "Kuşkonmaz Hasadı"



KUŞKONMAZ VADİSİNDE BAHAR

Eskişehir-Laçin'deki kuşkonmaz bahçelerinde hasat buluşması..

"Asparagus Officinalis" çalı bitkisinin baharda toprak yüzeyine uzattığı sürgünleri olan kuşkonmaz, Eskişehir-Laçin’deki bahçeden yerli üretim olarak sofralara konuk oluyor. Folikasit ve vitamin içeriği ile afrodizyak özelliğiyle sıkça adından bahsettiren kuşkonmaz, antik çağlardan beri insanlar tarafından bilinen ve tüketilen değerli bir besin.
Türkiye’deki en büyük üretim alanında kuşkonmaz yetiştiren Arman Badur, tarıma başlama
serüvenini şöyle anlatıyor:“Ailemin kökeni baba tarafım Girit, anne tarafım ise Midilli adasından. Bu sebeple otları bilerek ve bolca yiyerek büyüdüm. Mevsimine göre radika, filizler, enginar ve bir sürü değişik ot mutfağın rutin parçalarıydı. Babaannem devamlı ot toplardı, biz de eşlik ederdik. Ancak 2003 yılına kadar otlara olan ilgim “yiyici” seviyesindeydi. Kültüre alınmış beyaz hindiba (witloofchicory )ve kuşkonmazla yurtdışında tanıştım. Hatta uzun bir süre bizdeki filizlerle ve radikayla olan bağlantılarını da fark etmemiştim.  Daha sonra bu durumu fark ettiğim de bir şeyler yetiştirmenin büyüsüne kapılarak İstanbul Silivri'de bir tesis kurdum ve tarlalar kiralayarak hindiba ve kuşkonmaz üretmeye başladım. Kısa zaman içinde bu aktivite ana işime dönüştü. Üretim kapasitesini arttırmaya karar verdiğimizde de İstanbul'dan fazla uzaklaşmadan ılıman Ege havasını yaşayabileceğimiz bir yer olmasını istedik ve böylece Eskişehir'in Sarıcakaya vadisini keşfettik. Burası kuzeyi ve güneyi sıradağlarla kapalı olduğundan her ne kadar Orta Anadolu sayılsa da bu korunaklı ve çukur vadi erkenci ve uzun dönem bir üretime izin veriyor. Bu bölgede 2007 yılından itibaren bahçeler kurmaya başladık ve bu sene itibariyle 50 hektar alana ulaştık. Üretimimizde standart olarak “İyi Tarım Uygulamaları” nı seçtik. Bölgenin doğal güzelliği ve ikliminin uygunluğu dışında en önemli özelliği elbette İstanbul pazarına yakınlığı.”
 
Kuşkonmazın sarmaşık, avronyes, izvinye, aspariçe, asfaraca, tilkikuyruğu, dilkimen, tilkişen, ayrelli gibi halk arasında farklı isimlerle bilinen yabani türlerinin, tüm Türkiye'de ama daha çok da Ege'de zaten yemek kültürümüzün bir parçası olduğunu söyleyen Arman Badur; “Kuşkonmazın aslında iki cinsi vardır, bunlar yeşil ve mor kuşkonmazlardır. Ancak bu iki türün her hangi birinin ışık görmemiş toprakaltı sürgünlerinin hasat edilmesiyle "üçüncü tür" Beyaz Kuşkonmaz elde edilmiş olur. Biz Eskişehir-Laçin’de mor ve yeşil kuşkonmaz üretiyoruz. Beyaz kuşkonmazları ise Silivri'deki tesisimizde üretiyoruz. Günümüzde Türkiye’de de özellikle büyükşehirlerde kuşkonmazın tüketici nezdinde bilinilirliği oldukça yüksek. Ancak ithalat maliyetlerinin yüksekliğiyle fiyatı çok yüksek olan kuşkonmaz yerine yerli üretimi arttırarak daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabiliriz. Türkiye aslında coğrafi yapısı ve iklimiyle kuşkonmaz üretimi için bir cennettir. Uzun sezon ve farklı iklimleri barındıran coğrafyasıyla verimli ve uzun sezon üretime uygundur. Bundan sonra artık başka üreticilerin de ilk yıllarındaki zorlukları bizim desteğimizle göze alıp kuşkonmaz üretimine başlamalarını ve bu ürünün büyük bir kesime sürdürülebilir olarak gelir getirici, toprakla uzun dönem bir ilişki sağlayan, doğaya saygılı ve onunla barışık bir sektörünün oluşmasını diliyoruz” dedi.

NOMAD HAKKINDA
Nomad Gıda Tarım Turizm San.Tic. Limited Şirketi 2003 yılında İstanbul'da kurulmuştur. Halen İstanbul ve Eskişehir'de 50 hektar alanda İyi Tarım Uygulamaları standartlarında kuşkonmaz üretimi yapmaktadır. Üretimde ısıtmalı topraksız sera, örtü altı, açık tarla gibi farklı teknikler kullanılmaktadır.
Nomad; Muğla, Silivri, Laçin, Ödemiş, Beypazarı gibi birçok bölgede bağımsız üreticilere destek vermekte ve bu yörelerde kuşkonmazın alternatif ürün olarak gelişmesi için çaba sarfetmektedir.

KISACA KUŞKONMAZ
Antik Yunan ve Roma imparatorluğunda kuşkonmaz besin değeri ve şifalı özellikleri sebebiyle yetiştirilmiştir.16.yy'dan itibaren Fransa ve İngiltere'de popülaritesi artmıştır. İlk yerleşimcilerle de Amerika'ya kadar ulaşmıştır. Avrupa'da kuşkonmaza “kralların yemeği” denir. Fransa Kralı 14.Louis daha uzun bir süre kuşkonmaz yiyebilmek için ilk özel ısıtmalı seraları yaptırmıştır. Günümüzde kuşkonmaz neredeyse tüm dünyayaya yılmıştır. Dünyanın bir numaralı üreticisi Çin. Onu ABD'ye ihracatta başı çeken Peru izliyor. Kuşkonmazı en çok tüketenler ise Almanlardır. Kültüre alınmış kuşkonmaz Yunanistan'da neredeyse hiç tüketilmezken, 10.000 hektar alanda üretilmekte ve bu üretimin çok büyük bir kısmı Almanya'ya ihraç edilmektedir.

KUŞKONMAZ ÜRETİMİ
Kuşkonmaz tohumundan elde edilen kuşkonmaz fideleri tarlalara dikilir. Fideler 2 yıl bakımdan sonra üç yaşlarında azar azar ürün vermeye başlarlar. Her bahar toprağın belli bir ısı derecesine ulaşmasıyla uyanan kuşkonmaz kökleri sürgün vermeye başlar. Daha çok Avrupa’da kültürü yapılan kuşkonmazın çeşitleri doğal olarak oraların iklimine göre ıslah edilmiş çeşitleridir. Avrupa'da sezonu kısadır, yaklaşık 2ay sürer,Türkiye'de ise yazların daha uzun olması sebebiyle daha uzun bir dönem ürün alınabilir.

TÜRKİYE’DE İLK KUŞKONMAZ ÜRETİMİ
Kültüre alınmış kuşkonmazın ülkemizde ilk kez yetiştirilmesi Cumhuriyet’in kuruluş döneminde olmuştur. Mustafa Kemal, muhtemelen ataşe-askerlik yıllarında Orta Avrupa’da tanıdığı kuşkonmazı sevip peşine düşmüş ve İlk kuşkonmaz yetiştirme girişimi Atatürk’ün isteği üzerine Avrupa’dan kuşkonmaz tohumu getirilmesiyle Yalova Devlet Çiftliği’nde yapılmış.


KUŞKONMAZIN BESİN DEĞERİ
Kuşkonmaz, A, B1, B2, B6 ve C vitaminleri açısından zengin, lifli bir sebzedir. Folikasit, fosfor ve potasyum içerir. Kuşkonmaz bu içeriğiyle güçlü bir idrar söktürücüdür. Kum döktürücü etkisi vardır. Gözlere de iyi gelir. Kalbi güçlendirme ve kanı temizleme özelliği olan kuşkonmaz, sindirimi kolaylaştırır. Kuşkonmaz eski çağlardan beri afrodizyak olarak bilinir.

DOĞRU KUŞKONMAZ PİŞİRME
Beyaz kuşkonmazları ucu dışında tamamı, yeşil kuşkonmazın ise alt 1/3'lük kısmının kabuğu soyulur. Diplerinden 2cm kadar bir kısmı kesilerek atılır. Kuşkonmazlar tuzlu kaynar suda en fazla 7 dakika haşlanır. Daha sonra suyu süzülüp, soğuk veya buzlu suya alınarak pişme süreci durdurulur. Mor kuşkonmazların şeker içeriği daha fazla olduğundan çiğtüketime daha uygundur veya çok az pişirilebilir.

 

YUMURTALI KUŞKONMAZ

MALZEME:
6 sap kuşkonmaz
1 orta boy soğan
2 yumurta

YAPILIŞI:
Kuşkonmazların dibindeki sert kısmı elle kırıp ya da kesip atın. Kalan kısmını iri parçalara bölün. İnce doğranmış bir soğanı zeytinyağında kavurun. Sonra kuşkonmazları ekleyin ve diriliğini kaybetmeden soğanla çevirerek pişirin. 2 yumurtayı beyazları ile birlikte tuz ve karabiber ile çırpın ve tavaya ekleyin. Birlikte 1 dakika pişirip sıcak olarak servis edin.

Not: Bu tarif yabani kuşkonmazın Ege ve Akdeniz bölgelerimizde en çok tercih edilen tüketim şeklidir.



Siemens’ten mutfaktaki güçlü yardımcınız



Siemens Ev Aletleri’nin çırpma, yoğurma, doğrama, püre yapma, rendeleme, karıştırma ve kesme dahil 40’tan fazla fonksiyonu birden sunduğu MK82020 mutfak robotu, 1000 watt’lık gücüyle mutfaktaki en büyük yardımcınız olacak. Üstelik MK82020 mutfak robotu bu aya özel 1 ay iade garantili.






Geleceğin teknolojisini evinize taşıyan Siemens Ev Aletleri, 40’tan fazla özelliğiyle sıra dışı yemekler hazırlamanızı sağlayan MK82020 mutfak robotu ile hayatınızı kolaylaştırmaya devam ediyor. Özel üretim bıçağı sayesinde her seferinde kusursuz doğrama sağlayan MK82020, 1000 watt’lık gücü sayesinde de en sert yiyecekleri bile bir çırpıda rendeliyor, eziyor, doğruyor ve karıştırıyor.

Becerikli yardımcılar
3,9 litrelik geniş haznesiyle kullanım kolaylığı sunan MK82020 mutfak robotu, her türlü tarifin kolayca üstesinden gelmenizi sağlayacak birbirinden becerikli aksesuarları ile de fark yaratıyor. Doğrama, karıştırma ve çırpma işlemleri için 1,5 litre kapasiteli polikarbon mikser kabına sahip olan MK82020, hamur yoğurma aparatı ile de birbirinden lezzetli pasta ve börekleri zahmetsizce hazırlamanızı sağlıyor.

Çift taraflı dilimleme ve rendeleme diski ile meyve ve sebzeleri istediğiniz kalınlıkta doğrayabileceğiniz MK82020’nin paslanmaz çelikten diskleri yıllara meydan okuyor. Kolayca takıp çıkarılabilen narenciye aparatı ile taptaze içecekler hazırlayabileceğiniz MK82020 mutfak robotu, bembeyaz tasarımıyla da mutfağınıza şıklık katıyor.

Emniyet kilitli kapak tasarımı sayesinde karıştırma kabı ve mikser için ekstra güvenlik sağlanırken, kaymayı engelleyen lastik ayaklar ise mutfak robotunuzun sarsıntısız bir şekilde çalışmasına yardımcı oluyor.

587 TL’ye sahip olabileceğiniz MK82020 mutfak robotunda, Nisan ayına özel 1 ay iade garantisi de bulunuyor

Çarşamba, Nisan 13, 2016

Fairy ile yeni fikirlerle "akıllı ekonomi" dönemi


Fairy Ekonomisi ile hayatın her alanına yönelik akıllı fikirler ve pratik çözümler

Mutlu sofralardaki bulaşıkları 2 kat daha fazla yıkayarak ekonomik olduğunu kanıtlayan Fairy, hayatın her alanında tasarrufun önemini vurgulayacak, ev yaşamına yeni fikirler ve pratik çözümlerle ışık tutacak “Fairy Ekonomisi” projesiyle karşınıza çıkıyor.
Ekonomi deyince aklımıza hep en ucuz olanı almak gelir, oysa kaliteli, güçlü performanslı ve uzun ömürlü ürünler kullanmak aslında çoğu zaman çok daha ekonomiktir. Üstelik günlük hayatımızda hiç farkında olmadığımız bazı ufak tasarruf ipuçları ile hem ekonomi yapmak hem de ev hayatını keyiflendirmek oldukça kolay. Yapılan araştırmalar tüketicilerin güçlü yağ çözme performansına ek olarak, daha az deterjanla daha fazla bulaşık yıkayabilmek istediğini gösteriyor. Bu ihtiyacı dikkate alarak geliştirilen Fairy, sıradan küçük boy deterjanlara göre 2 kat daha fazla bulaşık yıkayarak ev ekonomisine de katkıda bulunuyor. Fairy’nin ev ekonomisine yaptığı katkıdan ilham alarak ortaya çıkan “Fairy Ekonomisi” kaliteden ödün vermeden akıllı ve pratik çözümlerle evde ekonomi yapabilmek anlamına geliyor.

Proje kapsamında oluşturulan “Fairy Ekonomistleri” ekibinde Araştırmacı Yazar ve Yemek Danışmanı Gülhan Kara, Para Danışmanı Özlem Denizmen, Çocuk Gelişimi Uzmanı Sibel Özdemir, Anne Bebek Blogger’ı Ece Kumkale ve Dekorasyon Blogger’ı Merve Gizem Oluş yer alıyor.

Fairy Ekonomist’i ve Araştırmacı Yazar ve Yemek Danışmanı Gülhan Kara, Fairy Ekonomisi projesi için 30 adet ekonomik ve pratik yemek tarifi hazırladı. Zeytinyağlı Enginar’dan, Kabaklı Otlu Omlet’e, Sebzeli Yaz Böreği’nden Çilekli Puding’e kadar her damak tadına hitap eden tariflerin hazırlanma süresi ve bütçesinin oldukça düşük olmasıyla ev ekonomisine de katkıda bulunuyor.

Araştırmacı Yazar ve Yemek Danışmanı Gülhan Kara; “Hesaplı alışverişle başlayan ekonomik davranış, evde tüketim sırasında da devam ederse 'akıllı ekonomi' yapılmış olur. Eğer aldıklarımızı kullanırken, pişirirken, saklarken müsrif ya da dikkatsiz olursak yapılan ekonomik alışverişin de pek bir anlamı kalmaz. Bulaşıkları yıkarken daha az deterjanla daha fazla bulaşık yıkayabilmek de Fairy’nin mutfağımıza sağladığı akıllı ekonomidir” diyor.

Para Danışmanı Özlem Denizmen; “Ev ekonomisi deyince hemen ucuzunu alayım, zaten hepsi yıkıyor, zaten hepsi aynı diyerek, tasarruf yaptığımızı düşünebiliriz. Kalite sanki çok önemli değilmiş gibi gelir. Kaliteli ürün kullanmak başlı başına bir ekonomidir. Bir ürünü alacağımız zaman fiyatına en son bakılmalıdır” diyor.

Çocuk Gelişimi Uzmanı Sibel Özdemir; “Ebeveynler çoğu zaman çocuklarına yetemediğini “iyi bir ebeveyn” olamadıklarını düşünür. Bu durumu telafi edebilmek için eve dönüşte çocuklarına çoğu zaman hediye alırlar. Halbuki, çocukların özellikle küçük çocukların bütçeyi kullanarak bir şeyler satın almaya ihtiyaçları yoktur. Onların sadece ebeveynleriyle birlikte kaliteli zaman geçirmeye ihtiyacı vardır” diyor.

Anne Bebek Blogger’ı Ece Kumkale; “Evde her zaman bulunabilecek pratik ve ekonomik malzemelerle çocuklarınızla kaliteli zaman geçirmek ve onların gelişimini sağlamak mümkün. Oyun için pahalı oyuncaklardan ziyade yaratıcılığı teşvik edecek malzemeler tercih edilmeli” diyor.

Dekorasyon Blogger’ı Merve Gizem Oluş; “Fairy Ekonomisi projesinin “akıllı ekonomi” felsefesine uygun olarak evimizi kendi zevklerimizi ve tarzımızı yansıtacak “kendin yap” projeleri dekore edebiliriz ve güzelleştirebiliriz. Geleneksel olarak en büyük alışkanlıklarımızdan birisi saklama-atamama huyudur. Evlerimizde nasıl değerlendireceğimizi bilemediğimiz, atmaya kıyamadığımız, "ben bundan bir şey yaparım" dediğimiz eşyaları kendin yap projeleri ile hayata kazandırabiliriz” diyor.
Siz de #FairyEkonomisi hashtagiyle tasarruf sağlayan akıllı ve pratik çözümlerinizi paylaşarak bu harekete katkıda bulunabilirsiniz.
Fairy ile zorlu bulaşıklara meydan okuyun…
Tüketicilerin yaşamlarını iyileştirmeye odaklanan P&G markası Fairy, sıradan küçük boy deterjanlara göre 2 kat fazla bulaşık yıkıyor. Böylelikle Fairy daha az miktarda deterjanla daha çok bulaşık yıkayarak ev ekonomisine katkıda bulunuyor.
2010’da Türkiye pazarına giren Fairy, tüketicilerin yoğun beğenisi üzerine 3 yıl gibi kısa bir sürede pazar liderliğiyle ödüllendirildi ve 6’nci yılında da liderliğini koruyor.





Salı, Nisan 12, 2016

"Kinoa"mı? "Bulgur"mu?

Nihayet kinoa ve bulguru karşılaştıran bir içerik tablosu yapılmış! Kinoa'yı bir türlü kabullenememiş, bulgur varken bunun ne işi var mutfağımızda? diye karşı çıkmıştım. Bu sabah gelen bu basın bültenini hemen paylaştım.. Bulgur 1 numara! 

1gr protein farkı ne kadar da abartıldı.. Tabloya bakınca bizim bulgurumuzun kıymetini bilmemiz gerektiği bir kez daha kanıtlanmış oldu..

Diyette bulgur mu, kinoa mı tercih edilmeli ? 


Uzmanlara göre, son günlerin popüler diyet ürünü olarak diyet listelerine sokulan kinoa, sağlıklı zayıflamak için ideal bir besin değil. Uzmanlar, kinoanın abartıldığını belirterek, diyetlerde kinoa yerine lif oranı ve beslenme değeri daha yüksek olan bulguru tavsiye ettiğini söyledi. Yerli bulgur ile ithal kinoayı karşılaştıran uzmanlar,tok tutucu özelliği, lif ve yağ oranı ve fiyatının uygunluğu nedeniyle hem beslenmede hem de diyette bulgurun tercih edilmesi gerektiğinin altını çiziyorlar.

Son zamanlarda popüler diyet listelerine giren ve gündemde tutulan kinoa, uzmanlara göre, zannedildiği gibi diyetlerde mucize bir besin değil. Uzmanlar, kinoa ve bulgurun besin değerlerini karşılaştırarak, bulgurun daha üstün özellikler taşıdığını belirtti. 

“Bulgurdaki lif miktarı kinoadan daha fazla. 100 gram bulgurda 8,2 gram lif varken, kinoada bu oran 5,1. Lifli yiyeceklerin tok tutucu özelliği olması nedeniyle kilo kontrolünde önemli bir rolü var. Ayrıca sindirim sisteminin çalışması açısından da lifli gıdalar çok faydalı. Bu yüzden diyetlerde kinoa yerine, lif bakımından daha değerli olan bulgurun tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Bulguru tercih etmemizin bir diğer nedeni de kinoaya göre daha az yağlı olması. Kinoadaki yağ oranı bulgurun 7 katı. 100 gram bulgurda 0.86 gram yağ bulunuyorken, kinoada 7.33 gram yağ bulunuyor ”

Bulgurun yağ oranı düşük, fiyatı uygun

Ülkemize Güney Amerika’dan ihraç edilen kinoa, uzaklardan geldiği için bulgura göre 20 kat daha pahalı. Kinoa, özellikle glutensiz zayıflama diyetleri için de tavsiye ediliyor. Oysa uzmanlara göre glutensiz gıdaları tüketmek doğru değil. 

Uzmanlar glutensiz beslenme konusunda da şu uyarılarda bulundu: “Eğer glutene karşı bir alerjik durumunuz yoksa, ‘Glutensiz’ diyetlerden kaçınmalısınız. Eğer diyet ve kilo kontrollerinizde buğday alımını tamamen durdurursanız, buğdayın içinde bulunan B vitaminleri de almamış oluyor ve sağlıklı olan metabolizmanızı hastalıklara karşı dirençsiz hale getiriyorsunuz. Yaz mevsimi geldiği için herkes de bir zayıflama telaşı başladı. Diyet listelerinde Kinoa ve bulgur rekabeti var. Ancak sağlıklı zayıflamak isteyenlere bulgur tüketmelerini tavsiye ediyoruz”

Bulgur – Kinoa Karşılaştırması (100g ) 

Besin Değerleri 

Bulgur

Kinoa

Enerji (kcal ) 

338

334

Karbonhidrat (g)

70.2

50.83

Protein (g) 

12.2

13.67

Yağ (g)

0.86

7.33

Lif (g)

8.2

5.1

Potasyum (mg)

328

529

B1 vitamini ( mg)

0.31

0.36


Çarşamba, Nisan 06, 2016

Gülhan Kara Pastacılık Okulu'nda

Profesyonel pastacılık kursları hafta sonları ve hafta içi uygulamalı olarak devam ediyor!


Tüm pastane ürünleri, unlu ve mayalı mamuller, çikolatalaı, kremalı, meyveli yaş pastalar, ekler-profiterol ve onlarca çeşit harika ürünler.. Eğitmen şef Olcay Özdemir ile birlikte yapılıyor. 


Pastacılğın master'ını burada yapın..

El yapımı Çikolata Kursu, Macaron Kursu, Şeker Hamuru ile Butik Pasta Tasarım Kursu, İtalyan Pizza Kursu

Tüm malzeme okulumuz  tarafından sağlanmakta, her katılımcı verilen malzeme ile ustayla birlikte kendi pastasını yapmaktadır. Kontenjanımızı, sizlerin en iyi şekilde eğitim alması ve verimli olması için maksimum 4-5 kişi ile sınırlı tutuyoruz. 
Kurslarda yaptığınız pastalarınızı sevdiklerinizle paylaşmak üzere kutulara koyup götürebilirsiniz. Uygulanan çeşitlerin reçeteleri yazılı olarak verilmektedir.
İsminizin özel işleme yapıldığı Şef ceket-önlük takımı hediyemizdir.

Kayıt ve daha fazla bilgi için 0212 2447692- 05336810908 nolu telefonlardan bizi arayabilir,
kurs@gulhankara.com adresine mail atabilir, veya http://www.gulhankara.com/ sayfamızdan başvuru formu gönderebilirsiniz.

Büyükdere Caddesi, Oya sokak Devran Apt. B blok No: 2 Kat:1 Esentepe-Şişli- İstanbul

Kurs tarihlerini, içeriklerini ve ücretleri görmek için ve detaylı bilgi için http://www.gulhankara.com/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Pazartesi, Mart 21, 2016





Arzum'un 50. yılında, yeni reklam filminde 

"değerli eller" başrolde



 


Arzum'un yeni reklam kampanyasının başrolünde kadınların "değerli elleri" var. Arzum, kampanyada kadınlara "Sen dokunursun değişir dünya" mottosu ile sesleniyor. Filme unutulmayan “Eller eller” şarkısı eşlik ediyor.


Türkiye elektrikli ev aletleri sektörünün lider markası Arzum'un yeni kampanyasında başrol "değerli eller”in. Kadınların marifetli elleriyle, evlerini ve hayatlarını güzelleştirmesini konu alan reklam filmi, “Yaşam, senin değerli ellerinde şekilleniyor, güzelleşiyor...” ifadesi ile kadınların dünyasına ayna tutuyor. Arzum, kampanyada kadınlara "Sen dokunursun değişir dünya" mottosu ile sesleniyor. Filmde, kişisel bakımdan gıda hazırlamaya; sıcak içecek hazırlamadan elektrikli süpürgeye kadar Arzum'un çeşitli ürünlerini kullanan; oje süren, bezelye ayıklayan, hediye paketi yapan kadın elleriyle, marka ve kadınlar arasındaki ilişki vurgulanıyor.

Unutulmayan "Eller Eller"
Reklam filmine Mustafa Sevilen’in unutulmayan “Eller eller” isimli şarkısı eşlik ediyor. Şarkının kampanya için hazırlanan yeni versiyonu ise "Çırpar karıştırır, gözleri kamaştırır, dokundukça parlatır, değerli ellerimiz..." sözleri ve dinamik melodisiyle akılda kalıyor. Toplanan elektrikli süpürge kablosunu izleyen bebeğin tatlı şaşkınlığı da filmin sempatisini arttıran bir unsur olarak öne çıkıyor.

Kadınların renkli dünyası
En trend renklere sahip ürünleriyle kadınların beğenisini kazanan Arzum, reklam filminin dekorasyonunda da, kadınların çok beğendiği Arzum Marin Serisi'nin huzur veren uçuk mavisini ve Mercan Serisi'in pembeye çalan enerjik rengi mercanı kullanarak kadınların renkli dünyasının altını çiziyor.

Sen dokunursun değişir dünya
Bu yıl 50. yılını kutlayan Arzum'un, kadınlara seslendiği yeni kampanyasında yer alan ve önümüzdeki dönemdeki yeni mottosu "Sen dokunursun değişir dünya", iki yıl süren araştırmalar sonucunda kadınların Arzum'u evlerinde ve hayatlarında en önemli yardımcısı olarak görmesi sonucu ortaya çıktı.

Kampanya link:

Perşembe, Mart 10, 2016


“Her yer bir yere benzer, Artvin sadece kendine benzer”


Tereyağlı kuymak, lor çorbası, cağ kebabı, pestil, pekmez, çeşit çeşit peynirler… Çoruh nehrinin suladığı topraklarında, dağında taşında zeytin de yetişiyor dut da ceviz de. Tarıma uygun toprağı olsa kavun-karpuz da yetişir, öyle bir iklim var buralarda… Buralar ülkemin en kuzey doğusunda, Gürcistan sınırında, Kars ve Erzurum’a komşu Artvin.
Devamı için: http://chefsdergisi.blogspot.com.tr/p/scack-hlamur-kokusu-ks-geldiginde-evde.html

MİSA Detoks Kürleri: Arındırıcı Etki!

Alternatif paket seçenekleriyle modern mutfağın sembolü MİSA’nın uzmanlar tarafından hazırlanan, hijyen, doğallık ve kalitenin her daim ön planda tutulduğu, besin değeri yüksek Soğuk Sıkım Detoks Menüsü ile kış aylarının ağırlığından kurtulun.
 
Markanın yaratıcısı Pınar Sabancı’nın sağlıklı beslenmeye olan ilgisi ve eğitimi ile bir çatı altında toplanan MİSA, mutlu, ince, sağlıklı beslenme düzeniyle ruhunuzu ve bedeninizi yeniliyor.
 
Parlayan bir cilt…
MİSA Soğuk Sıkım Detoks İçecekler, gün boyu sindirim sisteminizi dinlendirirken, içinde barındırdığı vitamin ve mineral deposuyla, cildinizi güzelleştirip, sağlıklı bir görünüme kavuşmanızı sağlıyor. Bağışıklık sisteminizi güçlendirerek enerjinizi arttırıyor, ödem atıp kilo vermenize yardımcı oluyor.
 
Normal meyve-sebze sularına oranla 5 kata kadar daha fazla vitamin ve mineral içeriğine sahip olan soğuk sıkım içecekler, ağırlıklı sebze severler için MİSA Yeşil detoks, daha çok meyve & sebze karışımı tercih edenler için ise MİSA Rengarenk detoks kürü olarak ayrılıyor. Soğuk kış günlerinde ise detoks içecekler, MİSA Vitamin çorbası eşliğinde servis edilerek içinizi ısıtıyor.
 
MİSA Dekupe Görselleri:
 
MİSA Hakkında:
 
MİSA’nın kurucusu Pınar Sabancı, liseyi Robert Kolej’de okuduktan sonra, Amerika’da Babson College’da girişimcilik bölümünden mezun oldu. Beslenmeye olan ilgisi üniversite yıllarında başladı. Mezuniyet sonrası New York’ta yaşadığı dönemde de çeşitli sağlıklı beslenme paketlerini deneyip, benimsedi. Sağlıklı beslenme üzerine dersler alarak başarıyla tamamlayan, katıldığı çeşitli programlar sonrası American Association of Nutritional Consultants’ın üyesi olan Pınar Sabancı’nın aklında her daim sağlıklı beslenmeye dair bir iş kurmak vardı. Türkiye’ye döndükten sonra MİSA’yı hayata geçirerek bu hayalini gerçekleştiren, aynı zamanda kendi blog unda sağlıklı yemek reçeteleri ve keşifler sunan Pınar Sabancı, MİSA bünyesinde barındırdığı genel müdür, müşteri temsilcileri, gıda mühendisi, ve gurme aşçılardan oluşan güçlü ekibiyle en son teknolojilerle donatılmış mutfağından çıkan paketlerle doğru beslenmenin sırrını paylaşıyor.
 

Pazartesi, Mart 07, 2016

“HAYATIM YENİBAHAR” KADINLARI EATALY’DE!

Hayatım Yenibahar projesi kapsamında Mardin’in etnik temalarından esinlenerek üretilen takılar, Cercis Murat Konağı’nın kurucusu Ebru Baybara Demir’in Cercis Murat Mutfağı Restoranı’yla kadınlara ve çocuklara destek vermek ve seslerini duyurmak için 8-20 Mart tarihlerinde Eataly İstanbul’da!




90’lı yılların sonunda zor şartlarda sadece iyi yemek pişirmesini bilen kadınlarla Cercis Murat Konağı’nı hayata geçiren Ebru Baybara Demir’in 5 kadınla başlatıp, bugün 11 kadın üreticinin aktif olarak üretim yaptığı atölye Mardin’in yaşadığı zor günlere rağmen ayakta kalmaya çalışıyor. Ebru Baybara Demir “Ben yanımda çalışanlarla 16 yıldan beri birlikteyim. Her şeyi birlikte öğrendik. Şimdi onlara gidin diyemiyorum. Diyemem de. Bütün bu yaşadıklarımızı günün birinde geride bırakabilmemiz için de birilerinin burada ve ayakta kalması lazım.” diyerek, hem işletmesinin ayakta kalmasını sağlamak, hem de çalışanları işten çıkarmamak için kolları sıvamış. İşletmesinde çalışan 5 kadın aşçı ile birlikte, Mardin’in geleneksel el sanatlarını yeniden yorumlayarak hediyelik takı,anahtarlık, tespihlerin üretildiği “Hayatım Yenibahar” atölyesini kuruyor ve bu proje bölgede yaşanan olumsuz gelişmeler sonucu ekonomik hayatın durma noktasına geldiği bir dönemde kadınlara umut veriyor.

Ebru Baybara Demir’in 5 kadınla başlattığı ve şuan 11 kadın üreticinin aktif olarak üretim yaptığı atölyenin çalışan kadınlarının hikayelerinin anlatıldığı “fotoğraflardan oluşan “Hayatım Yenibahar Fotoğraf Sergi’si 8 Mart günü yapılacak lansman ile birlikte 20 Mart tarihine kadar Eataly’de ziyaret edilebilecek.

Cercis Murat Restoranı ve Eataly’nin Executive Şef’i Claudio Chinali ve ekibinin birlikte hazırladığı Mardin yöresinin tadına doyulmaz lezzetleri Eataly ziyaretçilerinin beğenisine sunulacak. Eataly marketinde, Mardin mutfağının meşhur bulgur, çörek çeşitleriyle yöresel lezzetlerinden Mardin badem şekeri satışa sunulacak. Mardin’in geleneksel lezzetlerinin yanı sıra Hayatım Yenibahar Projesi’ne destek amaçlı Hayatım Yenibahar kadınlarının hazırladığı anahtarlıklar ve defterler Eataly içerisinde oluşturulan özel standlarda satışa sunularak tüm geliri Hayatım Yenibahar projesine bağışlanacak.

Bu yöresel lezzetlerin mükemmel uyumunu tatmak için 8-20 Mart tarihlerinde Eataly İstanbul’a uğramayı unutmayın!

Eataly Mutfak Atölyesi Cercis Murat Workshopları

1.Mardin mutfağı meze eğitimi:
10 Mart 2016 Perşembe saat 14:00 – 17:00
Firik salatası
Kurutulmuş Domates Salatası
Cevizli Zeytin Salatası
Humus
Muammara
Biberli Yoğurtlama
Tahinli Patlıcan Salatası
Kurutulmuş Domatesli Küflü Yoğurt
Soğanlı, Yoğurtlu Bulgur Köftesi
Nar Ekşili Cevizli Havuç Salatası

2.Bulgur pilavı çeşitleri eğitimi :
14 Mart 2016 Pazartesi saat 19:00 – 22:00
Sarımsaklı şehriyeli bulgur pilavı (savur ilçe mutfağı)
Bıçak kıyması ile naneli bulgur pilavı (Süryani mutfağı)
Kuzu etli firik pilavı (Mardin Ova mutfağı)

3. Mardin mutfağı yemekleri :
17 Mart 2016 Perşembe saat 12:00 – 15:00
Ana Yemek
Tarçınlı Patlıcanlı Mahlepli Pilav ( Geleneksel Süryani Yemeği)
İçli Köfte ( Kızarmış İçli Köfte)
Meze (Sarımsaklı Bulgur Köftesi) veya Bulgur Pilavı

Cuma, Şubat 26, 2016

BEYOĞLU'NUN NOSTALJİK MEKANI 1924 AÇILDI

Beyoğlu'nun tarihi mekanı 1924'ün resmi açılışı, 23 Şubat Salı günü Beyoğlu Belediye Başkanı Sn. Ahmet Misbah Demircan'ın katılımıyla gerçekleşti.

Beyoğlu'nun klasikleşmiş Rus Lokantası aynı yerinde, 360 Entertainment Group tarafından 1924 İstanbul ismiyle tekrar hayata geçti. İçindeki tarihi dokusu, her köşesine sinmiş anıları ve Doğu Avrupa Mutfağı ile yeni ruhunu kazanan 1924'ün resmi açılışı, Beyoğlu Belediye Başkanı Sn. Ahmet Misbah Demircan'ın katılımıyla gerçekleşti.

Eski kimliği ve yenilenmiş mimarisi ile geçmişi geleceğe taşıyan 1924, 1920'lerden günümüze İstanbul klasikleri arasında önemli bir yer tutuyor. 1924, gümüş şamdanları, o yıllara ait çatal bıçak takımları, klasik haline gelmiş dokusu ve tarihi atmosferiyle geçmişi geleceğe taşırken usta şefler tarafından hazırlanan "Doğu Avrupa" mutfağı, damaklarda eşsiz tatlar bırakıyor. 1924, özel aksesuarları, müzikleri ve benzersiz dokusuyla İstanbul'da Rus kültürünü yaşatıyor. Geçmişten bugüne sanatçıların, yazarların, şairlerin ve aydınların değişilmez mekanı olan 1924, tarihi binasındaki büyülü atmosferine tüm İstanbulluları davet ediyor.

Adres: İstiklal Cad. Olivya Geçidi no:7/A Galatasaray Beyoğlu İstanbul
Tel: 0212 243 8 360 / 361

Sağlık, lezzet ve enerji taneleri DURU BULGUR


Beslenme ve Gıda Uzmanı Diyetisyen Seçil Kenar, soğuk kış günlerinde enerji ihtiyacını karşılamak için kan şekerini ve insülin hormonunu yükselten basit karbonhidratlı yiyecekleri değil, vitamin ve mineraller bakımından oldukça değerli, kompleks karbonhidrat olan bulgurun tercih edilmesi gerektiğini belirtti.


Besin değerinin yüksek olması ve vücuda sağladığı yararlar açısından beslenmemizde oldukça önemli bir yere sahip olan bulgurun faydaları saymakla bitmiyor. Beslenme ve Gıda Uzmanı Diyetisyen Seçil Kenar, soğuk kış günlerinden kaybedilen enerjinin bulgurdan karşılanabileceğini söyledi. Havanın soğuk olmasından dolayı, vücudun kendi ısısını sabit tutmak için fazladan enerji harcadığını belirten Kenar, “Enerjinizi, şeker ve çikolatadan değil bulgurdan karşılayın” dedi.

Günlük enerji ihtiyacının %55-65’ini karbonhidratlardan karşılanması gerektiğini hatırlatan Kenar, enerji ihtiyacını karşılamak için kan şekerini ve insülin hormonunu yükselten basit karbonhidratlı yiyecekleri değil, vitamin ve mineraller bakımından oldukça değerli, kompleks karbonhidrat olan bulgurun tercih edilmesi gerektiğini belirtti. Kenar, kışın gribal enfeksiyonlara karşı vücut direncini artırmak için, mineral ve vitamin kaynağı bulgurun sofralarda daha fazla yer alması gerektiğinin de altını çizdi.
Bulgur Şişmanlatmaz!
Sanılan aksine bulgurun şişmanlatmadığını özelikle diyetlerde ve kilo kontrollerinde önerildiğini de belirten Seçil Kenar, şunları kaydetti: “2004 yılında Türkiye’ye bulguru araştırmak için gelen Avustralya Curtin Üniversitesi Öğretim Üyesi Vicky Solah ve ekibinin 2007 yılında Avustralya’da yaptığı araştırma, bulgurun çok önemli bir diyet besini olduğunu göstermiştir. Bulgurun pirince kıyasla daha fazla tokluk hissi verdiği kanıtlanmıştır. Çalışmada, bulgurun açlığı bir-bir buçuk saat civarında geciktirdiği tespit edilmiştir.”

Bulgurda vitamin kaybı olmuyor
Makarnanın aksine bulgur, suyunun çektirilmesiyle hazırlandığı için pişirim esnasında herhangi bir vitamin kaybı yaşanmıyor. Üretim esnasında da bulgur, un haline gelmediği ve tane formunda kaldığı için besin değeri olarak tam buğdaya yakındır. Makarna ve pirinçten besin değeri olarak çok daha üstün olan bulgur salatadan dolmaya, çorbadan köfteye kadar tüm yemeklerde kullanılabilir. Bulgurla yapılan tarifler için Duru Bulgur Yayınlarından çıkan Tarihinden Tarifine Bulgur kitabı referans olabilecek bir kaynaktır.

Çarşamba, Şubat 10, 2016

GEZİ İSTANBUL'DA KAHVALTI...

GEZİ İSTANBUL BRASSERIE’LERDE
DOĞAL, KATKISIZ, TAZE LEZZETLERLE KAHVALTI KEYFİ…
  

İstanbullular'ın Taksim ve Pastane deyince ilk aklına gelen isimlerden biri Gezi Patisserie'dir. Özellikle kruvassan'larının ve çikolatalarının müdavimleri vardır.. Geçtiğimiz günlerde yemek - mutfak yazan blog sahibi bir kaç dostumla birlikte Aynur Kıran'ın daveti üzerine Göktürk'daki Geziİstanbul'da kahvaltı sofrasında buluştuk.











Gezi İstanbul kahvaltı menüsünün en büyük özelliği tüm yeşilliklerinin kendi tarlalarından, kahvaltılık tüm ürünlerin ise kaynağından özel olarak seçilerek masanıza geliyor olması. Yumurtalar, Gezi İstanbul’un kendi tarlasının doğal ortamında yetişen tavuklardan günlük olarak temin ediliyor. Ekmekler, özel harman un ve ekşi maya kullanılarak odun fırınında pişirilip sıcacık ve çıtır çıtır tazecik masanıza geliyor.

Şef Necdet Tunca masaya gelen tüm peynirlerin özelliklerini, nereden geldiklerini anlattı. 
Ekşi mayalı tam buğday ekmek ve Çavdar ekmekleri odun ateşinde pişiyor. Pizzalar da öğle ve akşam saatlerinde aynı fırından çıkıyor. Kahvaltıda 12 çeşit peynir, reçel, zeytin, tereyağı, bal, kaymak ve taze taze demleme çay sunuluyor. Kişi başı 35 TL. 
Taksim'deki adresinde haftanın 7 günü kahvaltı servisi var. Göktürk'de ise sadece haftasonu. Menude spesiyal olarak yoresel mıhlama (kuymak), pancake, bal ve yoğurt ile şfin özel karışımı olan taze meyveli Granola ve EggsBenedick gibi seçenekler sunuluyor.

 

Mayıs ayında yeni konsepti ile kapılarını açan Gezi İstanbul Taksim’in ardından Gezi İstanbul Göktürk de aynı konseptte hizmete açıldı. Haftanın 7 günü her sabah 08.00’de servise başlayan Gezi İstanbul Brasserie Göktürk şubesinde, hafta sonları zengin kahvaltı menüsü seçenekleri de bulunuyor.


Yılların deneyiminin brasserie konseptiyle harmanlandığı Taksim Gezi İstanbul Brasserie’de yiyecekler sipariş alındıktan sonra doğal, katkısız, taze, kaliteli, el yapımı malzemeler kullanılarak hazırlanıyor. Ekmekler özel harman un ve ekşi maya kullanılarak odun fırınında pişirilirken, sebze ve meyvelerin çoğu kendi bahçesinde doğal şartlarda yetiştiriliyor. Yüksek standartlarıyla yeme-içme sektörüne sıra dışı bir bakış açısı getiren Gezi İstanbul, tüm marka ve ürünleriyle müşterilerine kalite garantisi veriyor.
İnönü Caddesi No:5 Taksim / İstanbul  444 76 39 info@geziistanbul.com

Gezi İstanbul hakkında bir kaç not:
İlk olarak 1987 yılında İstanbullulara hizmet vermeye başlayan Gezi Patisserie, yeme-içme kültürüyle ilgili İstanbulluların iyi bildiği bir marka. Gezi Patisserie, uzun yıllar boyunca Avusturya pastaları, Belçika’dan ithal edilen en iyi kuvertürlerle üretilmiş %100 el imalatı çikolataları, Fransız ve Türk geleneksel hamur işlerinin en lezzetli örneklerini üretmesiyle ünlendi. 2001 yılında İçmimar Tülin Kıran ve Y. Mimar M. Hakan Kıran’ın devraldığı Gezi Patisseri eartık Gezi İstanbul ismiyle sadece pastane olarak değil, brasserie ve restaurant konseptiyle deİstanbulluların; özellikle entelektüel ve aydın lezzet düşkünlerinin en sevdiği uğrak noktalarından biri haline geldi.  

Perşembe, Şubat 04, 2016

Damla sakızlı su

Suya damla sakızı katılması yönteminin içme suyunu arıtmak ve içimi daha keyifli hale getirmek amacıyla, bu basit fakat büyüleyici fikrin kullanıldığı eski Mısır'da dört bin yıl önce başladığı söylenmektedir. 

Damla Sakızı, Sakız Adası ile özdeşleşmiştir. Sık sık korsanlar tarafından tehdit edilen, bir zamanlar Bizans hakimiyetinde bulunan kozmopolit bir Yunan adası olan Sakız Adası, İyonyalılar hakimiyetinde gelişmiş ve uğruna Cenevizliler ve Venedikliler savaşlar vermiştir. Osmanlı hakimiyetine geçtiği tarihten günümüze kadar, gövdesinin hafifçe çizilmesiyle ortaya çıkan reçinenin toplanması, sakız reçinesi toplayıcılarının işi olmuştur.
Aynı geleneksel toplama yöntemi, Sakız Adası'nın ortaçağdan kalma 24 köyünde gelecek nesillere bir miras olarak günümüzde de kullanılmaktadır.
Sakız ağacı reçinesinin kıymetli gözyaşları Sakız Adası'nın eşsiz sakız ağaçlarından akmakta ve elde edilmektedir. Doğa Ana'nın değerli bir hediyesi olan sakız reçinesi, hem lezzeti hem de kanıtlanmış yararlı özellikleri nedeniyle çeşitli şekillerde kullanılmaktadır. Doğal, aromatik ve kristalize bir reçineye sahip olan damla sakızına iyileştirici özellikleri nedeniyle zamanın başlangıcından bu yana saygı duyulmuştur. Antik çağlardaki güzellik ürünlerinde, Dioscourides ve Hipokrat'ın tıbbi tedavilere yönelik botanik çalışmalarında kullanılmıştır.

Doğanın bu paha biçilmez hediyesi, yaşam sunar ve yaşamın devam etmesini sağlar. Gücün, saflığın, gençleşmenin ve bereketin sembolüdür.Doğal aromalı damla sakızlı su, buhar kullanılarak saf damla sakızının damıtılması ile elde edilen bir üründür. Lezzetli, doğal, şekersiz ve kalorisiz Mastiqua'ya tüm benzersiz ve faydalı özelliklerini bu damla sakızı sağlar.
Sağlık, lezzet, keyif…

MASTIQUA'nın karakteristik aroması ve taze damla sakızı lezzeti gece veya gündüz olsun her anı güzelleştirir. Canlandıran, gençleştiren ve harika hissettiren alternatif bir ferahlık sağlar.
Alkolsüz bir içecek olarakMASTIQUA'yı tek başına soğuk için ya da MASTIQUA'yı bir bardak kahve ile veya hazım kolaylaştırıcı olarak yemekle birlikte deneyin. İster güne başlarken dinçlik ve ferahlık kazanmak için, ister akşamüstü veya geç vakit MASTIQUA’yı yaratıcı kokteyller hazırlamada da kullanabilirsiniz. http://www.mastiqua.com/tk/index.html

Perşembe, Ocak 28, 2016





Keyifli çay sohbetleriniz için
Fakir Shaye Çay Makinesi


Soğuk kış günlerinde içinizi ısıtacak keyifli sohbetlerinize vakit ayırın diye Fakir Shaye Çay makinesi hızlı ve pratik çay demleme özelliğiyle doyasıya çay keyfi sunuyor. Demli, kıvamlı ve mis kokulu çaylar demlemek isteyenlerin tercihi olan Shaye, ayrıca sağlığına özen gösteren için de bitki çayları demleme özelliğine sahip. Shaye çay makinesi 1800 W gücünde, 2,3 Litre kapasiteli su ısıtıcısı ve 0,7 Litre kapasiteli cam demliğiyle iki temel parçadan oluşuyor. Paslanmaz çelik filtresi çayın lezzetini bozmadan kıvamlı demlenmesini sağlarken, hızlı kaynatma özelliği ile de zamandan tasarruf sağlıyor. 
Çayı sürekli sıcak tutma özelliğine sahip Shaye’nin, 360° dönebilen kablosuz su ısıtıcısı sadece ısıtıcı olarak da kullanılabiliyor. Su bittiğinde otomatik kapanma özelliği sayesinde güvenli kullanım sağlarken, kablo saklama yuvasıyla mekândan da tasarruf edebilirsiniz.