SALOON BURGER’DEN
BAHARAT ESİNTİLİ TENDERS BURGER

Saloon Burger’in yeni lezzeti Tenders Burger, piliç göğüs filetonun yumuşaklığını, çıtır kaplama ve Belçika’nın dünya mutfağına armağanı baharatlı Andalouse sos ile birleştirip muhteşem bir lezzet deneyimine dönüştürüyor. Çıtır kaplamalı pilicin, baharatlı Andalouse ile ateşli dansı, damaklarda eşsiz bir tat bırakıyor.
Muhteşem tavuk lezzeti Tenders Burger’ların benzersiz keyfini, Saloon Burger restoranlarının lezzeti katmerleyen keyifli ortamında ya da online sipariş ile dilediğiniz her yerde sürebilirsiniz.
Saloon Burger Hakkında : 2015 Nisan ayında ilk restoranını açtıktan ve 1 yıllık ARGE süreci sonrası hem orijinal lezzet kodlarını koruyan burgerleri ve yerel tatlarıyla farklılaştırılan özel hamburgerleriyle 47 restorana ulaşan Saloon Burger, sağlıklı ve güvenilir malzemeler, helal sertifikalı etler kullanılarak üretilmiş ürünlerini tüketicisine uygun fiyatlarla sunuyor.
EN LEZZETLİ URFA KEBABI, URFA’LI DEDECAN’DA YENİR
NİTELİKLİ KAHVE İLE GÜNE BAŞLAMANIN ADI ROMM COFFEE
Kendi ülkesinin en kaliteli çekirdeklerini alıp, ülkemiz damak tadına uygun kavuran Romm Coffee, kısa sürede nitelikli kahve severlerin ve kahve bağımlılarının ilk tercihi olmayı başardı.
Aralarında tek seferlik pratik paketlerin de bulunduğu 10 farklı çekirdekten oluşan Romm Coffe seçenekleri, gerçek kahve tutkunları arasında büyük beğeni toplayınca, çeşitlerini artırmaya başladı.
Geleneksel demleme yöntemleriyle modern kahve lezzetlerini birleştiren Romm Coffee; özenle seçilmiş çekirdekleri ustalıkla kavurarak % 100 doğal lezzetler elde ettiği farklı kahve çeşitleri ile her damak tadına hitap ediyor.
Çekirdeklerin yetiştiği bölgede yer alan diğer bitkilerin tadını gövdesine saklayan kahve; Romm Coffe aracılığı ile tatlıdan ekşiye, odunumsudan baharatlıya kadar farklı tonlarını damaklarda hissettiriyor. Gerçek kahve tutkunlarının fark edebildiği bu gövde aromaları ve asidite oranları ile nitelikli kahve severler kendi damak tatlarına uygun kahveyi, istedikleri demleme yöntemiyle hazırlayabiliyorlar.
Pratik demleme paketlerinden oluşan filtre kahve seçenekleri ise; sıcak su ve fincan olan her yerde Romm Coffee lezzetlerini devam ettirmenizi sağlıyor.
2015 yılından bu yana Türkiye’yi gezen ve konspet gastronomi paylaşımları ile dikkat çeken, sosyal medyanın sevilen yüzü Ayhan Mortepe’nin tutkunu olduğu kahve için yarattığı markası Romm Coffee, Kadıköy Ayrılık Çeşmesi’ndeki atölyede, yakın zamanda kahve eğitimlerine de başlayacak. Romm Coffee; Shopier, Trendyol ve Hepsiburada satış sitelerinden ve Ayrılık Çeşmesi atölyesinden satın alınabiliyor
Detoks Etkisi Sağlayan Sağlıklı Atıştırmalık
Kış aylarının vazgeçilmezi, C vitamini kaynağı portakalı sağlıklı atıştırmalıklarıyla buluşturan Zbarz, Slim Portakal ile gün boyu aktif ve dinç kalmanızı sağlıyor. Doğal enerji kaynağı guarananın içinde bulunduğu Zbarz Slim, portakal, yeşil çay, kakao ve hindistan cevizi ile her tadımda farklı lezzetlere erişmenizi sağlıyor. Hiçbir katkı maddesi bulunmayan, koruyucusuz, şeker ilavesiz Zbarz Slim Portakal, zayıflamaya yardımcı ve yağ yakıcı özelliğiyle detoks etkisi yaratıyor.
Katkısız, koruyucusuz, yüksek protein ve lif kaynağı özelliği ile ön plana çıkan Zbarz sağlıklı atıştırmalıkları, tüketicilerin hem sağlığına hem de damak zevkine hitap ediyor.
Sağlıklı ve zinde kalmak isteyenlerin kurtarıcısı olan Zbarz atıştırmalıkları, her damak zevkine uygun lezzetiyle tercih sebebi oluyor. Evde, sporda, ofiste ve okulda her anınızda yanınızda rahatlıkla taşınabilen Zbarz Slim Portakal, kahve ve çay keyfinizi ikiye katlıyor.
Tatlı krizlerini engelleyerek büyük kaçamakları imkânsız hale getiren Zbarz Slim Portakal, içeriğinde bulunan guarana ile yüksek oranda yağ yakıp, zayıflamanızı sağlıyor. Doğal enerji kaynağı olan guarana ile kış aylarından vazgeçilmez meyvesi portakal ile özdeşleşen Zbarz Slim, yeşil çay, kakao ve hindistan cevizi ile tek ısırıkta yüksek doygunluk hissi veriyor. Yeşil çayın antioksidan etkisiyle vücutta arınma sağlayan Zbarz Slim Portakal, ara öğünlerin vazgeçilmezi oluyor.
İzmir İstinye Park Alışveriş Merkezi’nde açılan GODIVA CAFE, harika lezzetlerini şimdi İzmir’deki çikolata severlerle buluşturuyor.
GODIVA CAFE,ikonik tatlar ve çikolatadan doğan tüm lezzetleri içeren menüsüyle İzmir’deki misafirlerine de ayrıcalıklı bir deneyim vadediyor. GODIVA, kendi şefleri tarafından geliştirilen geniş çikolata seçkisi, çikolataya batırılmış çilekler, fondü, çeşitli taze meyveler ve çikolata ile hazırlanarak sunulan krepler gibi hem klasik hem de yeni lezzetlerini İzmir’de çikolata tutkunlarına sunuyor.
GODIVA hakkında:
Dünyanın önde gelen premium çikolata markası GODIVA, 1926 yılında Brüksel’de Belçikalı çikolatacı Pierre Draps tarafından kuruldu. Kuruluşundan yaklaşık 100 yıl sonra bile GODIVA çikolatasının her parçası hala aynı kalitede, Belçika’ya özgü ustalık ve dünyanın en iyi içeriğiyle farklılaşıyor. GODIVA’nın tüm dünyada 100’den fazla ülkeye dağıtımı bulunuyor. Müşteriler, GODIVA’yı markaya ait ikonik butik mağazalar, duty free’ler, kafeler, e-ticaret kanalıyla ve birçok seçkin mağazada deneyimleyebiliyor. GODIVA kendini tüketicinin beklentilerinin üzerinde yenilikçi, lezzetli yiyecek ve içecek ürünleri sunmaya ve onlara mükemmel anlar yaşatmaya adıyor. Ünlü trüfleri ve çift kalıpla üretilen çikolatalarından Avrupa tarzı bisküvilerine, ayrı ayrı paketlenmiş çikolataları, sıcak çikolatası, dondurmalı ürünleri ve diğer lezzetleriyle GODIVA, misafirlerine en leziz çikolata deneyimini sunmayı vadediyor. Sosyal sorumluluk sahibi bir şirket olarak GODIVA, dünya çapında sürdürülebilir uygulamaları ve programları destekliyor. Şirket aynı zamanda kakao çiftçilerini desteklemek, çevreyi korumak, yaşadığımız ve çalıştığımız toplulukları güçlendirmek için tasarlanmış küresel uygulamalar ve programlara da sahip.
İstanbu'un yeni buluşma noktası Ferida tarihi Fişekhane'de
Ferida, yeme-içme sektöründe yepyeni bir lezzet eğiliminin öncüsü oldu. Şef Murat Bozok imzalı Balkan lezzetleri ve brasserie menüsünden seçmeler kısa sürede büyük beğeni topladı.
Feridanın yatırımcıları Orhan-Semih Özbayrak, restoranın ilk üç ayını şu cümlelerle özetlediler: En başından beri bu projeye inandık. Bize göre yeme-içme sektörünün anahtar kelimeleri doğru yer, doğru şef, doğru menü ve servis kalitesi. Tarihi Fişekhane bize göre şu anda İstanbulun yeni çekim merkezi. Yeme-içmenin yanında konserler, sanat atölyeleri ve kültür sanat etkinlikleri burayı farklı kılıyor. Üç ayrı semtte yapılacak etkinlik döngüsünü İstanbulun merkezinde, tarihi bir ambiyansta denizin hemen kıyısında
Feridada ilk 5
Dünya mutfağından Şef Murat Bozok imzalı lezzetler sunan Ferida;yı farklı kılan menüsündeyer alan enfes Balkan tatları. En fazla tercih edilen ilk 5 tabak ise; Boşnak Mantısı, Ferida Köfte, kuru etli pizza, Ajvar Dip ve karidesin özel soslarla harmanlandığı Shrimp Bomb.
Sağlıklı beslenmenin anahtarı: Probiyotikler
PROBİYOTİK YOĞURT SOFRALARA LEZZET KATARKEN, BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRMEYE YARDIMCI OLUYOR
Hastalıklara karşı direncimizi ve bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için sağlıklı beslenmek büyük önem taşıyor. Sağlıklı beslenme yolunda edinebileceğimiz en kolay alışkanlıklar arasında da probiyotik içeren besinleri düzenli olarak tüketmek yer alıyor. Özellikle pandemi döneminde pek çok uzman, sindirim ve bağışıklık sistemini düzenleyen probiyotiklerin mucizevi etkisine dikkat çekiyor. Probiyotik içeren ürünler konusunda farklı ürün çeşitleri ile birçok alternatif sunan Eker, probiyotik yoğurt seçeneklerine bir yenisini daha ekliyor: 900 gramlık yeni ambalajıyla Eker Probiyotik Yoğurt, özellikle kalabalık ailelerin yemek sofralarında doya doya probiyotik yoğurt tüketebilmesine, bağışıklık için güçlü bir koruma kalkanı oluşturabilmesine yardımcı oluyor.
Vücudumuzu yöneten önemli organlar arasında bağırsaklar ilk sıralarda yer alıyor. Sağlıklı çalışan bir sindirim sistemi metabolizmayı da güçlendiriyor. Probiyotik ürünler tüketerek sindirim sistemimizin düzenlenmesine yardımcı olmak, böylece vücudumuzu tehdit eden dış etkenlere karşı koruyucu bir kalkan oluşmasını desteklemek mümkün.
Pandemi ile birlikte sağlıklı beslenme konusu daha çok gündeme gelirken, beslenme uzmanları da probiyotik içeren ürünlerin önemine dikkat çekiyor. Probiyotik içeren ürün dendiğinde de hem kolayca bulunabilmesi hem de günlük hayatımızda sofralarımızda önemli bir yeri olması sebebiyle akla gelen ilk seçenekler arasında yoğurtlar yer alıyor. Geleneksel Türk mutfağının vazgeçilmez parçası olan yoğurdun probiyotikle zenginleştirilmesi, sofralara lezzet katmasının yanı sıra sağlığımız için daha fazla fayda sağlamasına yardımcı oluyor. Bağırsak florasını geliştirerek sağlığımızı olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizmalar olarak tanımlanan probiyotikler, yoğurt üretiminde mayalama işlemi sırasında ilave ediliyor. Probiyotikler, bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı olan yararlı bakterilerin artmasına, zararlı bakterilerin ise azalmasına destek oluyor.
Eker’in probiyotik sofra yoğurdu yeni 900 gram boyutunda!
Tüketicilerin sağlıklı beslenme ihtiyacını önemseyerek Probiyotik Ürün Ailesi’ni hazırlayan Eker, bu kategoriyi güçlendiren yenilikler yapıyor. Eker, mevcut probiyotik yoğurt seçeneklerini, 900 gramlık yeni büyük ambalajıyla zenginleştiriyor. Her gün tüketilebilecek bir sofra yoğurdu olan Eker Probiyotik Yoğurt, yemeklerin yanında öğünlere lezzet ve fayda katıyor. Eker Probiyotik Yoğurt, her yemeğin yanında sofralara eşlik ediyor. 900 gramlık yeni büyük ambalaj sayesinde, özellikle kalabalık aileler probiyotiğin faydalarından doya doya yararlanma fırsatı buluyor. 1 gramı, en az 1 milyon yaşayan probiyotik bakteri ve aktif yoğurt bakterileri içeren Eker Probiyotik Yoğurt, sofralara lezzet katarken aile bireylerinin bağışıklığını güçlendirmeye yardımcı oluyor.
Farklı damak zevklerine hitap eden seçenekler
Günün her öğününde probiyotik tüketirken lezzetten de ödün vermek istemeyenleri mutlu eden Eker’in Probiyotik Ürün Ailesi’nde; 500 gram ve 4x100 gram Sade Probiyotik Yoğurt, 400 gram ve 4x100 gram Kayısılı ve Çilekli olmak üzere 2 farklı çeşit Meyveli Probiyotik Yoğurt, farklı lezzetleri sevenler ve içeriğine şeker ilave edilmemiş ürünleri tercih edenler için 125 gram incirli yulaflı ve hurmalı chialı ürünlerden oluşan Tahıllı Meyveli Probiyotik Yoğurt seçenekleri yer alıyor. Tüm bunlara ek olarak 1 litre Probiyotik Kefir, 1 litre ve 195 ml boyutlarıyla Probiyotik Ayran seçenekleri de bulunuyor.
İSTANBUL’UN İKİ GASTRONOMİ MARKASI YENİDEN HİZMETE BAŞLIYOR
İstanbul’un gastronomi markaları İBB Sosyal Tesisleri ve BELTUR, üç ayı aşan sürenin ardından yeniden misafirlerini ağırlamaya hazırlanıyor. Tüm restoran ve kafelerini kontrollü normalleşmeye göre düzenleyen seçkin lezzetlerin iki adresi, ara verdikleri hizmetlerine yeniden başlıyor.
İstanbullulara kaliteli hizmet ve seçkin lezzetler sunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Sosyal Tesisleri ve BELTUR, yeniden misafirlerini ağırlamaya başlıyor. Covid-19’la mücadele kapsamında Kasım 2020’den beri tüm lokanta, restoran ve kafeler gibi müşteri kabul edemeyen kentin iki yeme içme adresi, salgına dair tüm önlemleri alarak yeniden hizmet vermeye devam ediyor. İBB Sosyal Tesisleri 5 Mart Cuma günü İstanbulluyla buluşmak için hazırlıklarını yaparken, BELTUR’un hazırlıkları tamamlanan kafe ve restoranları birer birer açılıyor.
“ÖNCELİĞİMİZ SAĞLIK”
İBB iştiraki BELTUR, “önce sağlık” ilkesiyle tüm tedbirleri alarak kademeli ve kontrollü bir şekilde yeniden İstanbullularla buluşuyor. En sağlık bir şekilde İstanbulluları ağırlamaya hazırlandıklarını söyleyen BELTUR Genel Müdürü Cenk Akın, toplum sağlığı için alınan tedbirleri titizlikle uygulayacaklarını belirtti.
Tüm şubelerde HES kodu uygulaması ile misafir kabul edileceğini anımsatan Akın, “Önceliğimiz sağlık. Amacımız tüm tedbirleri alarak kontrollü ve hızlı bir şekilde açılmak. Şubelerimizin dezenfekte işlemlerine belirli aralıklarla devam ediyoruz. Tüm çalışanlarımızı sağlık durumunu takip ediyor, onları sağlık kontrolünden geçiriyoruz” dedi.
“BAŞINIZI ÇEVİRDİĞİNİZ HER YERDEYİZ”
Şubeler dışında on ‘Gezgin Lezzetler’ karavanının İstanbulluya hizmet vereceğini belirten Akın, “İstanbullunun başını çevirdiği her yerde olacağız. BELTUR uygun fiyata kaliteli ürünü İstanbullunun yanına kadar götürecek. COVID-19 pandemisi kapsamında alınan tedbirlerin, şubelerde olduğu gibi, Gezgin Lezzetler karavanlarında titizlikle uygulanacak” diye konuştu.
AÇILIŞ 5 MART
İstanbul’un en güzel seyirlik manzaralarına sahip 19 farklı mekanda İstanbullulara restoran ve kafeterya hizmeti veren İBB Sosyal Tesisleri, 5 Mart Cuma günü kahvaltı servisiyle yeniden konuklarını ağırlamaya başlayacak. HES kodu uygulaması ve ateş ölçümü yapılarak misafir kabul edecek İBB Sosyal Tesisleri’nde kontrollü normalleşme dönemi için düzenlemeler gerçekleştirildi. Oturma düzeni sosyal mesafeye göre ayarlanarak kapasite yarıya düşürüldü. Tüm gerekli noktalara el dezenfektanları yerleştirildi. Tüm çalışanlar yeni düzene göre eğitimden geçirilerek maske kullanımı, fiziksel mesafe ve hijyen kuralları konularında bilinçlendirildi
Duru Bulgur’dan “Dünya Gıda Günü’nde” sağlıklı beslenme çağrısı
“Yeni normalde baklagillere büyük iş düşüyor”
Bakliyat tüketimi kadar üretiminin de dünya geleceğinin korunmasında stratejik bir önem taşıdığını vurgulayan Ece Duru, “Baklagil bitkiler, bir taraftan havanın azotunu toprağa bağlama yeteneğindeki bakterileri köklerinde bulundururken; diğer taraftan pek çok kültür bitkisinin yetişemediği zor koşullarda yetişerek, insanların gıda gereksiniminin karşılanmasında önemli rol oynamaktadır. Fasulye gibi baklagil grubu bitkiler, havanın serbest azotunu bazı bakteriler sayesinde bitki yararına kullanırlar. Bu durumda; havada bitkinin kullanamayacağı formda olan azot elementi bu sayede bitkinin kullanabileceği forma dönüştürülür. Bitkiye ve toprağa besin elementi katkısı sağlanmış olur. Ayrıca baklagil köklerinin toprakta atık şeklinde kalması ile toprağa organik madde katkısı sağlanmış olur” bilgilerini aktardı.
Türkiye’nin ilk ve tek A+ üretim tesisi ile sofralara keyifli bir lezzet sunan Asiltane, sağlıklı ürünleri ile gelecek nesillere de fayda sağlamayı hedefliyor.


1981 yılından bugüne bakliyat sektöründe faaliyet gösteren Reis Gıda, yeni ürün gamı Royal serisini raflara sundu. Kinoa, chia, beluga mercimeği, siyah nohut, amarant gibi son dönemde sağlıklı beslenme listelerinin üst sıralarında yer alan 23 farklı çeşidi tüketicisiyle buluşturan Reis Gıda, Royal ile sağlıklı ve dengeli beslenmeye yardımcı olacak.
Reis Gıda, dünyanın da tercih ettiği, Royal serisi ürün grubunun ambalajını tasarlarken, gıda israfının ve atığın önüne geçmek amacıyla ağzı kilitli ambalaj tercih etti. Yeni ürün serisi için gluten hattı da oluşturan Reis Gıda bu dönemde hız kazanan üniversite iş birlikleriyle AR-GE ve inovasyon çalışmalarına devam ediyor.

Sadece Bağdat Caddesi değil, İstanbul’un da bir klasiği haline gelen Cafe Cadde; mutfağında günlük hazırlanan taze, sağlıklı ve özenli mönüsü ile bu Sevgililer Günü’nde de aşkına özen gösteren sevenleri ağırlıyor.
25 yıldır pek çok aşka şahitlik eden, güzel başlangıçlara vesile olan Cafe Cadde, her yaştan lezzet müdavimlerini sürekli yenilenen tatları ile mutlu etmeyi başarıyor.
Sevgililer Günü’nde keyifli bir nostalji yaşamak, özenli bir servis ve nefis yemeklerle romantik bir gece geçirmek isterseniz Cafe Cadde’de yerinizi ayırtmayı unutmayın.
Aşıkları güzel sürprizlerin beklediği Cafe Cadde, size ve sevdiğinize unutulmaz anılarla eşlik etmek için 14 Şubat'a hazırlanıyor.
Cafe Cadde, Bağdat Caddesi No: 349 Erenköy 02163027624
Caffé Nero’nun farklı tatları hem yetişkinler hem çocukların içini ısıtıyor
Caffé Nero, soğuk kış aylarını sıcacık lezzetlerle ısıtıyor. Tarçın ve baharatlarla sunulan Chai Latte ve benzersiz süt köpüğüyle damakları şenlendiren Cappucino ile yetişkinler için egzotik ve zengin lezzetler sunan Caffé Nero, küçük misafirlerinin içini ısıtacak, onlara özel tatlar ikram etmeyi de unutmuyor. Caffé Nero’yu ziyaret eden çocuklar, Kids Hot Chocolate ile çikolata ve sütün muhteşem birleşiminden oluşan sıcak çikolatanın tadına varıyor.
“Milano’da değilseniz en iyi kahveci…” unvanına sahip Caffé Nero, sunduğu sıcacık ve farklı lezzetlerle kış aylarında misafirlerinin içini ısıtmaya devam ediyor. Kaliteli İtalyan kahvesini birbirinden eşsiz lezzetlerle birlikte sunan Caffé Nero, Chai Latte, Cappucino ve çocuklara özel hazırladığı Kids Hot Chocolate ile hem büyükler hem de küçükler için benzersiz tatlar sunuyor.
Tarçın, baharatlar, siyah çay ve şekerin, buharda ısıtılmış süt ve süt köpüğünün birleşiminden oluşan Chai Latte, içeriğindeki farklı baharatların esintisi ile misafirlerin egzotik bir deneyim yaşamalarını sağlıyor.
Caffé Nero’nun enfes Classico harmanından çekilmiş Espresso’su ile buharla ısıtılmış süt ve mikro-süt köpüğünden hazırlanan Cappucino ise, üzerine serpilmiş çikolata tozuyla zengin ve dengeli bir aroma sunmakla kalmıyor aynı zamanda hem damaklara hem de gözlere hitap ediyor.
Ebeveynleri ya da arkadaşlarıyla Caffé Nero mağazalarını ziyaret eden çocuklar da kendilerine özel olarak hazırlanan tatlarla besin değeri yüksek, enerjilerini artıran içeceklerle buluşma imkanı yakalıyor. Caffé Nero’nun çocuklara özel hazırladığı Kids Hot Chocolate, üzerindeki eritilmiş, yoğun çikolatası ile enfes bir sütlü sıcak çikolata sunarak çocukları neşelendirmeye devam ediyor.
Caffè Nero hakkında:
Kaliteli İtalyan kahvesine duyduğu tutkuyla yaklaşık 20 yıl önce yola çıkan Caffé Nero, mükemmel kahve lezzetini yaratma ve bu özel lezzeti misafirleriyle paylaşarak kahve içimini eşsiz bir deneyime dönüştürme arzusuyla, İngiltere’de kuruldu.
Yorulmadan kahvenin üretildiği her yerde yüksek kaliteli kahve çekirdeklerini arayıp bularak kahvesindeki benzersiz tadı yakalayan Caffé Nero, özel olarak geliştirdiği ödüllü kahve harmanı ve ona eşlik eden benzersiz lezzetlerini önce Avrupa, oradan da tüm dünyadaki kahve tutkunlarıyla buluşturmaya devam ediyor.
İtalya’daki yerel kafelerin samimi atmosferinden ilhamla yarattığı mağazalarında, enfes kahveleri, mükemmel lezzetleri ve maharetli baristalarıyla misafirlerini ilk günkü heyecan ve özenle ağırlayan Caffé Nero, Türkiye’de 2007 yılından bu yana faaliyet gösteriyor.
Bine yakın mağazası ve yaklaşık 5.000 çalışanıyla Avrupa’nın en hızlı gelişen ve en sevilen kahve zincirlerinden olan Caffè Nero’nun bugün Türkiye’de toplam 61 mağazası bulunuyor.

Yeni yıl menüsüyle iddialı “Buselik”Tünel Residence Teras’ta açıldı
Lezzetli ve özgün tariflerle oluşturulmuş menüsü, eski meyhane kültürüne yeni bir soluk getiren atmosferi ve kendine has tarzıyla kısa süre içerisinde kendi müdavimlerini oluşturan Buselik, İstanbul’daki şubesine bir yenisini daha ekledi. Artık Buselik müdavimleri eşsiz Galata manzarasıyla İstanbul’un unutulmaz semtleri arasında yer alan Tünel’de de Buselik lezzetlerini tadabilecekler.
Şık sofralar, özel tatları ağırlıyor
Buselik Tünel, kendine has dili, sıcak ortamı ve özenli sunumları ile en dostane muhabbetlerin adresi oluyor. Buselik’te hazırlanan şık sofralar, usta şeflerin özenle hazırladığı tariflerle renkleniyor. Geleneksel Türk tatlarını kendine has bir şekilde yorumlayan Buselik’in menüsünde badem ve fıstıklı Girit ezmesinden karides saganakiye, sıcak ot kavurmadan pastırmalı sıcak humusa birbirinden özel yöresel tatlar bulunuyor.
Yeni yıl menüsüyle de iddialı
Buselik, lezzetli menüsüyle yeni yılı karşılamak isteyenler için de özenle seçilen tatlardan oluşan bir menü hazırladı. Hem Tünel hem de Hisar Buselik’te geçerli olacak fiks menüde; kaymaklı vişneli pancardan yer elmalı ve kuzu kulaklı cacığa, İzmir tulum peynirli köz patlıcan güveçten paçanga böreğine, fırında otlu levrekten Boşnak köftesine uzanan 9 çeşit meze, 4 çeşit ara sıcak, 2 çeşit salata, 2 çeşit ana yemek ve 2 çeşit tatlı bulunuyor.
2019 yılına Buselik’in sıcak atmosferinde, birbirinden leziz mezeler ve unutulmayan şarkılar eşliğinde girmek isteyen misafirleri kişi başı 295 TL’ye Buselik’in harika manzarasıyla eşsiz bir gece sizi bekliyor.
Rezervasyon ve detaylı bilgi için:
Tünel Buselik(0212) 292 10 02
Hisar Buselik( 0216) 308 13 13
Buselik hakkında:
Buselik, lezzetli mezeler ve özlenen şarkılar eşliğinde, eski meyhane kültürünü modern bir bakış açısıyla yeniden yorumluyor. Hisar Buselik’in gördüğü ilgi üzerine, Şişhane’de Tünel Residence Teras’ta açılan ikinci şubesiyle de müdavimleriyle buluşan yeni nesil meyhane, sıcak ortamı ile keyifli sohbetlerin vazgeçilmez adresi oluyor. Anadolu mutfağının unutulmaz lezzetlerine yer veren Buselik’in tüm ürünleri mevsiminde kullanılan en taze ürünlerle hazırlanıyor.

****
Yeni yıl sofralarına özel bir lezzet:
Bademli Başbaşı Bulgur Pilavı
Yeni yılın heyecanı içimizi sararken yılbaşı soframıza en çok yakışacak lezzetleri de seçmeye başladık bile. Yeni yılı karşılayacağınız sımsıcak sevgi dolu sofranıza özel bir lezzetle geliyoruz: Bademli Başbaşı Bulgur Pilavı. İşte aile ve dostları buluşturacak yılbaşı sofralarına tadına doyum olmaz bir lezzet tarifi…
Sevgi için hep söylenir; paylaştıkça çoğalır, güzelleşir diye. Peki içine sevgi katılan lezzetler! İşte o lezzetler de bir aile aynı sofrada buluşunca güzelleşir, anlam bulur. Umut dolu dileklerle heyecan içinde beklediğiniz yılbaşında ailenizin ve dostlarınızın güzelleştireceği sofranıza özel lezzetlerle geliyoruz.
Önce içiniz ısınacak sonra damağınız gerçek lezzetle tanışacak!
Duru Bulgur lezzet ustalarının seçtiği yılbaşı menüsünde neler yok ki! Kabak, havuç, brokoli üçlüsüyle harmanladığımız sebze çorbasının muazzam kokusu ve içerken aldığınız keyif başlangıçta içimizi ısıtırken soframızın en lezzetli noktasında ise Duru Bulgur’un özel yöntemlerle hazırladığı Başbaşı Bulgur’undan yapılan lezzeti dillere destan Bademli Bulgur Pilavı var.
Buğdayın kırılmadan kabuğu soyularak elde edilen ve sadece Duru Bulgur’un ürettiği özel bulgur sayesinde pilavınızın tadı bildikleriniz dışında ezber bozan bir lezzette yılbaşı sofranıza konuk oluyor. Yanına ise nar gibi kızarmış çıtır çıtır bir tavuk veya tercihe göre yılbaşı klasiği hindi ve bol nar ekşili yeşillik cümbüşü olan bir salata şahane olacak ve yılbaşı menünüzü tamamlayacak.
Sevdiklerinizle aynı sofrada lezzetinizi paylaşırken sizin için seçtiğimiz bu özel pilavın tarifi aşağıda, sofranızın baş köşesine kurulmayı bekliyor!
BADEMLİ BAŞBAŞI BULGUR PİLAVI
Malzemeler
- 1 Su Bardağı başbaşı bulgur
- 1 Yemek Kaşığı Zeytinyağı
- 1 Tatlı Kaşığı Tereyağ
- 1 Çay Bardağı Badem (Kavrulmuş ve kabuğu soyulmuş)
- 1 Yemek Kaşığı Kuş üzümü
- 1 Çay Kaşığı Tuz
- 2 Su Bardağı Kaynar Su
Hazırlanışı
Kuş üzümünü ılık suda 5 dakika bekletin ve süzün. Yayvan bir tencereye bademleri koyarak renk alana kadar kavurun. Tereyağı ve zeytinyağını ilave edin. Ardından sırasıyla başbaşı bulgur, kuşüzümü, tuz ve kaynar suyu da ekleyerek kısık ateşte 15 dakika bulgurlar göz göz olana kadar pişmeye bırakın. Bulgur pilavınızı 20 dakika dinlendirdikten sonra servis edebilirsiniz.
Çorba içmek hastalıklardan korurken
kilo almayı da önlüyor
Hemen hemen herkesin isteğidir hem sağlıklı beslenmek hem de kilo almamak. Peki bunun bir yolu var mı derseniz elbette var: Çorba içmek! Sizi hem hastalıklara karşı korur hem de sağlıklı beslenerek kilo vermenize yardımcı olur.
Çorba, yazın iç serinleten buz gibi bir lezzet kışınsa soğuk günlerde titreyen vücudumuzu bir yudumuyla kendine getiren buharı üstünde mucizevi bir içecek. Bu nedenledir ki hem Türk hem de dünya mutfağının baş tacıdır çorbalar. Sofralardan eksik edilmeyen, yemeğe çorbasız başlayamadığımız, hastayken ilaç niyetine ‘anne çorbası’ aradığımız bu mucizevi yemeğin faydaları da saymakla bitmiyor.
Kışın içtiğimiz su miktarı azalıyor
Çorba yaz kış vücudumuzun sıvı ihtiyacını karşılamasına yardımcı olur. Kışın özellikle kuru ve soğuk havalarda azalan su isteği ve beraberinde vücutta ve özellikle de ciltte meydana gelen nem kaybının yegâne anahtarı sudur. Çorba sıvı olduğu için günlük almamız gereken sıvı ihtiyacımızı karşılamada yardımcı olur.
Kilo kontrolünün anahtarı
İçine çeşit çeşit sebze koyarak blenderdan geçirip tüketebileceğiniz gibi, bulgur, nohut gibi bakliyatlarla da besin değerini zenginleştirebileceğiniz çorbalar hem size vitamin ve mineral bakımından her türlü desteği sağlıyor, hem de bunu yaparken düşük kalorisiyle kışın hareketsizlik nedeniyle artan kilo alma eğilimine karşı vücudunuzu koruyor.
Çorba tok tutar
Vücudumuzun yediklerimizle doyduğunu hissetmesi 20 dakikayı buluyor fakat biz bu süre zarfında tüm sofrayı silip süpürebiliyoruz. Fakat yemeğe hafif, doyurucu bir çorba ile başladığınızda mide kapasitesinin çoğunu kapladığı için diğer yemeklerden daha az miktarda yemenize ve daha çabuk doymanıza sebep olur.
Özellikle hasta olduğumuzda ya da hastalığın geldiğini hissettiğimiz dönemlerde bol limonlu tavuk çorbası hem boğaz ağrısını yumuşatıyor, hem de vücudunuzun hastalığa karşı direnç kazanmasına yardımcı oluyor.
Çorbalara konulan bulgur daha tok tutuyor
Çorba ile yemeğe başlamanın zayıflamada ve kilo kontrolünde çok etkili olduğunu söyleyen Duru Bulgur Beslenme Uzmanı Seçil Kenar, “Çorbalarınızın içine koyacağınız bulgur ile daha fazla tok kalırsınız. Öncelikle belirtmeliyim ki bulgur sadece su ve buğdaydan oluşuyor ama mineral, vitamin, posa ve lif açısından oldukça zengin. Bağışıklık sistemini güçlendiren bulgur, bazı B grubu vitaminleri içeriyor. İçeriğindeki yüksek posa miktarı ile diyabet ve kansere karşı da vücudu koruyor” diyor.
Bulgurun içerdiği B1 vitamininin, sinir ve sindirim sisteminin güçlenmesine yardım ettiğini belirten Kenar sözlerine şöyle devam ediyor. “Kan şekerini hızla yükseltmeyen bulgur şeker hastalarının da miktarlarına dikkat ederek tüketebileceği bir besin. Pirince oranla vitamin ve mineralleri daha yüksek, daha sağlıklı, kilo kontrolü sağlanmasına da yardımcı oluyor.”
Tavuklu Topalak Çorbası: 2 adet tavuk göğsü, 1 su bardağı Duru Bakliyat Koçbaşı Nohut, 1 su bardağı Duru Köftelik Bulgur, 1 adet soğan, 1 çay bardağı un, 2 yemek kaşığı salça, 1 tatlı kaşığı kimyon, 1 tatlı kaşığı karabiber, 1 tatlı kaşığı nane, 6 su bardağı tavuk suyu
Yapılışı: Köftelik Bulguru sıcak su ile ıslatın ve bulgur şişene kadar bekletin. Şişen bulguların üzerine un, salça, tuz ve baharat ekleyin ve iyice yoğurun. Köfte hamurundan parçalar koparılıp minik köfteler yapılır. Ayrı bir yerde salçayı yağda kavurun ve suyunu ekleyin. Üzerine küçük köfteler, haşlanmış Koçbaşı Nohut ve haşlanıp didikleniş tavuk eti koyulur. Köfteler yumuşayana dek pişirilir. İnce kıyılmış maydanozla süsleyip servis edilir.
“Egemden” ile İftar sofralarına sağlık ve lezzet...
Zeytinin memleketi Ege’den elde edilen hasatlarla üretilen Egemden zeytinyağı; kalitesi ve kendine has kokusu ile iftar sofralarına lezzet katacak.
Tüm aileyi bir araya toplayan ve dostları bir araya getiren iftar sofralarınıza; Egemden eşsiz lezzeti ile eşlik edecek. Zengin zeytinyağı portföyü ile Ege’nin lezzetini sofralara taşıyan Egemden, doğal yöntemlerle elde edilen ürünleriyle Ramazan ayında da sağlık ve lezzeti bir arada sunacak. Tercihini sağlıklı ve hafif lezzetlerden yana kullananlar Egemden ile hazırladığı salatalar, tadına doyulmayan zeytinyağlı yemekler ve birbirinden leziz mezeler ile iftar akşamlarını unutulmaz bir lezzet şölenine dönüştürecekler.
Geleneksel ramazan sofralarınızı zeytinyağlı lezzetler ile taçlandırın

Ege zeytinlerinin kendine has yoğun kokusunu seven gurme damaklar için şişelenen Egemden Natürel Sızma Yoğun Lezzet, zeytinyağında yumuşak tat tercih edenlerin mutfaklarındaki yerini alan Egemden Natürel Sızma Yumuşak Lezzet, zeytinyağının en yalın halini sevenlerin vazgeçilmez lezzeti olan Egemden Natürel Sızma Yalın Lezzet vesahip olduğu denge ile kullanıldığı yemeklerin tadını bastırmayan Egemden Riviera serileri, Ramazan ayının her gününe ayrı bir tat katacak

Ege zeytinlerinin kendine has yoğun kokusunu seven gurme damaklar için şişelenen Egemden Natürel Sızma Yoğun Lezzet, zeytinyağında yumuşak tat tercih edenlerin mutfaklarındaki yerini alan Egemden Natürel Sızma Yumuşak Lezzet, zeytinyağının en yalın halini sevenlerin vazgeçilmez lezzeti olan Egemden Natürel Sızma Yalın Lezzet vesahip olduğu denge ile kullanıldığı yemeklerin tadını bastırmayan Egemden Riviera serileri, Ramazan ayının her gününe ayrı bir tat katacak
Hurma, Tadım’la Tüm Sene Raflarda
Paketli kuruyemiş pazarının öncü markası Tadım, Çiğ Kuruyemiş ve Kuru Meyveler ailesine yeni bir üye eklendi; hurma! Ramazan aylarında sıklıkla tüketilen hurma, şimdi Tadım farkıyla 12 ay boyunca sofralardan eksik olmayacak. Lezzetinin yanı sıra, sağlık kaynağı olan hurma lif, kalsiyum ve B grubu vitaminleri içeriyor. Beslenme Uzmanı Ferin Batman, hurmada, bu vitaminlerin yanı sıra, en az 15 çeşit mineral de bulunduğunu söyleyerek günde 2-3 adet tüketilmesini öneriyor.
Paketli kuruyemiş sektörünün öncü markası Tadım, Ramazan sofralarının baş tacı hurmayı en doğal haliyle paketleyerek yıl boyunca tüketicilere sunuyor. Protein, yağ ve karbonhidrat içeren tek meyve olarak bilinen hurma, yüksek oranda lif içermesiyle de biliniyor.
Vitamin ve Mineral Zengini

Başta sodyum, potasyum, magnezyum ve kalsiyum olmak üzere, bir çok vitamin ve mineral içeren hurma cildi güzelleştiriyor, tokluk hissi vererek zayıflamaya yardımcı oluyor. İçerdiği A ve C vitamini ile vücudu zararlı bakteri ve mikroplardan koruyan hurma, sindirim sistemini düzenliyor, kasnılık riskini düşürüyor. İçerdiği beta karotenle göz sağlığını koruyan hurma, içinde yer alan B6 vitamini ve magnezyumla sinir sistemini güçlendirerek depresyondan koruyor.
Ferin Batman: “Hurma En Az 15 Çeşit Mineral İçerir”
Beslenme Uzmanı Ferin Batman, günde 2-3 adet hurma tüketmenin lif ihtiyacını karşılayarak gün boyu tokluk hissi sağladığına değinerek “İçeriğinde yüzde 10-12 oranında lif bulunur.100 gr’da 200 mg kalsiyum ve 300 mg yakın B grubu vitaminleri içerir. En az 15 çeşit mineral içerir. Demir, mangan, bakır, çinko ve hamilelik döneminde gereksinmesi artan folik asitin iyi kaynakları arasındadır. Yüksek oranda potasyum içerir. Hurma çekirdeklerinde beslenmemizde oldukça önemli olan ve kalp sağlığımızı da koruyan çoklu doymamış yağ asitleri bulunur. Farklı meyveler arasında en yüksek antioksidan bileşenleri içeren meyve olduğu bilinmektedir. Hurma iyileştirici etkisini de içeriğindeki sayısız vitamin mineral antioksidan bileşen ve liflere borçludur” diyor.
Hurmalı Enerji Topu Tarifi: (1 porsiyon 2 adet)
1 çay bardağı kakao, 1 çay bardağı hindistancevizi, 1 çay bardağı chia tohumu, 10 adet Tadım hurma (sıcak suda bekletin), 1 su bardağı ceviz içi, 3 yemek kaşığı yulaf ezmesi
Yapılışı :
Hurmanın çekirdeklerini çıkarın. Ceviz içi, hurma ve yulaf ezmesini rondoda karıştırın ve hamur haline getirin. Hazırladığınız karışımdan küçük toplar oluşturun. Hazırladığınız topların bir kısmını Hindistan cevizine, bir kısmını chia tohumuna ve bir kısmını da kakaoya bulayın. Hazırladığınız enerji toplarını yaklaşık 30 dakika kadar buzdolabında beklettikten sonra tüketebilirsiniz.

Günaydın’dan Çocuklara Özel
Lezzeti ve Eğlencesi Bol Menü!
Etin en güvenilir adresi Günaydın,
çocuklara özel hazırladığı menüleri ile de fark yaratıyor…
Türkiye’nin et ve kebap konusundaki en iddialı restoranlarından Günaydın, çocuklara özel olarak hazırladığı menüler ile lezzeti ve eğlenceyi bir arada sunuyor. Köfte-döner şubelerinin yanı sıra steakhouse ve kebap konsepti ile hizmet veren Günaydın restoranları da farklı içerikteki çocuk menülerini sunmaya başladı.
Köfte-döner şubelerinde çocuklara iki menü alternatifi sunan Günaydın, doğa temalı boya kitabı ve boya kalemi hediyesiyle lezzete eğlence katıyor. Günaydın’ın çocuk menülerinden biri cızbız köfte, diğeri ise yaprak döner ile hazırlanırken; menüde sade pilav, patates ve ızgara domates servis ediliyor. Alışveriş merkezlerinin yemek katında bulunan Günaydın’ın köfte-döner şubeleri, ailelere çocukları için doyurucu, kaliteli ve eğlenceli bir menü sunuyor.
Günaydın Steakhouse’larda çocuklar patatesle birlikte servis edilen kasap köfte, sosis tabağı veya mini hamburgerlerinin keyfini çıkarırken bir yandan bulmaca ve boyama yaparak eğlenceli vakit geçirebiliyorlar. Kebap restoranlarında ise köfte, patates tava, minik etli pide ve fındık lahmacun alternatiflerinden oluşan çocuk menüsüne boyama kitabı eşlik ediyor. Günaydın, Şaşkınbakkal, Tuzla ve Kalamış’taki restoranlarında bulunan çocuk oyun alanları ile de özellikle ailelerin ilk tercihi olmaya devam ediyor.
CarrefourSA, “Arı Varsa Hayat Var” Projesi ile
Doğru ve
Kaliteli Balın Adresi Oluyor
Türkiye organize perakende sektörünün öncü markası
CarrefourSA, teknik arıcılığı destekleyerek yerel üretime katkı sağlamak,
tüketicilerine doğru ve kaliteli bal sunmak amacıyla Arı Varsa Hayat Var
projesini başlattı. Proje kapsamında ürün güvenliği ve izlenebilirliği
sağlanmış doğru ve kaliteli ballar, CarrefourSA reyonlarındaki yerlerini aldı.
CarrefourSA Gıda Kategori Genel Müdür Yardımcısı Ayşin
Işıkgece, Arı Varsa Hayat Var Projesi’ne ilişkin olarak şunları söyledi: “Reyonlarımıza
doğru ve kaliteli bal getirebilmek amacıyla Adana, Ardahan ve Kars’ta 40’ı
kadın olmak üzere 200 arıcıya toplam 20 gün teorik ve pratik eğitimler verdik.
Eğitimlerin yanı sıra reyonlarımızda bulunan balları testlere tabi tuttuk ve
bal ürün grubunda kalite kontrol mekanizmamızı güçlendirdik.”
Sabancı Holding ve Carrefour iştiraki CarrefourSA, arıcılık
ve bal üreticiliğinde verdiği eğitimlerle kovan verimliliğini artırarak yerel
üretime destek vermek ve arıcılık mesleğini gelecek nesillere taşımak amacıyla Arı
Varsa Hayat Var Projesi’ni başlattı.
Arı Varsa Hayat Var projesi çerçevesinde kadın arıcıların
sayısı artırılarak istihdama katkı sağlanırken ürün güvenliği ve
izlenebilirliği sağlanmış doğru ve kaliteli ballar, tüketicilerle buluşuyor.
“Arı Varsa Hayat Var”
projesinin detayları CarrefourSA Gıda Kategori Genel Müdür Yardımcısı Ayşin
Işıkgece ile Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu’nun katılımıyla 26 Nisan 2018, Perşembe
günü CarrefourSA’nın İstinye’deki Hipermarketinde düzenlenen toplantıyla
kamuoyuna duyuruldu.
Ayşin Işıkgece: “Projeyi Adana, Ardahan ve Kars’ta
başlattık, bir sonraki durak Muğla olacak”
Türkiye’nin dünya ballı bitkiler florasının yüzde 75’in
sahip bir ülke olduğunu ve Avrupa ülkelerinde bulunan yaklaşık 11 bin 500
çiçekli bitki türünün 9 binden fazlasının Türkiye’de bulunduğunu belirterek
konuşmasına başlayan CarrefourSA Gıda Kategori Genel Müdür Yardımcısı Ayşin
Işıkgece, şunları dile getirdi:
“Dünyada bilinen 22 arı ırkının beşine ev sahipliği yapan
Anadolu, sahip olduğu flora ile de binlerce yıldır bal denince akla gelen
sayılı coğrafyalardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu çerçevede ülkemizde arı
ırkının devamını sağlamak ve kaliteli balın üretimini desteklemek amacıyla Adana,
Ardahan ve Kars’ta “Arı Varsa Hayat Var” projesini başlattık. Proje kapsamında
öncelikle Adana’yı seçtik çünkü Adana’da doğan, Adanalı bir marka olan Sabancı
Holding’in perakende markasıyız. Bir diğer tercihimiz Ardahan oldu. Çünkü
Ardahan Balı, ülkemizde coğrafi işaret tesciline sahip nadir ballardan biri
olarak karşımıza çıkıyor. Kars ise sahip olduğu zengin bitki örtüsü ve dünyanın
sayılı ana ırklarından biri olan Kafkas Arı Irkı’na ev sahipliği yapmasıyla doğru
ve kaliteli bal için uygun şartlara sahip illerin başında geliyor. Özellikle
Ardahan ve Kars’taki faaliyetlerimizle başta kırsal kalkınmaya, dolayısıyla da
sürdürülebilir tarıma destek oluyoruz. Biyoçeşitliliği koruyarak işlenmeyen
tarım alanlarının değerlendirilmesini sağlıyoruz. Böylelikle bölgeyi
hareketlendirerek kalkınmasına katkı sağlayacağız, yeni istihdam imkânları
oluşturularak bölgeye olan talebi artıracağız. Proje kapsamında bir sonraki
adımımız dünya çam balının yüzde 80’inin üretildiği Muğla olacak. Böylelikle
toplam bal üretimi 114 bin ton olan ve yıllık 2 milyar TL ciroya sahip
ülkemizde dört koldan hem bal üretimini verimli hale getirerek artıracağız hem
de zamanla yurt dışındaki Carrefour marketlerine Türk balı ihraç edebilir bir
duruma geleceğiz.”
Ayşin Işıkgece: “Bu yıl 450 ton Bal Satıp 16 milyon TL Ciro
Hedefliyoruz”
Arı Varsa Hayat Var projesi kapsamında tüketicilere doğru ve
kaliteli bal sunmak amacıyla Adana, Ardahan ve Kars’ta 40’ı kadın olmak üzere
200 arıcıya toplam 20 gün teorik ve pratik eğitimler verdiklerini dile getiren Ayşin
Işıkgece, şöyle konuştu:
“Ülkemizde arıcılık ve bal üreticiliği ile uğraşanların yaş
ortalaması 50’nin üzerinde olduğu için bu mesleği genç nesillere aktarmak
amacıyla eğitim verdiğimiz arıcıların 18 – 45 yaş arasında, Arıcılar Birliği’ne bağlı ve en az 30 adet
kovanları olmasına dikkat ettik. Daha çok erkek ağırlıklı bir meslek kolu olan
arıcılık ve bal üreticiliğinde hem kadın istihdamını artırmak hem de balın yanı
sıra polen – propolis – arı sütü gibi katma değerli ürünlerle daha fazla gelir
elde edebilmelerini sağlamak amacıyla çalıştığımız arıcıların eşli olarak
projeye katılmasına ya da arıcıların kadın olmasına önem verdik. Bir yandan
eğitimler devam ederken diğer yandan da reyonlarımızdaki balları testlere tabi
tuttuk. Bal ürünlerine dair kalite kontrol mekanizmamızı güçlendirdik. Bal
üretiminin verimliliğini ve insan sağlığını gözeterek reyonlarımızda doğru ve
kaliteli ballara yer veriyoruz. CarrefourSA olarak bu yıl toplam 450 ton bal
satmayı ve 16 milyon TL ciro elde etmeyi hedefliyoruz. Hedeflediğimiz satış
miktarının 160 ton ve 6 milyon TL cirosunun Carrefour markalı ballarımızdan
elde edeceğimizi düşünüyoruz.”
Ayşin Işıkgece: “Arılar olmazsa, yalnızca dört yıl ömrümüz
kalıyor”
İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana arıcılık ve bal
üreticiliği faaliyetlerinin gerçekleştirildiğini, arı ırkının yaşamına devam
etmesinin doğanın ve dolayısıyla da dünyanın devamlılığı için anahtar bir rol
oynadığının altını çizen CarrefourSA Gıda Kategori Genel Müdür Yardımcısı Ayşin
Işıkgece, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bilim insanı Albert Einstein’ın da belirttiği üzere
arıların yeryüzünden kaybolmasıyla insanlığın yalnızca dört yıl ömrünün
kalacağını unutmayalım.”
Muhsin Doğaroğlu: “Türkiye’de Kişi Başı Bal Tüketimi, 1,3 kg
ile AB Ülkelerinin İki Katı”
Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu
da konuşmasında Türkiye’de arıcılık ve bal üreticiliği sektörüne ilişkin
rakamlar ile CarrefourSA’nın Arı Varsa Hayat Var projesi kapsamında arıcılara
verilen eğitimler ve balda doğru bilinen yanlışlara değindi.
Doğaroğlu, şunları dile getirdi:
“Toplam 7,8 milyon kovanın bulunduğu ülkemizde 600 bin kişi,
bu sektörden ekmek kazanıyor. Dünyanın üçüncü bal üreticisi olan ülkemizde kişi
başı yıllık bal tüketimi, 1,3 kilogramla AB ülkelerine oranlara neredeyse iki
katı fazladır. Ancak bu sektörün en önemli sorunlarının başında kovan başına
verimlilik geliyor. Arıcılara verdiğimiz eğitimlerle, geleneksel arıcılık
yöntemleri yerine modern teknik arıcılık yöntemlerinin kullanılmasını
sağlayarak mevcut verimliliği artırmayı hedefliyoruz. Bu vesileyle
CarrefourSA’nın başlattığı Arı Varsa Hayat Var projesi kapsamında Adana,
Ardahan ve Kars’taki arı üreticilerine yalnızca doğru bal üreticiliği değil,
propolis – polen – arı sütü gibi farklı ürünlerin nasıl üretileceğini, bugün 14
kilogram kovan verimliliğini doğru yöntemlerle Kanada veya Avrupa ülkelerinde
olduğu üzere 50 – 60 kilogram seviyesine nasıl çıkarabileceklerini, ilaç
kullanmadan zararlılarla nasıl mücadele edileceğini, kovanın devamlılığı için
önemli olan doğru kışlatma şartları ve en önemlisi de arının dolaştığı
yerlerdeki hijyen şartlarının ne olması gerektiğini anlattık.”
“Muhsin Doğaroğlu: “Üreticisini bildiğiniz, kalitesine
güvendiğiniz balları tüketin”
“Şekerle yapay olarak üretilen, şeker eklenen veya bal
üretim döneminde çiçek nektarı yerine şekerle beslenen arının ürettiği bal
doğru bal değildir” diyen Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, sözlerini şöyle
tamamladı:
“Arı, yalnızca bal yapmadığı kış mevsiminde uygun şekilde ve
miktarda şekerle beslenebilir. Fakat bal ürettiği dönemde nektar yerine şekerle
beslenirse o bal, doğal balın sahip olduğu sağlık faydalarını sunmaz sadece bir
şeker karışımı olur. Bu şekilde tağşişe uğramış sahte balı gözle, tadarak veya tüketicinin
uygulayabileceği başka yöntemlerle ayırt etmesi mümkün değildir. Doğru ve sahte
bal ayrımı laboratuvar ortamında ileri teknoloji ile üretilmiş ekipmanlarla
yapılan analiz sonuçlarına göre uzman kişilerce yapılabilir. Genel olarak 2 yıl
raf ömrü bulunan bal, oda sıcaklığında ve ışık görmeyen bir ortamda
saklanabilir. Bal doğası gereği bu süreçte kristalleşebilir. Kristalize balın
olduğu gibi tüketilmesi faydalıdır. Fakat mutlaka sıvı olarak tüketilmesi
isteniyorsa kristalleşen bal şişesi ile 40 derece santigradı geçmeyen
sıcaklıktaki bir su içine oturtularak tekrar eritilip rahatlıkla tüketilebilir.”
CarrefourSA Hakkında:
1993 yılında Türkiye’de ilk yatırımını yapan Fransa’nın
global perakende markası Carrefour’un, 1996 yılında Türkiye’nin Sabancısı,
Sabancı Holding ile kurduğu ortaklık sonucunda perakende sektörünün öncü
markası olarak faaliyetlerine başlayan CarrefourSA, “Önce Müşteri” diyerek 33
Hiper, 372 Süper, 24 Gurme ve 196 Mini marketten oluşan zinciriyle 55 ilde
toplam 625 marketiyle faaliyet göstermektedir. CarrefourSA, 2017 yılı sonu
itibarıyla toplam 516 bin metrekare net satış alanı ve 165 milyon kişilik müşteri
sayısıyla 4,55 milyar TL ciro elde etmiştir.
Organik tarım dünya nüfusunu besler
Organik üretimin, dünyada hızla artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayamayacağını iddia eden konvansiyonel tarım savunucularının aksine, bilimsel araştırmalar organik tarımın dünyayı besleyebileceğini kanıtlıyor.
‘La Pierre Patisserie’ Arnavutköy’de açıldı
İstanbul’un en güzel sahil semtlerinden biri olan Boğaz’ın incisi Arnavutköy’de Fransız konseptli pastanesi ‘La Pierre Patisserie’ Şubat ayı itibariylehizmet vermeye başladı. Arnavut kaldırımlı taş sokaklara sahip semtin sıcaklığını hissettiren mekan, ziyaretçilerin tadını damağında bırakan lezzetler ile buluşturuyor.
İstanbul’un yeni lezzet mekanı, nostaljik pastane severlerin yeni buluşma noktası La Pierre Patisserie, Şubat ayı itibariyle hizmete açıldı. Arnavutköy’ün merkezinde bulunan ‘La Pierre Patisserie’, eski pastane sıcaklığını ve tatlarını özleyenlerin yeni adresi olacak. Sunumları, keyifli ortamı, garsonları ile kendinizi butik bir Fransız pastanesinde hissedeceğiniz mekanda günün stresinden uzaklaşmak mümkün.
La Pierre Patisserie, özel üretilmiş Fransız kruvasanlarından, tatlı tuzlu kurabiyelere, spesiyal pastalardan, poğaça çeşitlerine kadar zengin menüsüyle misafirlerini ağırlarken özel davetler için catering hizmeti de sunacak.
La Pierre Patisserie’nin Genel Koordinatörlüğünü yürüten Gül Cergel sektörün bilinen isimlerinden. Butik pastacılık konusunda yaklaşık 20 yıllık deneyime sahip olan Gül Cergel, Türkiye’de artık unutulmaya yüz tutmuş pastane kültürünü yeniden canlandırmayı hedeflediklerini belirterek, “Pastanemizin dekorasyonunu tasarlarken de bu sıcaklığı yansıtmak istedik. La Pierre Patisserie, sıradan bir pastane olmasının ötesinde, sahilde yürüyüşe çıkanların soluklanabileceği, sevdikleri ile vakit geçirebileceği ve arkadaşlarıyla beş çayında buluşacağı güzel bir mekan oldu” dedi.
Ev sıcaklığında hizmet kalitesi
Sabah kahvaltısında sıcak kruvasan ile nefis kahveler içmek isteyen ya da arkadaşlarıyla çay saatinde buluşmak isteyenleri La Pierre Patisseire’e davet eden Cergel, şöyle devam etti: “Müşterilerimiz, bizim için evimizde ağırladığımız misafirlerimiz kadar özeldir. Onlara ev sıcaklığında hizmet sunmak en önemli prensibimiz. Bu nedenle hem ağırlarken, hem ürünlerimizi hazırlarken ev mutfağının titizliği ve özeniyle hareket ediyoruz. Özellikle pastalarımıza çok güveniyoruz. Kruvasanlarımızda oldukça iddialıyız. Ürünlerimizin hiçbirinde katkı maddesi kullanmıyoruz. Düğün, partiler ve doğum günü kutlamalarında birbirinden ilginç tasarımlarımız ile müşteri memnuniyetini ön planda tutuyoruz.”
Sabah saat 07.30 ile akşam 20.00 saatleri arasında açık olan La Pierre Patisserie, web sitesi üzerinden ve telefonla da sipariş alarak adrese kadar teslim hizmeti veriyor.
Adres: Arnavutköy Mahallesi Bebek Arnavutköy Caddesi 43/A, Beşiktaş


Jamaika’nın zorlu tepelerinden Türk kahve severlerin fincanına…
Dünyanın en kaliteli kahvesi Jamaica Blue Mountain® Starbucks ile Türkiye’de...

KAHVALTININ YENİ MODASI: DEMLİK
Ana menüsü çay olan Türkiye’nin ilk ve tek yerli çay mağaza zinciri Demlik, yeni açılan noktalarıyla çay severleri ağırlamaya devam ediyor. Demlik, İstanbul Moda’da açılan yeni mağazasıyla da kahvaltı mekanlarının gözdesi olmaya aday.
Hafta sonlarının en güzel planlarından olan kahvaltı, şüphesiz vazgeçilmez bir öğün. İstanbul Moda’nın en iyi kahvaltı mekanlarından biri olmaya aday Demlik, kendisine özgü kafe bistro konsepti ile misafirlerin kendini rahat hissedebileceği bir ortam sunuyor.
Hızlı, standart ve serpme olmak üzere 3 çeşit kahvaltısı olan Demlik, Türk kahvaltısından vazgeçmeyenleri cezbediyor. Sıcacık simit ve poğaçalar, kuru meyveler, tahin–pekmez ikilisi, organik reçel ve peynir çeşitleri geniş kahvaltı menüsünden sadece birkaçı. Sahanda kavurmalı yumurta, menemen ve sucuklu omlet ise kahvaltının yanındaki vazgeçilmezlerden...
Türkiye’nin ilk yerli çay mağaza zinciri unvanına sahip olan Demlik, menüsünün ana kalemi olan demleme çayın yanı sıra kahvaltıdan kek ve böreklere, günlük atıştırmalıklardan yemeklere uzanan çeşitli alternatifleriyle müşterilerine zengin bir menü sunuyor.
Bu soğuk kış günlerinde sevdiklerinizle birlikte hem kahvaltı yapmak hem de haftanın yorgunluğu atmak istiyorsanız Demlik Moda şubesi sizi bekliyor.

Dubai’nin Türk mutfağı temsilcisi RÜYA,
Esquire Dergisi tarafından körfez bölgesinin
"En İyi Restoranı" seçildi
“Müşterilerimiz İstanbul’un kozmopolit ruhunu ve Anadolu’nun zenginliğini bir arada hissediyor”
RÜYA’nın yaratılış sürecini yöneten Umut Özkanca, Anadolu mutfağının dünyada bilinen tanımını tamamen değiştirme misyonuyla hareket ettiklerini belirterek, şunları söyledi: “RÜYA’ya gelen müşterilerimiz klasik Anadolu mutfağının lezzetlerini tadarken yarattığımız ambiyansla da İstanbul’un kozmopolit ruhunu ve Anadolu’nun müthiş zenginliğini çağdaş bir dokunuşla bir arada hissediyor. Ortaya koyduğumuz bu yenilikçi konseptin Esquire gibi önemli bir mecra tarafından ödüllendirilmesi bizleri onurlandırdı. Yakın zamanda açmayı planlandığımız Londra şubemizin heyecanını yaşarken, bu ödül bizim için büyük bir motivasyon oldu.”
Taş fırın ve açık mutfak konuklara yemeklerine hazırlanışını izleme fırsatı veriyor
Çağdaş tasarım öğelerini tarihi ve kültürel detaylarla bir araya getiren RÜYA, 777 metrekarelik alanda toplam 226 kişilik kapasiteyle hizmet veriyor. Ortada yer alan taş fırın ve açık mutfak konuklara yemeklerin hazırlanışını izleme imkânı verirken, Türk yemeklerinin keyfinin layıkıyla çıkarılabilmesi için tüm tabaklar paylaşımlı olarak sunuluyor. Menünün öne çıkan lezzetleri arasında Anadolu’nun yöresel lezzetleri, zeytinyağlılar, sarmalar, Cağ kebabı, Karadeniz pide çeşitleri, lahmacun, fırınlanmış et - balık çeşitleri ve geleneksel Anadolu ekmekleri bulunuyor.
Rüya Restaurant & Lounge
Grosvenor House
Al Sufouh Road, PO Box 482018 Dubai, United Arab Emirates
T - +971 4 3999 123

The Populist, 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel menü hazırladı
Tarihi Bira Fabrikası’nın mirasını yeni bir döneme başarıyla taşıyan The Populist, 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel menüsü ve craft lezzetleriyle keyifli saatler yaşamak isteyen tüm çiftleri bekliyor.

Bomontiada’nın özel atmosferinde 14 Şubat Sevgililer Günü’nü The Populist’in özel lezzetleriyle deneyimlemek isteyenler, 0212 296 20 34 numaralı telefondan rezervasyon yaptırabilirler. Birahane sokak, no:1/D
The Populist Hakkında
Tarihi Bomonti Bira Fabrikası’nda kapılarını açan, özel lezzetlerden, müziğe özel etkinliklere kadar şehrin tüm craft tatlarını barındıran The Populist, kalıpları yıkan konsepti ve mekân tasarımıyla şehrin eğlence ihtiyaçlarına farklı seçenekler sunuyor. Özenle seçilmiş craft lezzetleri, alışılmışın dışında tasarlanmış özel dekorasyonu ve zengin menüsü ile The Populist farklılığını ortaya koyuyor.

METRELİK ADANA KEBABI’NIN MUCİDİ
HASAN KOLCUOĞLU’NDA ADANA
KEBAP ZİYAFETİ
Aşkınızı Kahvenize Yazın
Akaretler’in yeni gözdesi Quppa Caffe 14 Şubat Sevgililer Günü’nde çiftlere unutamayacakları keyifli bir sürpriz hazırlıyor.
Sevgilinizle birlikte Latte’nizi içmeden önce Quppa’nın profesyonel baristaları sanatsal bir dokunuşla kahvenize kalp çizerek sevgilinizin adının baş harfini bu romantik kalbin içine hapsediyor.
Gelen tüm misafirlerin kendilerini evlerinde hissederek keyifli zamanların tadını çıkardıkları Akaretler’in yeni trend mekanı Quppa Caffe, 14 Şubat Günü’nde çiftlerin romantizmine Latte Art sürpriziyle şık bir dokunuş gerçekleştiriyor. Tüm çiftlerin o özel günde birbirlerine farklı ve unutulmaz
jestler yapma hazırlığına şimdiden başladığı 14 Şubat Sevgililer Günü, Quppa Cafe’nin Latte Art sürpriziyle unutulmaz bir alternatife sahip oluyor. Ouppa’nın yetenekli baristalarının sanatsal dokunuşlarıyla hazırlanan Latte Art sunumu, Sevgililer Günü’nün romantizmi ikiye katlanıyor. Kahve köpüğüne çizilen ve içerisinde çiftlerin isimlerinin baş harflerinin yer aldığı kalple ikram edilen Latte, çiftlerin birbirlerine yapacakları en lezzetli 14 Şubat jesti olarak öne çıkıyor.
Sevgililer Günü’nde romantik bir tadım
3.nesil kahve deneyiminin iddialı adresi Quppa Caffe’nin 14 Şubat’a özel hazırladığı Latte Art sürprizine, açık mutfak konseptiyle sunduğu birbirinden lezzetli taptaze lezzetler eşlik ediyor. 14 Şubat Sevgililer Günü’nde Quppa’nın samimi ve sıcak ortamında sevgilinizle geçireceğiniz romantizm dolu saatlerinizi keyifle yudumlayacağınız Latte Art’la hoş bir sevgililer günü anısına dönüştürebilirsiniz. @quppacaffe
Sıkma portakalın tam zamanı..
Portakalbahcem.com dan sipariş vakti!
100’ün üzerinde farklı ürünü internet üzerinden tüketicilerle buluşturan Portakalbahcem.comhttps://www.portakalbahcem.com/tr/sezondaki-meyveler’un müşterileri için hazırladığı ‘Otomatik Sipariş’ özelliğiyle sezonun en taze meyveleri her hafta düzenli olarak kapınıza kadar getiriliyor.
Bu sistem ile sipariş verilen günde seçtiğiniz meyveler dalından toplanıyor ve hava koşullarına bağlı olarak ortalama 24 saat içerisinde kargoya veriliyor. 6 farklı seçeneğin bulunduğu otomatik sipariş sistemi ile fiyat artışlarından etkilenmeme fırsatı da elde edilmiş oluyor.
Sıkma portakalın tam zamanı..
İTALYAN MUTFAĞININ EN LEZZETLİ HALİ MEZZALUNA’DA
Şehrin en iyi İtalyan restoranlarından Mezzaluna, yeni kış menüsü ile misafirlerine unutulmaz bir lezzet deneyimi yaşatıyor.
İtalyan mutfağından en lezzetli örnekleri misafirleri ile buluşturan Mezzaluna, menüsünü yeniledi. İtalyan şef Fabio Brambilla’nın geleneksel ve yenilikçi unsurları harmanlayan yaklaşımından yola çıkarak hazırladığı reçeteler misafirlerine çok özel
lezzetler sunuyor.
İtalyan tarzı burger yememiş olanlar için menüde çok özel bir seçenek var; sotelenmiş mantar, karamelize soğan, taze domates ve scamorza peyniri ile hazırlanan “burger”,hem göze hem damağa hitap ediyor. Kavrulmuş patates ve sote orman mantarları ile servis edilen “Izgara deniz levreği” ise yeni sunumu ile göz dolduruyor.
Pizzalara yeni eklenen alternatifler ise Mezzaluna’nın pizza konusundaki iddiasını bir kez daha ortaya koyuyor. Marine somon, taze yeşillikler, manda mozarella ve scamorza peyniriyle hazırlanan “Finissima con salmone marinato” çıtır pizza, menünün öne çıkan lezzetlerinden.
Mezzaluna yorumu ile hazırlanan makarnalar ise İtalyan mutfağı severlerin favorilerinden olacak. Porçini mantar ile hazırlanan taze ev yapımı “Fettucce” hafif krema sos ile sunulurken ıspanak ve ricotta peyniri ile hazırlanan ev yapımı “Plin” tarzı “Tortelli”, parmesan ve adaçayı sos ile servis ediliyor. En seçkin İtalyan tatlılarının bulunduğu menüde “Amarettolu panna cotta” ve vanilyalı dondurma ile servis edilen “Bademli ve elmalı tart” lezzet şöleni yaşatıyor. Gerçek İtalyan yemeklerinin en çok tercih edilen adreslerinden biri olan Mezzaluna, rahat ve sıcak atmosferiyle misafirlerini ağırlamaya devam ediyor.
TARLADAN SOFRAYA LEZZETİN ADI MELİS
Melis geniş ürün yelpazesinde, özenle topladığı ve mevsimin en taze sebzeleriyle hazırladığı geleneksel tatların başında gelen çeşit çeşit turşudan evde közlenmiş gibi doğal tadıyla sofraları süsleyen közlenmiş sebzelere, günün en güzel saati kahvaltıyı daha da güzelleştiren kahvaltılık soslarından konserveye kadar zengin bir lezzet çeşitliliği yer alıyor.
Türkiye’nin önde gelen turşu markası Melis, sektöründe
dünyanın en büyük, en deneyimli ve saygın turşu, közlenmiş sebze ve sos
üreticilerinden Euro Gıda bünyesinde üretilerek tüketiciyle buluşmaya devam ediyor. Melis yerelden global arenanın yükselen yıldızı
olarak tam 4 kıtada ve 18 ülkede satışı yapılan, perakende ve horeca
kanallarında dağıtımı gerçekleşen bir başarının da adı aynı zamanda.
Tarladan sofraya mahsulün en iyisini en kısa sürede
ve tam tadında ulaştırmak için üretim fabrikasından emektar çiftçilerine kadar
tüm süreci ustalıkla yöneten Melis, güçlü Ar-ge ekibiyle de ürün skalasını
zenginleştirmeye devam ediyor. Geleneksel reçeteleri, modern mutfaklardan
aldığı ilhamla farklı lezzetlerle harmanlayan Melis bugün, dünyanın her yerinde
bilinen ve özünü olduğu gibi koruyan bir marka olmanın mutluluğunu tüketiciyle
paylaşmanın haklı mutluluğunu yaşıyor.
Ege’nin bereketli tarlalarından, tazeliği ve tadı tam
kıvamında sebzelerle hazırlanan lezzetler, her öğünde sofraları
zenginleştirmeye devam ediyor. Doğal içeriklerle hazırlanan, çeşit çeşit
turşudan enfes köz sebzeye kadar geniş ürün yelpazesiyle Melis, her yıl olduğu
gibi 2018 yılında da lezzet avcılarının vazgeçilmezi olmaya devam edecek.
ÇEŞİT ÇEŞİT TURŞULAR, SOSLAR
Lezzetiyle dillere destan olmuş kornişon, salatalık ve
çubuk turşusu, acı, tatlı, süs, biberiye turşuları, karışık turşu, ve lahana
gibi geleneksel turşular Melis’in turşu ailesini oluşturuyor. Kıtır kıtır
lezzeti ve tarladan sofraya çok kısa sürede ulaşan Melis turşu ailesiyle
tanışmalısınız.
Salatalık Turşusu
Melis'in ikonikleşmiş ürünlerinden salatalık turşusu elle
toplanan ve 8 ila 18 saat içinde tarladan kavanoza ulaşan en kaliteli
salatalıklarla hazırlanıyor. Üstelik hiçbir koruyucu madde içermiyor.
Kornişon Turşusu
Melis'in uluslararası lezzet ödülüne sahip ürünü kornişon
turşusu enfes bir atıştırmalık alternatifi. Üstelik hiçbir koruyucu madde
içermiyor.
Çubuk Salatalık Turşusu
Ankara'nın Çubuk ilçesinin ünlü Çubuk salatalık turşusu
Melis kavanozlarında. Üstelik hiçbir koruyucu madde içermiyor.
Jalapeno Biber Turşusu
Meksika’da başlayan yolculuğu Türkiye’nin verimli topraklarında
tekrar hayat bulan Jalapeno biber turşusu, pizzadan burgere kadar birçok
lezzetle uyum içinde.
Süs Biber Turşusu
Melis süs biber turşusu gerçek acı severler için muhteşem
bir alternatif.
Biberiye Turşusu
Minik biberiyeler, lezzetli acısı ve kolay yenilebilir
olmasıyla özellikle pide ve kebap severlerin de favorisi.
Biber Turşusu
Acı olmayan biber turşusu tercih edenler için harika bir
seçenek.
Karışık Turşu
Kış aylarında sofrada kuru fasulye, nohut olur da karışık
turşu olmaz mı? Melis karışık turşu
dengeli sebze karışımı ve ev yapımı lezzetiyle sofraların baş tacı.
Soslu Lahana Turşusu
Bir turşu klasiği lahana, muhteşem soslu, kütür kütür ve
tazecik lezzetiyle Melis kavanozlarında.
Kapari Turşusu
Melis’in sağlıklı ve lezzetli kapari turşusuyla salatalar,
ızgara balıklar şimdi daha lezzetli. Üstelik hiçbir koruyucu madde içermiyor.
Sarımsak Turşusu
Sağlık için çok faydalı olan sarımsak muhteşem tadıyla
Melis kavanozlarında. Turşu olarak tüketebileceğiniz gibi, yemek yaparken de
pratik bir şekilde kullanabilirsiniz.
KÖZLENMİŞ SEBZELER & KONSERVELER
Kurulduğu ilk günden beri birbirinden lezzetli közlenmiş
sebzeler üreten Melis, sebzelerin tazeliğini ve evde közlenmiş hissi uyandıran
doğal tadını bugün de korumaya devam ediyor. Közlenmiş kırmızıbiber ve patlıcanla
sofralarınız zahmetsiz bir şekilde renkleniyor ve yemeklere ekstra lezzet
katıyor. Protein deposu Melis Meksika
fasulye konservesiyle de salatalar piyazlar çok daha kolay hazırlanıyor.
Közlenmiş Kırmızı Biber
Annelerimizin ocak üzerinde mis gibi közlediği kırmızıbiberler,
aynı lezzetiyle anne eli değmiş gibi şimdi Melis kavanozlarında. Üstelik hiçbir
koruyucu madde içermiyor.
Közlenmiş Patlıcan
Evde közlenmişçesine doğal tadıyla Melis közlenmiş patlıcan
enfes lezzeti, rengi ve kıvamıyla beğendilerin, Ali Nazik kebaplarının, birçok
meze ve börek çeşidinin de vazgeçilmezi. Üstelik hiçbir koruyucu madde
içermiyor.
Meksika Fasulyesi
Protein değeri yüksek Melis Meksika fasulyesiyle
salatalar piyazlar ve Meksika mutfağından seçeceğiniz yemekler hazırlayabilirsiniz.
Üstelik hiçbir koruyucu madde içermiyor.
SOSLAR
Pek çok farklı mutfaktan sıcak ve soğuk lezzetlere
mükemmel tatlar kazandırmak için, sos yelpazesini her geçen gün zenginleştiren Melis
kahvaltılık sosu ekmeğin üzerinde keyifle tüketirken, Paprika Biber, Köfte ve
Acı Sos yemeklerinin de mükemmel eşlikçisi oluyor.
Acı Tatlı Soslar
Acı Sos
Yemeğiniz yeterince acı değil mi? Melis acı sos bir
yemeğin tadını istenilen acılığa getirmenin en kolay yolu. Dilediğiniz kadar
ekleyin. Dünya mutfağının acılı yemeklerini yapmak, Güneydoğu mutfağını evinize
getirmek Melis Acı Sos ile artık çok kolay.
Kahvaltılık Sos
Balkan mutfağının armağanı Acuka bol ceviz ve fındık ile
kahvaltılık sos olarak Melis’ten sofranıza.
Acı Kahvaltılık Sos
Balkan mutfağının armağanı Acuka, bol ceviz ve fındık ile
kahvaltılık sos olarak güne başlamanın en lezzetli hali.
Köfte Sos
Melis köfte sos köftelerinizin lezzetini arttırmak ve
baskın köfte tadını öne çıkarmak için ideal ve pratik kullanımıyla da her zaman
yanınızda. Üstelik hiçbir koruyucu madde içermiyor.
Paprika Biber Sosu
Kırmızıbiber, domates ve acı biberle yapılan Melis
paprika sosu, ızgara ve kızartmalarınıza lezzet üstüne lezzet katıyor. Üstelik
hiçbir koruyucu madde içermiyor.
Euro Gıda Hakkında
Türkiye’de
gıda sektörünün en büyük ve güvenilir firmaları arasında yer alan Euro Gıda;
çok çeşitli turşu, konserve ve gurme soslardan oluşan bir ürün portföyüne
sahiptir. Kendi markası Melis ile tüketiciye seslenirken, B2B kanadında Türkiye
ve Avrupa’nın birçok büyük markası için fason üretim yapmaktadır. Ege
bölgesinde İzmir’de stratejik bir lokasyonda bulunan Euro Gıda üretim
tesislerinde, sebze tarlalarına yakın olmanın sağladığı avantajdan
yararlanılmakta, ziraat mühendislerinin gözetimi altında üretilen sebzeleri
tazeliklerini kaybetmeden fabrikaya ulaştırıp en son teknolojiyle 24 saat
içinde işlemektedir. Türkiye’de sektörün en büyük fabrikasına sahip olan Euro
Gıda, Avrupa’da ise ilk 10’da yer almaktadır. Euro Gıda üretiminin %60’ını
ihraç etmektedir.
***

Bubble Wrap İstanbul, Moda’da açıldı
İstanbul, yepyeni bir lezzet durağına daha kavuştu. Klasik
waffle deneyimini farklı malzemelerle yeniden yorumlayan Bubble Wrap, Anadolu
Yakası’nın kalbi Moda’da açıldı. Küçük ve sempatik mekanın özel soslarla
hazırlanan lezzetleri arasında bir defa deneyenlerin kısa sürede müdavimi
olacağı Monkey Wrap, Çilek Wrap, Oreo Wrap ve Ceviz Wrap ile sabah güne farklı
bir tat ile başlamak isteyenler için omletli wrap yer alıyor.
Eğitimini aşçılık, mutfak sanatları, pastacılık ve
restaurant yönetimi üzerine yapan, ilk olarak ABD’nin ödüllü mekanlarında ardından
Türkiye’deki seçkin restoranlarda yeteneklerini geliştiren Pelin Görpe, Kadıköy
Moda’da aile işletmesi olarak hizmete açtığı yeni mekanı Bubble Wrap İstanbul
ile, waffle severler için baş döndüren renkli ve eğlenceli lezzetler sunuyor. Ayrıca mekan, alışılmışın
dışında tatlarının yanı sıra belirli günlere özel konsept wrapler de çıkarmaya
hazırlanıyor.
Misafirlerini ayakta ağırlayan mekanın popüler içeceği “Pink
Limonata”
Moda’da açılan Bubble Wrap İstanbul, misafirlerini ayakta
ağırlıyor. Farklı wrap lezzetlerine tercihe göre sıcak ve soğuk içeceklerin
eşlik ettiği mekanın favorisi ise “Pink Limonata”. Tamamen doğal malzemeler
kullanılarak, Pelin Görpe’nin özel tarifi ile hazırlanan pembe limonata
damaklarda çok özel bir anı bırakıyor.
Açılışa özel “Takip et, beğen, paylaş” sürprizleri...
Bubble Wrap İstanbul, tüm waffle tutkunları için açılışa
özel sosyal medya sürprizleri de sunuyor. Mekanın Instagram ve Facebook
sayfalarını takip edip, beğenerek paylaşanlar, wrap menülerinde sürpriz indirimler,
ekstra lezzetler ve bedava içecek şansı yakalıyor.
Bubble Wrap İstanbul
Pelin Görpe Hakkında; Lise öğrenimini Saint Benoit Fransız
Lisesi’nde tamamlayan Pelin Görpe, mezuniyetinin ardından yüksek öğrenim için
2001 yılında ABD’ye gider. Pelin Görpe’nin bilgisayar mühendisliği ile başlayan
üniversite eğitimi, 2004 yılında kendisinin hep hayalini kurduğu aşçılık ve
mutfak sanatlarına kayar. Sırasıyla aşçılık, pastacılık ve restaurant yönetimi
okuyan Pelin Görpe, bu dönemde bir yandan okuluna devam ederken diğer yandan
otel ve restaurantlarda çalışarak kendini geliştirir. ABD’nin ödüllü
mekanlarında çalışan Pelin Görpe, eğitimini tamamlayarak 2009 yılında
Türkiye’ye döner. İstanbul’un önemli mekanlarında executive chef ve yönetici
olarak çalışan Pelin Görpe, 2012 Nisan’ında butik pasta ve tatlı konseptinde
hizmet vermek üzere kendi mekanı Simosi Cake’i açar. Görpe 2017 Aralık ayında
ise bir aile işletmesi olarak Moda’da hizmete giren Bubble Wrap markası altında
waffle severlere yepyeni lezzetler sunuyor.
****************************
Nelipide Gurme Pideye Sınıf Atlatıyor
Türkiye’de pideyi belirli bir lezzet
standardına getirmek ve markalaşmasını sağlamak; ayrıca pideyi kahvaltı dahil,
günlük öğünlerin vazgeçilmezi haline getirmek için yola çıkan Nelipide Gurme, Ordu’da
Güzelyalı, Durugöl ve Çarşı’da; İstanbul’da ise Bağdat Caddesi ve
Beylikdüzü’ndeki toplam 5 şubesiyle müşterilerine hizmet veren Nelipide Gurme,
yüzde yüz mutlu misafir prensibini benimsiyor.
Pide sınıf atlıyor!
Bulunduğu lokasyonda en iyi pideyi, en iyi
servisle sunmayı misyon edinen Nelipide Gurme, Karadeniz’in doğal ortamında
yetişmiş ürünlerini seçerek, Ordu’daki 4000 m² kapalı alanda kurulu olan
fabrikasından restoranlarına gönderiyor. Böylece Nelipide Gurme tüm şubelerinde
bir ‘lezzet standardı’ sağlayarak Ordu’daki lezzeti birebir İstanbul’a taşıyor.
Nelipide Gurme’nin Ordu’dan tedarik edilen malzemeleriyle hazırlanan pideler,
yemekler ve kahvaltı seçenekleri usta eller tarafından misafirlere sunuluyor.
Hafta sonlarının vazgeçilmezi olan
kahvaltıları Ordu’nun birbirinden lezzetli tatlarıyla taçlandıran Nelipide
Gurme, modern dekorasyonu ve kendine özgü konseptiyle konuklarını ağırlamaya
devam ediyor. Nelipide’nin ancak Ordu köylerinde bulabileceğiniz eşsiz kahvaltı
sofrasında; Ordu’dan özel olarak gelen ürünler, yine yaylalara has özel
tereyağlı kuzine ekmeği, sadece yumurtanın sarısından yapılan menemen, peynir
eritmesi ve turşu kavurması gibi özel lezzetler yer alıyor. Karadeniz’in doğal ortamında yetişmiş
ürünlerin ahengiyle ortaya çıkan Nelipide Gurme Ordu Köy Kahvaltısı, Ordu’nun
lezzet masalını İstanbullularla buluşturuyor.
Bu milli lezzeti tüm dünyaya
tattırmayı hedefliyor
Aktaşlar Lezzet Grubu Yönetim Kurulu Başkanı
Tamer Aktaş, restorancılık alanında hizmet verdiği Nelipide markasıyla ayrıca Türkiye’de
ilk kez dondurulmuş pideyi de market zincirlerine, kantin ve otellere taşıdı. Aktaşlar
Lezzetler Grubu; Aktaşlar, Nelipide ve Pidemiss markalarıyla büyümesini
sürdürülebilir kılma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Aktaşlar 2017 sonu
itibari ile aylık 250 ton yıllık yaklaşık 2 milyon 500 bin adet pide
ürettiklerinin altını çizdi.
Aktaş: Misafirlerimizi Ordu'daymış gibi
hissettiriyoruz
Türkiye’de 10 milyar liralık ciroya ulaşan pide
sektörünün, 2017 yılı sonunda büyüme rekoru kıracağını belirten Aktaşlar Lezzet
Grubu Başkanı Tamer Aktaş, “Günümüzde hızla büyüyen pide sektörü, kurumsallaşan
markalarla daha çok ivme kazandı. Biz de Aktaşlar olarak sürdürülebilir
restorancılık adına markamıza büyük bir yatırım yaptık. Konsept ve mimari
üzerine çalışmalarımız oldukça uzun sürdü ve 2013 yılında tüm bu çalışmalarımız
meyvesini verdi. Nelipide Gurme olarak Türkiye pide sektörüne yeni bir bakış
açısı getirdiğimize inanıyoruz. Menülerimizde
kullandığımız tüm malzemelerimizi bizzat Ordu’dan ve yöresinden taze olarak
temin ediyor, İstanbul’daki restoranlarımızda da misafirlerimizi Ordu'daymış
gibi hissettiriyoruz.” dedi.
Yeni yatırım Pideor
Aktaşlar Lezzet Grubu Yönetim Kurulu
Başkanı Tamer Aktaş, “Fast food sektörüne de yeni yatırımımız Pideor ile girmiş
bulunuyoruz. Türk damak tadına uygun olması ve fast food anlayışına benzerliği
nedeniyle pide son dönemce gittikçe popülerleşiyor. Bunu gören markalarda
Türkiye genelinde franchise vererek şubeleşiyor. Maliyeti düşük Türk pidesi,
henüz dünyaya açılmadı. Bu nedenle Pideor çıkış noktasını Ordu pidesini
tüm dünyanın tatması olarak tanımlıyoruz.
Bu güne kadar pide sektörü içerisinde sağlanamamış olan ürün, hizmet ve
kalite standardını sektördeki 36 yıllık tecrübemiz ile Pideor sistemi için
oluşturduk. Dolayısı ile franchise’larda sektör tecrübesi gibi bir kriter
aramıyoruz çünkü Pideor sisteminde insan faktörünün değiştirebileceği bütün
olumsuz prosesleri ortadan kaldırdık. Franchise yatırımcılarımızın; hizmet
sektöründe çalışmayı sevmesi, açılacak olan restoranın başında durması ve insan
ilişkilerini iyi yönetebilmesi yeterli” diye belirtiyor.
Pideor markasıyla Fast-food sektörüne hızlı
bir giriş yapan Aktaşlar Lezzet Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Aktaş’ın bu
yolda hedefi oldukça büyük. Yoğun fizibilite çalışmalarından sonra Pideor’un
ilk şubesini İstanbul Beşiktaş’ta açan markanın, 2018’in ilk 6 ayında 25 şube
açma hedefi bulunuyor. Toplamda 400 şube açma hedefi olan marka, yurt dışında
da şube açma hedefiyle yol haritasını şimdiden çizmiş durumda. http://www.nelipide.com/
Nelipide Gurme Hakkında; 1981 yılında Ordu
merkezde 8 masalı bir pide salonu olarak faaliyetine başlayan Aktaşlar
Lezzetler Gurubu, bugün Nelipide Gurme markası ile 2013 yılından beri hizmet
veriyor. Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Aktaş; “Yemeyi, içmeyi, hatta daha önce ağırlamayı,
yani misafiri çok sevmekle başladı hikayemiz” diye anlatıyor… Farklılaşan
lezzeti ve restoran konseptiyle pideye sınıf atlatan Nelipide Gurme, alışık
olunanın aksine, kendine özgü lezzetleriyle pide restoranı algısında farklılık
yaratıyor. Ordu’nun eşsiz tatlarının harmanlandığı birbirinden farklı pide
çeşitlerinin yanında Nelipide Gurme'de Türk Mutfağı’nın seçkin lezzetlerinin
yer aldığı zengin bir menü ve Ordu köy kahvaltısı da bulunuyor. Nelipide Gurme,
Ordu’da Güzelyalı, Durugöl ve Çarşı olmak üzere toplam üç şubeyle hizmet
veriyor. İlk konsept mağazasını 2013 yılının başında İstanbul Bağdat
Caddesi’nde açan Nelipide Gurme’nin Beylikdüzü’nde de şubesi bulunuyor. Ordu’da
doğan Nelipide, franchise vererek Türkiye’de büyümesini sürdürecek. 2017 yılı sonunda 12 şube sayısına ulaşmayı
hedefleyen marka yeni yatırımcılara kapısını sonuna kadar açıyor.


Anavarza Keven & Kekik Balı ile rahat bir kış geçirin
Anavarza Bal, soğuk günlerin yaşandığı şu günlerde direnci artıran, vücuda performans kazandıran ve yorgunluğu gideren Keven & Kekik Balı’nı sundu. Raflardaki yerini alan Anavarza’nın özel Keven & Kekik Balı, haziran ve temmuz aylarında, Kayseri, Elazığ, Malatya ve Bingöl çevresindeki Keven ve Kekik çiçeklerinden geliyor. Klasik lezzetlerin yanı sıra Anavarza’nın “Gurme Ballar” kategorisinde bulunan Keven & Kekik Balı, yoğun lezzetiyle damakta kendini hissettirmekle birlikte; berrak ve orta koyulukta renge sahip.
Kendine özgü yoğunluğu ve aromasında ki hoş kokusuyla damaklarda nefis bir tat bırakan Keven & Kekik Balı, içeriğindeki karbonhidratlar sayesinde yüksek enerji de veriyor. Bir kaşık Anavarza Keven & Kekik Balı damaklarda unutulmaz bir tat bırakırken, kış şartlarında vücut dayanıklılığını da üst düzeye çıkararak hastalıklardan korunmaya da yardımcı oluyor. Dilerseniz her gün 1 kaşık balı, sabahları kahvaltıda dilerseniz gün içinde ara öğün atıştırmalıklarınızla beraber tüketebilirsiniz.
Anavarza Keven & Kekik Balı, Anavarza Bal’ın Adana Kozan’da bulunan tesisinde dünya standartlarında uygulanan tüm güvenlik analizlerinden geçirilerek sofralara ulaştırılıyor. Bu bal ayrıca, Yeditepe Üniversitesi AR-GE ve Analiz Merkez Laboratuvarları kapsamında da değerlendirilerek, gluten intoleransı olan bireylere uygun gıdalar arasındaki yerini de alıyor.
Güvenle ve severek tüketebileceğiniz Anavarza Keven ve Kekik Balı, tasarımıyla ödül almış olan özel kavanozuyla bal severlere sağlık ve lezzeti bir arada sunuyor.
Yeni Yıl Sofralarının Tadı Tamek
1955 yılından bu yana tüketicilerini kaliteli ve lezzetli ürünlerle buluşturan Tamek, yılbaşı sofralarını da lezzetlendiriyor. Tamek’in özenle yetiştirilen meyvelerin suyundan hazırladığı 35 farklı lezzetteki içeceği farklı damak tatlarına hitap ederken, Tamek’in hazır yemekleri, turşu, konserve ve sosları ise yılbaşına yaraşır sofralar hazırlanmasına yardımcı oluyor.
Gıda sektörünün öncü firması Tamek, tüm yıl olduğu gibi yılbaşında da sofraların baş tacı olmaya devam ediyor. Özenle hazırlanan meyve suları büyük küçük herkese, her zevke hitap ediyor. Yılbaşı akşamı büyükler, eski yılbaşı akşamlarının anısını günümüze taşıyan Tamek meşhur kahverengi şişeli meyve sularının üç farklı çeşidiyle yoğun lezzeti yaşarken, küçükler yüzde yüz meyve suları ile sofraların keyfini artırıyor.
Hazır Yemekte Tamek Lezzeti
Tamek’in hazır yemek kategorisinde bulunan yaprak sarma, barbunya pilaki, fasulye pilaki, patlıcan kızartma, közlenmiş biber, patlıcan salatası, konserve ve turşuları ise, yılbaşı sofralarında hem görsel hem de lezzet şöleni yaratılmasına katkıda bulunuyor. Tamek Garnitür ile yapılan salata ve mezeler her zaman olduğu gibi yılbaşı sofralarının baş tacı olmaya devam ediyor.
Ayrıca, yoğun Ar-Ge çalışmaları sonucu Tamek tarafından 2017 yılında piyasaya sunulan, tüketiciler tarafından yoğun ilgi ile karşılanan acı, ranch ve barbekü sosu yemeklerin lezzetine lezzet katıyor.
Yılbaşı Keyfini Yılın İlk Kahvaltısına da Taşıyın
Yılbaşı sofrasında yarattığı şöleni yılın ilk kahvaltısına taşımak isteyenlerin tercihi yine Tamek’ten yana oluyor. Tamek’in birbirinden lezzetli, 12 farklı meyve tadına sahip reçel ve marmelatları hem anne reçeli tadını sevenlerin, hem şeker ilavesiz formülüyle kilo kontrolü nedeniyle şekerli ürün tüketmeyenlerin, hem de diyabetlilerin ihtiyacını yoğun meyve tadından ödün vermeden karşılıyor. Tamek kahvaltılık ve acılı kahvaltılık soslarının yanı sıra Balkan ve Paprika sosu ise, yıla lezzetli bir başlangıç yapılmasını sağlıyor. www.tamek.com.tr www.facebook.com/tamek
**************
Dünya marketlerinin raflarını
Türk zeytin ve zeytinyağları süsleyecek

Türkiye’nin geleneksel ihraç ürünlerinden sağlık iksiri zeytin ve zeytinyağı 2016/17 sezonunu ihracat rekorlarıyla geride bıraktı. Zeytincilik Sektörü, 2016/17 sezonunda yüzde 63’lük ihracat artış hızı yakalayarak Türkiye’ye 284 milyon dolar döviz kazandırdı.
Zeytincilik Sektörü, 2017/18 sezonunda da dünya marketlerinin raflarını Türk zeytin ve zeytinyağı ile süslemek için kolları sıvadı. Kasım ayında zeytinyağı sektörünün yüzde 130'luk ihracat artışı sektördeki moralleri yükseltti. Zeytincilik Sektörü, 2017/18 sezonunda tarihi rekolte beklentisi içerisinde. Rekolte rakamları resmi olarak açıklanmasa da, Zeytincilik Sektöründe 280 bin ton zeytinyağı ve 450 bin ton sofralık zeytin rekoltesi bekliyor.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Davut Er, Kasım ayında ihracatlarının yüzde 100 artış göstererek 13 milyon dolardan 26 milyon dolara çıktığını, bu artışın sezon boyunca sürmesini beklediklerini kaydetti. EZZİB Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte İzmir’de Basın Toplantısı düzenleyen Er, Türkiye’de son 15 yılda zeytin ağacı varlığının 90 milyondan 175 milyona çıktığını, yeni dikilen ağaçların meyve vermeye başladığının bu yılki rekoltede kendini hissettirdiğini anlattı.
Zeytin ve zeytinyağı üreticisi ile ihracatçısına desteklerin arttırılmasını istiyoruz
Türkiye’nin 2023 yılı için 650 bin ton zeytinyağı, 1 milyon 200 bin ton sofralık zeytin rekoltesi hedefi olduğunun altını çizen EZZİB Başkanı Davut Er; “Bu üretim ne olacak? Çözümün iki ayağı var. İç tüketimin artırılması lazım. İhracatın da desteklenmesi lazım. Bunların paralel artması halinde arz fazlalığının bir sıkıntı yaratmasını beklemiyoruz. İki ayağı da önemsiyoruz. İç tüketim ve ihracat ayaklarının artması için üreticiye sofralık zeytin için 50 kuruş, zeytinyağı için 2.5 TL prim istiyoruz. Zeytin ve Zeytinyağı ihracat destekleri de, 2013 yılından bu yana yüzde 50 eridi. Zeytin ve zeytinyağı ihracat desteklerine yüzde 100 artış talep ediyoruz. Organik ürün üretenlere ise ekstra yüzde 50 prim verilmesini bekliyoruz. Bu sayede zeytin ve zeytin yağımızın daha katma değerli pazarlanması ve tüketiminin arttırılması mümkün hale gelecek” şeklinde konuştu.
Dünya market raflarını süsleyeceğiz
Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı ihracatçılarının geçtiğimiz yıllarda sürdürülebilir üretim için hammadde tedarik edemedikleri için dünya marketlerindeki raflarını kaybettiğine dikkati çeken Er şöyle devam etti: “Kutulu ve ambalajlı yağ ihracatımız 28 bin ton’dan 11 bin ton’a düşmüştü. Bu yıl rekoltemiz yüksek, fiyatlar da dünyadaki rakiplerimizle hemen hemen rekabet edebileceğimiz seviyelerde. Bu yıl dünya market raflarını Türk zeytin ve zeytinyağı ile süsleyeceğiz. 2017/18 sezonundan çok ümitliyiz.”
Hedefimiz markalı ihracat, ancak dökme ihracat yasaklanamaz
“Markalı ihracat ana hedefimiz” diye seslenen EZZİB Başkanı Er, “Fakat son zamanlarda dökme ihracatın yapılmaması gerektiği yönünde söylemlerle karşılaşıyoruz. Dökme ihracat demek ham yağ ihracatı demek değildir. Türkiye’den ham yağ ihracatı yasaktır. Dökme ihracat dediğiniz rafine-riviera tipi işlem görmüş malların katma değer kazandırılarak ihraç edilmesidir. İhracat ve ticarette yasakçı değil, rekabetçi zihniyet hakim olmalı. İhracatta sürdürülebilir olmak gerekir, zeytinyağını sürdürülebilir şekilde temin edemediğiniz takdirde markalı ambalajlı ihracat yanında piyasanın gerektiği boyutta her türlü ihracatın önü açık olmalıdır” şeklinde konuştu.
Gazetecilerin, “Dahilde İşleme Rejimi” ile ilgili sorularına da yanıt veren Er şunları söyledi: “Türk zeytin ve zeytinyağı ihracatçıları olarak Dahilde İşleme Rejimi ile yurt dışından zeytin ve zeytinyağı getirip ihraç pazarlarımıza ihraç etmeyi geçtiğimiz yıllarda gündeme getirmiştik. Devletimiz ve üreticilerimiz karşı çıktılar. İhracatımız 93 bin tonlardan 11 bin tonlara kadar geriledi. Bugün ise Türkiye’de rekolte arttı, ihracatçı ürün bulmakta zorlanmıyor. O nedenle Dahilde İşleme Rejimi gündemimizde yok. Milli üretim ve ihracat önceliğimiz.”
KDV yüzde 1’e düşürülsün
Marketlerdeki zeytinyağı fiyatları ile ilgili görüşlerinin sorulması üzerine Er, “Türkiye’de marketlerde yağ reyonlarında zeytinyağına çok sınırlı yer ayrılıyor. Kısa süre önce İspanya’daydık. İspanya’da market raflarında yağ reyonlarının büyük bölümü zeytinyağına ayrıldığını gördük. Bu da tüketimi arttırıyor. Türkiye’de zeytinyağı üretiminde ve fiyatlarında istikrar yok. Türkiye’de zeytinyağında yüzde 8 KDV var. Sağlık iksiri olan şifa kaynağı olan zeytinyağına ilaç gibi muamele yapılmalı ve bu KDV yüzde 1’e indirilmeli. Bu sağlanırsa ve üreticiye talep ettiğimiz destek miktarları verilirse zeytinyağı raf fiyatlarında 5 TL indirim sağlanmış olur. Bu da tüketimi tetikler” diye görüş belirtti.
Eximbank ihracata can suyu veriyor
Türk Eximbank'ın son bir yılda artan destekleriyle Türk ihracatının yüzde 26'sını destekler konuma geldiğinin altını çizen EZZİB Başkanı Er, "Zeytin ve Zeytinyağı sektörümüzün, 2017 yılında ihracatını yüzde 63 arttırmasında, Türkiye'nin ihracatında 155 milyar dolar seviyesine ulaşmasında Eximbank desteği itici güç oldu. Bu başarıda büyük emeği olan ve son iki yıldır üst üste yılın bürokratı seçilen Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım ve ekibine ihracat dünyası adına çok teşekkür ediyoruz" diyerek sözlerini noktaladı.



Kış sofralarının lezzeti turşular…
Melis, taze ve kıtır formuyla lezzet müdavimliği yaratan
kornişon ve salatalık turşularıyla kış sofralarına lezzet katıyor…

Türk Mutfağı’nın geleneksel
ve asırlık lezzetlerinin başında gelen turşu, özellikle tarhana çorbası, kuru
fasulye, nohut, pilav yemeklerinin keyifle yendiği kış sofralarının ayrılmaz
bir lezzet tamamlayıcısı oluyor. Kimi
zaman mevsim salatalarının ana malzemesi kimi zamansa ana yemeğin olmazsa olmaz
eşlikçisi. Salatalık turşusu deyince, hemen her yaşta insanda lezzet
müdavimliği yaratan ve ünü ülke sınırlarını aşan Melis, atıştırmalık kornişon
turşunun yanı sıra, salatalık ve çubuk salatalık turşu çeşitleriyle de kış
sofralarının vazgeçilmezi olmaya devam ediyor.
Dalından koparıldığı tazelikle çok kısa sürede tarladan kavanoza ulaşan Melis
salatalık turşuları, damaklarda iz bırakan turşuyu kıtır kıtır yeme zevkiyle de
her zamanki farkını ortaya koyuyor. Melis’in kornişon turşusundan çubuk
salatalığına kadar tüm turşu çeşitleri, bütün öğünlere yakıştığı gibi günün her
saati açlığınızı bastıracak ve tek başına da öğün olabilecek nefis bir
atıştırmalık. Melis’in tam tadında taze ve lezzetli salatalık turşuları,
ailecek yenen sıcacık akşam yemeklerinden arkadaşlarla bir araya gelinen
eğlenceli ev partilerine kadar her zaman baş rolde.
Taze, kıtır ve her zaman leziz
Euro Gıda Hakkında: Türkiye’de
gıda sektörünün en büyük ve güvenilir firmaları arasında yer alan Euro Gıda;
çok çeşitli turşu, konserve ve gurme soslardan oluşan bir ürün portföyüne
sahiptir. Kendi markası Melis ile tüketiciye seslenirken, Türkiye ve Avrupa’nın
birçok büyük markası için fason üretim de yapmaktadır. Ege bölgesinde İzmir’de
stratejik bir lokasyonda bulunan Euro Gıda üretim tesislerinde, sebze
tarlalarına yakın olmanın sağladığı avantajla, ziraat mühendislerinin gözetimi altında
üretilen sebzeler, tazeliklerini kaybetmeden hızla fabrikaya ulaştırılıp en son
teknolojiyle 24 saat içinde işlemektedir. Türkiye’de sektörün en büyük
fabrikasına sahip olan Euro Gıda, Avrupa’da ise ilk 10’da yer almaktadır. Euro
Gıda üretiminin %60’ını ihraç etmektedir. http://www.eurogida.com.tr/
http://www.melis.gen.tr/
Yeni nesil kahve Federal
coffee ‘Australian Coffee Roasters’,
yepyeni
konseptiyle Nişantaşı’nda
Yeni nesil kahvenin Türkiye’ deki öncülerinden Federal
Coffee, İstanbul Galata’daki ilk şubesinden sonra açılan 3 şubenin ardından,
2014 yılında doğduğu Nişantaşı’na, yepyeni konseptiyle döndü. Federal Coffee
iyi kahvedeki iddiasını, zengin mönüsüne ve çok özel imza kokteyllerine de
taşıyor. Yeni nesil kahveciliğin ilk markalarından olan Federal Coffee, eski
mahallesine “yeni nesil” kahvelerini ve lezzetlerini bambaşka bir konseptle
getirerek benzersiz bir deneyim yaşatıyor.
Federal Coffee mönüsündeki her şey çok özel ve özenli. Türk
insanının kahvaltı keyfini göz önünde bulundurarak hazırlanan ‘Keyifli
Kahvaltı’ tabağındaki her şey en lezzetli olduğu yörelerden geliyor. Farklı
ülke kahvaltılarını tercih edenler ‘’Avustralya’lı Kahvaltı’’yı, ‘’İspanyol Omlet’’i
ya da mönüdeki en iddialı alternatiflerden ‘French Toast’ u deneyebilecekler.
Yemek mönüsünde seçim yapmakta zorlanacaksınız. İncecik
hamurlu pizzaları, en sağlıklı salataları, özel bazlama ekmeğiyle
hamburgerleri, formunu korumak isteyenleri, kendini şımartmak isteyenleri ve
birbirinden lezzetli makarnalarla karbonhidratın en lezzetli halini tercih
edenleri Nişantaşı’na bekliyor. Pazartesi‐Cumartesi 08:00 ‐ 02:00, Pazar 09:00-01:00
arasında servis veren Federal’de yenilikçi barmen ekibinin hazırladığı
birbirinden iddialı kokteyller ve yemeğe eşlik edecek butik şaraplar da
sunuluyor.

Türk Mutfağı’nın geleneksel ve asırlık lezzetlerinin başında gelen turşu, özellikle tarhana çorbası, kuru fasulye, nohut, pilav yemeklerinin keyifle yendiği kış sofralarının ayrılmaz bir lezzet tamamlayıcısı oluyor. Kimi zaman mevsim salatalarının ana malzemesi kimi zamansa ana yemeğin olmazsa olmaz eşlikçisi. Salatalık turşusu deyince, hemen her yaşta insanda lezzet müdavimliği yaratan ve ünü ülke sınırlarını aşan Melis, atıştırmalık kornişon turşunun yanı sıra, salatalık ve çubuk salatalık turşu çeşitleriyle de kış sofralarının vazgeçilmezi olmaya devam ediyor.
Dalından koparıldığı tazelikle çok kısa sürede tarladan kavanoza ulaşan Melis salatalık turşuları, damaklarda iz bırakan turşuyu kıtır kıtır yeme zevkiyle de her zamanki farkını ortaya koyuyor. Melis’in kornişon turşusundan çubuk salatalığına kadar tüm turşu çeşitleri, bütün öğünlere yakıştığı gibi günün her saati açlığınızı bastıracak ve tek başına da öğün olabilecek nefis bir atıştırmalık. Melis’in tam tadında taze ve lezzetli salatalık turşuları, ailecek yenen sıcacık akşam yemeklerinden arkadaşlarla bir araya gelinen eğlenceli ev partilerine kadar her zaman baş rolde.



Türk gıda ihracatçıları Japon pazarına Foodex Fuarı ile girecek
Asya-Pasifik pazarının en büyük gıda fuarı Foodex’te yeni
iş fırsatları Türk ihracatçılarını bekliyor. Gıda tüketiminde kaliteden ödün
vermeyen, yıllık 80 milyar doların üzerinde gıda ithalatı yapan Japonya’da
düzenlenen Foodex Japan 2018 Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı’nın 43.sü, Türk
gıda ihracatçıları için Japonya ve Uzakdoğu pazarına ulaşmak için altın
fırsatlar sunuyor.
Türkiye Milli Katılım Organizasyonu, Ege İhracatçı
Birlikleri tarafından yapılan Foodex Fuarı, 07-10 Mart 2018 tarihleri arasında
Japonya’nın Chiba kentinde düzenlenecek.
Katılımcıları yüzde 70 devlet desteği bekliyor
Uzakdoğu pazarına girmek isteyen ya da konumunu
güçlendirmek isteyen Türk gıda ihracatçıları, Ekonomi Bakanlığı’nın, Japonya’yı
hedef pazar olarak belirlemesi nedeniyle Foodex Japan 2018 43. Uluslararası
Gıda ve İçecek Fuarı’na katılmaları halinde, fuar katılım masrafları yüzde 70’e
varan oranlarda destekten yararlanabilecek.
Foodex Japan Fuarı, gıda ihtiyacının sadece yüzde 40’ını
kendisi karşılayabilen ve bu nedenle yılda yaklaşık 80 milyar $ tutarında gıda
ithalatı yapan 128 milyon nüfuslu Japonya’da düzenlenmekle birlikte, bölge
ülkeleri gıda pazarına da hitap eden bir özellik taşıdığını ifade eden Ege
İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, Foodex Japan Fuarı’na,
2017 yılında 77 ülke ve bölgeden toplam 3.282 firma ve yaklaşık 82.000
ziyaretçinin katıldığını belirterek, Türk gıda ihracatçılarını Japonya ve
Uzakdoğu pazarında konumlarını güçlendirmek için Foodex Japan Fuarı’na
katılmaya davet etti.
Türkiye’den 2017 yılının Ocak – Ekim döneminde Japonya’ya
yaklaşık 110 milyon dolarlık gıda ürünleri ihracatı yapıldığını anlatan
Ünlütürk, “Yıllık 80 milyar dolarlık gıda ithalatı yapan Japonya, tarım ve gıda
ürün ihtiyaçlarının büyük bir kısmını ithalatla karşılıyor. Türklere karşı
müthiş sevgileri var. Sizden bir kez mal aldıkları zaman sizi unutmazlar.
Herkes bu ülkeye mal satmak istiyor. Tek şartları var, o da kalite” diye
konuştu.
Kanatlı sektörü Japonya pazarına Foodex ile kanatlanacak
Türkiye’nin ihracatta yıldız sektörlerinden Kanatlı
Sektörünün, kısa süre önce Japonya’ya ihracat vizesi aldığını hatırlatan EİB
Koordinatör Başkanı Ünlütürk sözlerini şöyle tamamladı; “Asya-Pasifik pazarının
en büyük gıda fuarı Foodex, yıllık 3 milyar dolarlık kanatlı ürün ithalatı
yapan Japonya pazarına Türk kanatlı sektörünün ihracata başlaması için yeni
fırsatlara gebe. Kanatlı sektörümüzün bu fırsatı kaçırmayacağına inanıyoruz.
Kanatlı sektörümüzün ihracatında Irak hakim pazar konumunda. Japonya ve diğer
ülkelere ihracatlarını arttırarak muhtemel riskleri de ortadan kaldırmış
olacaklar.”
Japonya’ya yönelik Turquality Projesi de var
Türkiye ile Japonya arasındaki ilişkilerin uzun tarihi
geçmişe sahip olduğunu ve Japonların Türklere karşı büyük sempati duyduğunu
ifade eden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Nurettin
Tarakçıoğlu ise, Japon halkının zeytinyağı, kuru meyve, baharatlar gibi
sağlıklı ürün tüketimine yönelmesinin Türk gıda ihracatçıları için bir şans
olduğunu, Japonların satın alacakların ürünlerin bir hikayesinin olmasına çok
ilgi duyduklarını, Türkiye’nin ihraç ürünlerinin hikayesinin Japonların
ilgisini çektiğini bu durumun Türk ihracatçıları için bir şans olduğunu
kaydetti.
Foodex Fuarı dışında Japonya’ya yönelik Türk Gıda
Ürünlerinin tanıtılmasına yönelik Turquality projesi yürüttüklerini hatırlatan
Tarakçıoğlu, “Foodex Fuarı ve Turquality Projesi sayesinde Japonya’ya olan gıda
ihracatında ilerleyen süreçte büyük artışlar bekliyoruz” şeklinde konuştu.
FOODEX’te hangi ürünler olacak?
EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı Tarakçıoğlu, deniz
ürünleri, domates salçası ve konserveleri, turşular, makarna çeşitleri, kuru
meyveler (kuru kayısı, çekirdeksiz kuru üzüm, antep fıstığı, kuru incir),
fındık, zeytin ve zeytinyağı, un ve unlu mamuller, bitki çayları ve şifalı
bitkiler ile baharatlar, şekerlemeler, süt ürünleri, şarküteri ürünleri (et ve
et ürünleri hariç), diyet ürünleri, yumurta, kanatlı eti ve ürünleri,
dondurulmuş gıdalar, meyve ve sebzeler, gıda katkı maddeleri, organik gıdalar,
hazır çorbalar, çeşniler, bira, brendi, likör, sert alkollü içecekler, viski,
şarap, meyve suyu, maden suyu, diğer alkollü ve alkolsüz içecekler vb. gıda ve
işlenmiş tarım ürünleri sektöründe uluslararası standartlara uygun ürün üretimi
yapan ihracatçıların Foodex Japan 2018 43.Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı’na
katılmalarını önerdi.
Japonya’ya 2017 yılında neler sattık?
Türkiye, 2017 yılının Ocak – Ekim döneminde Japonya’ya
108 milyon 918 bin dolarlık gıda ürünleri ihracatı gerçekleştirirken, bu
ihracatın 35 milyon 57 bin dolarlık dilimini Ege İhracatçı Birlikleri üyeleri
yaptı.
Türkiye’nin Japonya’ya gıda ürünleri ihracatında ilk
sırayı; 46 milyon 635 bin dolarlık tutarla Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve
Mamulleri alırken, Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller Sektörü 23 milyon 101 bin
dolarlık ihracatla ikinci sırada yer aldı. Meyve Sebze Mamulleri Sektörü
Japonya’ya 14 milyon 602 bin dolarlık ihracat yaparken, Kuru Meyve Sektörü 10
milyon 331 bin dolarlık dövizi ülkemize kazandırdı.
2017 yılının geride kalan döneminde Japonya’ya fındık
ihracatımız 6 milyon 432 bin dolar olurken, Zeytinyağı ihracatımız ise; 3
milyon 972 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Japonya’ya Odun dışı Orman
Ürünleri ihracatından 1 milyon 926 bin dolar gelir elde edildi.
Türkiye Milli Katılım Organizasyonu, Ekonomi
Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin onaylarıyla Ege İhracatçı
Birlikleri tarafından gerçekleştirilecek olan Foodex Japan 2018 43.Uluslararası
Gıda ve İçecek Fuarı’na katılmak isteyen gıda ihracatçısı firmalar, 01 Aralık
2017 Cuma günü saat 17:30’a kadar Ege İhracatçı Birlikleri ile 0 232 488 61
07 no.lu telefon ya
da gozde.sidal@eib.org.tr e-posta
adresi aracılığıyla temasa geçilebilir.
* * * * * * *** *** *** ***
TÜRKİYE NORVEÇ
USKUMRUSU'NU SEVDİ
Halk arasında ‘Norveç palamudu’ adıyla da bilinen Norveç
uskumrusu, özellikle ‘balık ekmek’ olarak Türkiye’de en çok sevilen sokak
lezzetleri arasında yer alıyor.
Norveç Deniz Ürünleri Konseyi Türkiye Direktörü
Maria Kivijärvi Heggen, Türkiye’nin bu yıl en fazla Norveç uskumrusu ithal eden
ülkeler arasında ikinci sıraya yükseldiğini belirterek, “Uskumru mevsiminin
başlangıcından itibaren, yağ ve Omega 3 seviyesi açısından en iyi seviyeye
ulaştığı sonbahar ayları boyunca Boğaz kıyılarında çok daha fazla uskumru
tüketileceğine eminiz.” dedi.
Norveç Deniz Ürünleri Konseyi Türkiye Direktörü Maria Kivijärvi Heggen,
Türkiye’nin bu sene en fazla uskumru ithal eden ikinci ülke olduğunu açıkladı.
Heggen, Norveç uskumrusunun özellikle ‘balık ekmek’ olarak Türkiye’de
geleneksel bir yemek haline geldiğini hatırlatarak, “Türkiye’de geçen yıl
restoran sektöründe düşüşler yaşanmıştı. Bu yıl Norveç uskumrusuna olan talep
artışı, yeme içme sektörü ve sokak lezzetlerine olan ilginin artacağı anlamına
gelebilir. Uskumrunun yağ seviyesinin, dolayısıyla Omega 3 oranlarının en
yüksek düzeye ulaştığı sonbahar aylarında İstanbul Boğazı kıyılarında daha da
fazla tüketileceğine inanıyoruz” dedi.
Türkiye, en fazla uskumru alan ikinci ülke
Norveç Deniz Ürünleri Konseyi’nin ihracat verilerine göre Türkiye,
Norveç uskumrusuna en fazla rağbet gösteren ülkeler arasında yer alıyor.
Türkiye, 2016 yılında Norveç uskumrusu ithal eden ülkeler arasında 6. sırada
yer alırken, 2017 yılının ilk 6 ayında ise 2. sıraya yükseldi. Türkiye, yılın
ilk 6 ayında 9 bin 232 ton Norveç uskumrusu ithal ederken Norveç toplamda 97
bin ton uskumru ihracatı gerçekleştirdi.
En fazla Omega-3 bulunan balıklar arasında yer alıyor
Norveç uskumrusunun Türkiye’de çok fazla tercih edilmesinin lezzetli,
kaliteli ve sağlıklı bir besin olmasından kaynaklandığını vurgulayan Norveç
Deniz Ürünleri Konseyi Türkiye Direktörü Maria Kivijärvi Heggen, şöyle konuştu: “Uskumru, en çok Omega-3 içeren türlerden
biridir. Nisan-Kasım ayları arasında Norveç’in farklı yerlerinde yakalanabilen
uskumru, yaz ayları boyunca çoğalır. Sonrasında yağ seviyesi yaklaşık olarak
%30 artar ve sonbahar geldiğinde bir Omega 3 bombası olur. Uskumru ayrıca iyi
bir D vitamini kaynağıdır. Norveç uskumrusu da lezzetli ve kaliteli olduğundan
Türkiye’deki tüketiciler de tercih ediyor. Biz de bu sağlıklı, lezzetli ve
kaliteli balığı Türkiye’ye sunduğumuz için mutlu oluyoruz.”
Norveç uskumrusunda rekor çoğalma
Yapılan araştırmalara göre son 10 yıl içinde Norveç uskumrusu iki kattan fazla
çoğalarak, 4 milyon tonun üzerine çıktı. Hızlı şekilde çoğalmasına rağmen,
Norveç Hükümeti uskumrunun sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla, miktar
artışı ve aşırı avlanma yapılmamasını güvence altına almak için Avrupa Birliği
ile işbirliği içinde uskumru kotalarını kontrol ediyor.

* * * * * * *** *** *** ***
TÜRKİYE NORVEÇ USKUMRUSU'NU SEVDİ

Norveç Deniz Ürünleri Konseyi’nin ihracat verilerine göre Türkiye, Norveç uskumrusuna en fazla rağbet gösteren ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye, 2016 yılında Norveç uskumrusu ithal eden ülkeler arasında 6. sırada yer alırken, 2017 yılının ilk 6 ayında ise 2. sıraya yükseldi. Türkiye, yılın ilk 6 ayında 9 bin 232 ton Norveç uskumrusu ithal ederken Norveç toplamda 97 bin ton uskumru ihracatı gerçekleştirdi.
Norveç uskumrusunun Türkiye’de çok fazla tercih edilmesinin lezzetli, kaliteli ve sağlıklı bir besin olmasından kaynaklandığını vurgulayan Norveç Deniz Ürünleri Konseyi Türkiye Direktörü Maria Kivijärvi Heggen, şöyle konuştu: “Uskumru, en çok Omega-3 içeren türlerden biridir. Nisan-Kasım ayları arasında Norveç’in farklı yerlerinde yakalanabilen uskumru, yaz ayları boyunca çoğalır. Sonrasında yağ seviyesi yaklaşık olarak %30 artar ve sonbahar geldiğinde bir Omega 3 bombası olur. Uskumru ayrıca iyi bir D vitamini kaynağıdır. Norveç uskumrusu da lezzetli ve kaliteli olduğundan Türkiye’deki tüketiciler de tercih ediyor. Biz de bu sağlıklı, lezzetli ve kaliteli balığı Türkiye’ye sunduğumuz için mutlu oluyoruz.”
* * * * * * * * * * * *
Özsüt’ten bir salkım dolusu lezzet: Üzüm Küpü
*** *** ***
Ege'li balıkçılar yüzleri güldürdü...


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder