KİTAPLIK









Ev yapımı 150 vejetaryen yemek tarifi


 

Zaman zaman vejetaryenliğin veya veganlığın yeni bir moda olduğu söylense de işin aslı öyle değil. Et yememe fikri hiçbir şekilde yeni değil. İnsanlar bunu antik zamanlardan beri uyguluyor. Plato ve Pyhagoras gibi iki ünlü tarihi Yunan filozof eti reddetmişti.

 

Bazı insanlar da et tüketmeden yaşamayı vicdani, dini ya da sağlık nedenlerinden dolayı tercih ediyor. Sağlık bilinci olanlar çok iyi biliyor ki vejetaryen beslenme vücut kilosunu kontrol altında tutar. Kalp, kanser ve diğer hastalıkların riskini ciddi derecede düşürür. 

 

Ne yazık ki, vejetaryen yemeklere her yerde kolayca ulaşmak mümkün değil. Martı Yayınları, bu alandaki boşluğu dolduracak önemli bir esere imza attı. 150’den fazla vejetaryen yemek tarifinin yer aldığı Ev Yapımı Vejetaryen Tarifler kitabı birçok kişinin evinde mutfaktaki yerini aldı bile.

 

TÜM YEMEKLER 3’ER KEZ DENENDİ

 

Mutfağınızın vazgeçilmez rehberi olacak bu kitaptaki her tarif güzel sunumlarıyla birlikte adım adım fotoğraflandığı gibi, kullanılan teknikler de aşamalı olarak gösterilmekte. Deneme mutfaklarında her biri üçer kez hazırlanan vejetaryen tarifler oldukça kısa ve anlaşılır şekilde anlatılıyor. 

 

Çok çeşitli ve kapsamlı pişirme-yeme önerilerinin bulunduğu Ev Yapımı Vejetaryen Tarifler’de yalnızca vejetaryenler ve veganlar için değil, sağlıklı yemek yemeyi ve hazırlamayı seven herkesin damak tadına uygun tarifler yer alıyor.

 

 







Türkiye’den Mutfak Hikâyeleri Bir Kitapta Derlendi


Türkiye’nin on beş şehrinin mutfak hikâyelerinin anlatıldığı “Hikâyeleriyle Türk Mutfağı” kitabı, Yeditepe Üniversitesi Yayınevi’nden çıktı





Prof. Dr. Sibel Özilgen ve Doç. Dr. Özge Samancı, Türk mutfak kültürünü kayıt altına almak ve geleneksel dokusunu koruyarak gelecek nesillere aktarmak amacıyla özgün bir çalışmaya imza attı. Türkiye’nin 15 şehrinin mutfak sırları ve anılarının, o şehirlerde yaşamış kişilerin ağzından yazıya dökülmesini sağlayan Özilgen ve Samancı, hafızalarda yer eden en güzel anekdotları “Hikâyeleriyle Türk Mutfağı” kitabında topladı.

Türkiye’de kurulan ilk gastronomi ve mutfak sanatları bölümü olan Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nde 2015 yılında öğrencileri de içine alarak başlatılan bir projenin ürünü olan kitap, Yeditepe Üniversitesi Yayınevi’nden çıktı.


Gelenekten Geleceğe

Şehirlere özgü yemek kültürünü tanımanın en iyi yolu, o bölgenin kültürüyle yoğrulmuş,ocağında pişen yemeği kaşıklamış ve mutfağında nice tencereler kaynatmış insanlardan dinlemek.

Mutfak kültürü mirasımız için başlangıç niteliğinde bir kaynak oluşturacak kitap için Prof. Dr. Sibel Özilgen ve Doç. Dr. Özge Samancı moderatörlüğünde, gönüllü öğrencilerden ve eğitmenlerden oluşan bir çalışma grubu, kendi ailelerinin ya da başka şehir ve köylerin mutfak kültürü geçmişine yolculuk yaptı; yaşadığı kentin, köyün yemek kültürünü hatırlayan veya yaşatan, çoğunlukla kadınlardan oluşan, Türkiye’nin on beş farklı şehrinden 60-65 yaş üstü kişilerle söyleşiler gerçekleştirdi.

Yemek ve sofra hikâyeleri, yemeğin hazırlandığı mutfaktan paylaşıldığı sofraya kadar farklı pencerelerden sorularla ele alındı. Her görüşme kendi hikâyesini oluşturdu.

Mekân olarak mutfak, yemeğin pişirildiği ocak, fırın, tandır gibi mutfakta kullanılan ekipman, mutfakta kullanılan gıda maddelerinin nasıl sağlandığı, tüketilen gıda maddeleri, yiyecek saklama ve pişirme teknikleri, farklı öğünlerde tüketilen gıdalar ve yemek çeşitleri, içecekler, sofra araç-gereçleri ve sofra adabı, doğum, düğün ve sünnet gibi özel günlerde hazırlanan yemekler bu söyleşilerin konusu oldu.


Standart Reçeteler Oluşturuldu

Gençler için bir ilham kaynağı olacak niteliğe sahip kitapta yer alan anlatımların ışığında 15 şehrin özgün yemekleri Yeditepe Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü eğitmenleri Fahri Demir, Sertan Çavuşoğlu ve Yavuz Efe Başeğmez tarafından denendi ve standart reçeteler haline getirildi.


“Kültürümüz Yaşadığı Sürece Yaşarız”

Prof. Dr. Sibel Özilgen, “Kültürümüz yaşadığı sürece yaşarız” diyerek, kitaba ilişkin şunları söyledi:

“Bizim bu kitabı oluşturmaktaki temel amacımız bölümümüzün kuruluş felsefesi doğrultusunda Türk mutfak kültürünü korumak, kayıt altına almak, tanıtmak ve dokusunu bozmadan yenilikçi bir bakış açısıyla gençlerimize taşımak yolunda bir adım daha atmaktı. Bu amaç doğrultusunda gençlerle birlikte yola çıktık ve kendisini anlatan 15 sıcacık hikâye ile geri döndük.”


Kaynak Niteliği Taşıyor

Doç. Dr. Özge Samancı da, “Hikâyeleriyle Türk Mutfağı kitabı Türkiye’nin farklı şehirlerinde yaşamış olan büyüklerimizle gerçekleştirilen yemek kültürü odaklı sözlü tarih görüşmelerinden oluşuyor. Her görüşme kendi içinde başka hikaye ve detaylar barındırıyor. Türkiye’nin zengin gastronomi mirasına dikkat çeken bu kitap yemek kültürü alanında yapılacak olan çalışmalar için birinci kaynak niteliği taşıyor” diye konuştu.





Allan Percy’den Her Güne Bir Reçete İçeren Seri

Pena Yayınları tarafından yayımlanan, yazar Allan Percy’nin ünlü düşünürlerin eserlerinden esinlenerek yazdığı, okurların yaşam kalitesini yükseltecek ve onlara hayata dair ipuçları veren reçeteleri, çok satanlarda yer almaya devam ediyor.

Hayatla nasıl baş edebileceğinizi gösteren 99 reçete…

İlk olarak bilge, kışkırtıcı ve ilham verici bir kullanma kılavuzu olan “Her Güne Bir Nietzsche” kitabı ile okurlar ile buluşan Allan Percy, kitabında Nietzsche’nin felsefesinden 99 damla alarak hayatı nasıl istediğimiz gibi yön verebileceğinizi gösteriyor. Her Güne Bir Nietzsche”yi okuyanlar felsefeyi hayatlarında nasıl uygulayabileceklerini kolaylıkla öğrenecekler.


Hayatınızı her gününde aşkın tadını çıkarabileceğiniz 72 reçete… 

Aşkın her özelliğini hayati bir mesele olarak görenler için taptaze ve etkileyici bir kitap olan “Her Güne Bir Shakespeare” serinin ikinci kitabı olarak aşkın tadını çıkarabilecek 72 reçete ile karşımıza çıkıyor. Dünya yazarları arasında hiçbiri aşkın gizemini Shakespeare kadar derinlemesine ele almadığını savunan Allan Percy yine reçeteleri ile adından söz ettirmeye devam ediyor.











Bibliyoterapi türünde 99 reçete…

Geçtiğimiz ay raflarda yer alan serinin son kitabı “Her Güne Bir Kafka” ise ruhsal yaralarımızı sarmak ve günlük yaşamımızda uygulayabilmemiz için tasarlanan pratik bilgilerin ve psikolojik yorumların 99 reçete ile karşımıza çıkıyor. Kafka’nın reçeteleri, mutluluk yolunu kaybetmeden günlük kargaşa ve fırtınalı süreçlerden çıkmamız için yazılmış bir başucu kitabı niteliği taşıyor.
https://www.penayayinlari.com/










Astro-Terapist Hülya Nida Şahin'den

 "Ah Zavallı Erkekler"

Astro-Terapist HülyaNida Şahin’in Ah Zavallı Erkekler kitabı Ceres Yayınevi etiketiyle okuyucuyla buluştu. Kitapta ilişkiler, evlilik ve aile kurumundaki sorunların neden olduğu, bu konuda ne yapılması gerektiği öykülerle örneklerle anlatılıyor ve var oluşun anne karnında halletmemiz gereken sorunlarına dikkat çekiliyor.

Endüstri Psikolojisi Eğitimi’nden sonra profesyonel hayatta İnsan Kaynakları alanında
görev alan, astroloji, şifa, EFT gibi ruhsal değişim çalışmalarıyla dikkat çeken Astro-
Terapist Hülya Nida Şahin, birikimleri ve sıra dışı deneyimlerinden ilham alarak
yazdığı “Ah Zavallı Erkekler” adlı ilk kitabı raflarda yerini aldı.
Şahin’in “Sevgi yoktan var edilebilir, var olanı yakıp yıkabilir. Çok masum ya da çok
tehlikeli, çok aydınlık ya da çok karanlık, çok sevimli ya da çok itici, çok sığ ya da çok
derin olabilir. İşte, her şekle girebilen bu ışık topuna ANNE denir…” cümleleriyle
sevgide sınır tanımayan annelere ithaf ettiği kitap, hayata farklı bir pencereden
bakmaya açık herkes için!
Ne biliyoruz ki? sorusunun irdelendiği kitapta kavramların anlamını hep önceden
kazandığına, bize sonradan anlamak, öğrenmek ve uygulamaya koymanın kaldığına
dikkat çekiliyor. “Aile, anne, baba, kardeş, arkadaş, sevgi, nefret gerçekten nedir
bunlar? Öz’ü ne?” diye soran Şahin, kitabında hayatın anne karnında başladığına ve
doğumun izlerinin bugünlerimize kadar yansıdığına da dikkat çekiyor.
Bilinçaltının ürkütücü bir canavar değil, doğal bir organizma olduğunu ancak bilinçli
davranışımızın işe yaramaz duruma girdiğinde tehlikeli olabildiğini söyleyen Şahin,
kitabında dönüşmenin sanıldığı gibi kolay bir süreç olmadığını vurgulayarak şöyle
diyor: “Anka kuşu gibi ölüp ölüp dirilmek gerekiyor. Yeniden doğmak için. Karanlık
bilinmeden aydınlık anlam kazanmıyor. Ve… İnsan ışığı düşünerek değil, karanlığı
şuurlu hale getirerek aydınlanabiliyor…”


Hülya Nida Şahin hakkında:
Almanya doğumlu Hülya Nida Şahin, Acıbadem İlkokulu ve Çamlıca Kız
Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji (Endüstri
Psikolojisi) bölümünü bitirdi. Sonrasında aldığı eğitimlerden bazıları Gestalt
terapi eğitimi, Mucize Sırlar Akademi NLP Master Practitioner, Yurdahal  Taran
Astroloji temel, ileri seviye ve uzman seviye eğitimi, Glenn Perry Astroart
Astroloji okulu Astro/Psikoloji eğitimi olarak sıralanabilir. Devam eden eğitimleri
ise özel bir üniversitede Davranış Bilimleri Lisans tamamlama, Psikolog ve
Psikiyatr Derneği Biyoloji ve Davranış Psikolojisi eğitimidir.
Hülya Nida Şahir, Sabancı Holding İnsan Kaynakları Bölümü’nde başladığı
profesyonel kariyerine Mina Holding İş Geliştirme Uzmanı, Toyota Peugeot İş
Geliştirme Uzmanı ve Ruhsal Dönüşüm Atölyesi Kurucu Astro-Terapist olarak
devam etti.
Yurt içi ve yurt dışında sayısız seminer ve eğitime katıldı. En çok da hayatın
kattığı tecrübeler ile yol almaktadır. Parıltı Görmeyen ve Az Gören Çocuklara
Eğitim Destek Derneğini kurup Başkan Yardımcılığını yaptı. Türkan Sabancı
Görme Engelliler Okuluna çok engelli eğitim bölümü, Milli Eğitim Bakanlığı ile
dernek üzerinden taleple kaynaştırma eğitimi, ilaç, asansör ve görme engelli
kişilerin hayatını kolaylaştıracak kabartma (breyl) harfleri sosyal hayatlarına
katma, engelli ebeveynlerine çocuklarının durumuna yönelik destek
çalışmalarını yürüttü.
Şu anda toplumun engelli insanlara bakış açısında farkındalık kazandırma
amaçlı MUCİZE Yaşamlar Derneğini kurma ve oluşum yaratma çalışmalarını
yapmaktadır. Astroterapi ile birçok kişiyi şifalandırma ve farkındalık
kazandırma, taciz gören çocuk ve kadınlara yönelik gelen desteklerle
merkezinde sosyal projeler yürütme gibi konularda yoğunlaşmış durumdadır.



            


Bayram gelirken büfenizdeki likör kadehlerinin tozunu alın... 
Reyhan Yaman’dan
Likör Hikâyeleri
Likör, Osmanlı’dan günümüze kalan ama bir yandan da gitgide unutulan geleneklerden biri. En çok kahveyle yakıştırılan, bayram dendiğinde ikramın önde gelenlerinden, farklı tat ve renklerde sehpaları şenlendiren likörler yüzyıllardır üretiliyor ve tüketiliyor bu topraklarda. Likörün izini süren ve tarihçesinin de ötesinde işin kimyasını araştıran Reyhan Yaman 7 yıl önce likör imalatıyla başladığı bu keyifli tutkusunu kitaplaştırdı ve ortaya tadına doyulmaz Likör Hikayeleri çıktı.
Reyhan Yaman’ın hazırladığı Likör Hikâyeleri, Türkiye’de giderek unutulan likörün macerasını, basit ama keyifli bir dille anlatıyor. Önceleri şehir hayatının ve kültürünün bir parçası olan, evlerin “büfelerinde” küçük kadehleriyle takımı bulunan ve özellikle bayramlarda kahvenin yanında ikram edilen likör, toplumsal kültürdeki olumsuz değişimler ve gayrimüslim nüfusun çeşitli nedenlerle ortak “hayatımızdan” çekilmesi/çıkarılması nedeniyle pek çok şey gibi unutulmaya yüz tuttu. Likör Hikâyeleri, likörün bu eski ve geleneksel konumuna dair hem bir methiye hem de bir hatırlama kaygısıyla hazırlanmış.
Reyhan Yaman, kitapta bir yandan likör tarifleri verip likörle hazırlanan kokteylleri anlatırken bir yandan da likörün tarihine dair önemli bilgiler paylaşıyor. Aynı zamanda likör nasıl içilir, Likör kaç çeşittir, gibi soruların cevabını da kitabında anlatan Reyhan Yaman likörün hikâyesini takip edebilmek için köy köy dolaşıyor ve deneyimlerini okuyucularıyla paylaşıyor.
Sadece likörü değil aynı zamanda bir kültürü de anlatan Reyhan Yaman, tariflerden kadehlere ve Evliya Çelebi’nin notlarına kadar likör hakkındaki pek çok şeyi bu kitaba sığdırıyor.
LİKÖR HİKAYELERİ
Yazar: Reyhan Yaman
Tür: Kırkmerak
Sayfa sayısı: 205 Sayfa
Fiyatı: 17 TL
Yayın tarihi: 14 Haziran 2016





OĞLAK YAYINLARINDAN 2 GÜZEL ESER...



Gastronomi dünyasına ilgi duyanlar için yeni 2 eser yayımlandı. Kitaplar elime ulaşır ulaşmaz her ikisini de inceledim.. 
Oğlak Yayınları ından çıkan biri yeme içme dünyası üzerine yazdığı kitaplarıyla tanınan Deniz Gürsoy'un Gastronomi Tarihi, diğeri de Tahir Tekin Öztan (Sahan restoranlarının sahibi olarak tanınır) tarafından hazırlanan 2 cilt halindeki Gurme Kent Gaziantep Mutfağı... Deniz Gürsoy, tarihin öne çıkan gastronomi ürünlerini ve gelişmelerini, keşiflerini derleyip gayet akıcı ve anlaşılır bir dille kaleme almış. Keyifli bir başucu kitabı....



Gaziantep mutfağını anlatan ve geleneksel ev yemeklerini kitaplaştıran pek çok Gaziantepli yazar dostum var. Hepsinin de imzalı kitapları kütüphanemde mevcut, satın alıp koyduklarım ayrı.. Bunların yanına 2 cilt halinde bir yeni çalışma daha eklendi. Sanırım Gaziantep Mutfağı, bilinen mutfak zenginliğiyle bunu hak ediyor.. Bu eser, Antep yemeklerine meraklı, pişirip denemek isteyenlerin kitaplığında bulunmalı... 





Dünyamızı Biçimlendiren
Olağanüstü Bitkiler

Kew Kraliyet Botanik Bahçesi’nin benzersiz koleksiyonundan
zarif illüstrasyonlarla süslenmiş bu kitap, dünyamızı biçimlendiren dikkate değer bitkilerin güzelliğine, çeşitliliğine, önemine övgü niteliğinde.

Beslenme, barınma, giyinme, ulaşım ve tedavi ihtiyaçlarımız için binlerce yıldır bitkilerden yararlanıyoruz.  Günümüzde modern petrokimya sanayi ürünlerine külfetsizce ulaşmanın keyfini sürsek de, bitkilere hâlâ aynı ölçüde muhtacız.
Bitkiler besin zincirimizin temelini oluşturuyor ve
bütün yaratıcılığımıza rağmen
bunu değiştiremedik.

Giderek şehirleşmekte olan dünyamızda, bitkilerin
büyük şehirler için yeşil akciğer işlevi görmesi kadar
şehir sakinlerine teselli ve huzur vermesi de büyük
önem taşıyor. Hızla küçülen ve giderek azalan yabanıl
doğal alanları her zamankinden daha
değerli artık. Bu kitap, Helen&William Bynum tarafından derlenen avcı toplayıcılıktan tarıma geçiş yolculuğumuza  eşlik eden bitkiler dünyası ve onun çok çeşitli üyelerini konu alıyor. Seçkin kitapçılarda, internet satış noktalarında ve Zambak sokak, 21 Beyoğlu’nda. OĞLAK YAYINLARI https://www.facebook.com/pages/




Sırdeniz

İstanbul Mecusileri 1



Macera Sırdeniz’le başlıyor...

Büyükada’da yıkık bir yetimhaneye ustaca gizlenmiş

kadim Mecusi İmparatorluk Akademisi... Marmara’nın,

zehirlenerek soyları hızla tükenmekte olan deryagilleri...

Kapadokya’nın yeraltı mağaralarında saklanmış

efsunlu bir ayna.... İki ayrı dünyadan ebedi bir efsunla

birbirlerine bağlanmış Eflatun’la Anteaeus...

Sırdeniz... Bir kurtuluş, bir ayrılık... “Gerçek”

İstanbul’da “büyülü” bir maceraya hazır mısınız?


Seçkin kitapçılarda, internet satış noktalarında


ve Zambak sokak, 21 Beyoğlu’nda. Oğlak Yayınları

Hiç yorum yok: