Pazartesi, Kasım 29, 2021

Vakko L’Atelier ile Yeni Yıl Işıltısına Tatlı Bir Dokunuş

Dünya mutfağının imza tariflerini yeniden yorumlayan Vakko L’Atelier, yeni yılda lezzet dolu bir serüvenin kapılarını aralıyor. Vakko şıklığını yansıtan zarif sunumların benzersiz tatlarla bir araya geldiği lezzetleri  tüm Vakko L’Atelier ve www.vakkolatelier’de.

Fransız pastacılık sanatını ve dünya mutfağını Vakko şıklığı ile buluşturan Vakko L’Atelier, yeni yıl heyecanına lezzet katmaya devam ediyor. Damaklarda iz bırakan tatlı çeşitleriyle yeni yılda yeni mutluluklara eşlik ediyor. 

Meyve parçacıklı şans keki olarak geçmişten günümüze uzanan klasik lezzet ‘Panettone’ Vakko L’Atelierşeflerinin imzasıyla yeniden yorumlanıyor.  Çikolata severlere rüya gibi bir lezzet sunan La Buche A Deux Chocolats şık tasarımıyla da yeni yıl sofralarının yıldızı olmaya aday. Fransız pastacılığının zarafetini yansıtan La Buche Cheesecake A La Mangue, egzotik mangolu tadıyla yeni yılın büyülü atmosferini damaklara taşıyor. Eşsiz Vakko Çikolatası’nı nefis krokan parçaları ve yoğun karamel aroması ile bir araya getiren Chocolat Croquant Caramel farklı bir lezzet olarak öne çıkıyor. 

Vakko L’Atelier’nin imza lezzetlerinden biri olan 'Millefeuille' yeni yılın büyüsünü 'La Buche Millefeuille' ile yansıtıyor. Sezonun geleneksel tatları kestane ve armutlar ile hazırlanan ‘La Buche Aux Marrons Et Poires’ tutkulu bir lezzet sunuyor. Tarçın, zencefil, bal ve portakal kabuğunun buluşmasından ortaya ‘Pain D’Epices’ yeni yıl lezzetlerinin ikonik tatları arasında yer alıyor. Özel pastacı kreması ve çilekli içeriğiyle 'La Buche Citron Vert Fraise' ise tatlı bir başlangıç yapmak isteyenlere hitap ediyor. 

Yeni yıl denilince akla gelen Gingerbread kurabiyeler, sofraların sıcaklığına çeşitlilik katıyor. Artizan Vakko çikolatası ile süslenmiş bu kurabiyeyi sevdikleriniz ile paylaşabilir veya çam ağacınızda dekor olarak kullanabilirsiniz. Gingerbread kurabiyelerin yanı sıra altı farklı seçenek sunan 'Cookie Delight Mix' tatlarını özel şık kırmızı kutusuyla hediye edebilirsiniz.  Gökkuşağıdan ilham alan renkleriyle 'Macaron'lar küçük mutlukları keşfetmeye davet ediyor. Göz alıcı kırmızı kutusuyla Vakko şıklığını yansıtan 4’lü, 8'li ve 16’lı alternatifleriyle hem kendinizi hem de sevdiklerinizi mutlu edebilirsiniz.

 Yeni yılın mutluluklarınıza tatlı bir ortak olan Vakko L’Atelier’nin tüm lezzetleri 

www.vakkolatelier.com veya 0546 400 40 40 numaralı hattan sipariş verebiliyor.

Pazartesi, Kasım 08, 2021

 BU BAHARATLAR BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ DESTEKLİYOR

Havaların soğumaya başladığı bu günlerde özellikle soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklar da artış gösteriyor. Mevsim değişikliğinin yol açtığı ısı dengesizlikleri ve okullarda yüz yüze eğitime geçilmesi de hastalıkların yayılmasına zemin hazırlıyor. Bağışıklık sisteminin güçlü tutulması ise Covid-19 dahil tüm hastalıklar için anahtar rol oynuyor. Vücut direncinin artırılmasında sağlıklı beslenme ve doğru gıda seçimi önem taşıyor. Örneğin yemekleri lezzetlendirmek için kullanılan baharatlar aslında besinler kadar bağışıklığı da destekliyor. Memorial Şişli Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. E. Tuğba Kumaş, baharatların sağlığa faydaları hakkında bilgi verdi. 

Zerdeçal: Zerdeçal vitamin ve mineraller bakımından zengin bir baharattır. A vitamini, E vitamini, β-karoten, C vitamini ve B grubu vitaminleri içermektedir. Zerdeçalın antioksidan, antiviral ve antienflamatuar özelliği bulunmaktadır. Bu etkileriyle zerdeçal bağışıklık sistemini korur ve kuvvetlendirir.  İçeriğinde bulunan kurkumin polifenolü sayesinde çeşitli kanserler, antilipidemi, Parkinson hastalığı, mide bağırsak sistemi problemleri, Alzheimer, diyabet, obezite, Multiple skleroz gibi sağlık sorunlarında koruyucu ve tedavici edici etkiye sahiptir.

                                                                                                    Zencefil:

 Zencefil, C vitamini, magnezyum, kalsiyum, potasyum, sodyum ve fosfor içerir. Yapılan deneysel araştırmalarda zencefilin sahip olduğu antioksidan etkilerin standart antioksidan maddelerle karşılaştırılabilecek kadar yüksek olduğu tespit edilmiştir. İçerdiği C vitamini ile bağışıklığı desteklemektedir. Zencefil soğuk algınlığını önler ve tedavisinde yardımcıdır. Balgam söktürücüdür ve öksürüğe iyi gelir. Soğuk algınlığı ve grip mevsiminde hastalıklara karşı koruyucu olarak da tüketilebilir. Antioksidan etkileri sayesinde bağışıklık sisteminde bir çeper görevi görebildiği, kansere karşı koruyucu olduğu ve yaşlanmayı azaltıcı etkilerinin olduğunu yapılan çalışmalarda gözlenmiştir. Tip 2 diyabetik hastalarda insülin direncini düzenleyerek hastalarda olumlu sonuçlar sağlamıştır. 

Kekik: Kekik esas olarak aromatik bir bitki olarak dünya mutfaklarında sıkça kullanılır ancak tıbbi bir bitki olarak da ön plana çıkmaktadır. Kekik zengin bir lif, kalsiyum, demir, manganez ve A, B6 ve C vitaminleri kaynağıdır. Güçlü bir antibakteriyel ve iltihap önleyicidir ve bu özellikleriyle bağışıklık sistemini desteklemektedir. Özellikle grip, bronşit, boğaz ağrısı, öksürük ve soğuk algınlığı gibi üst solunum yolları hastalıklarında fayda sağlamaktadır. 


Nane: Anti-mikrobiyal etki göstermektedir. Manganez, A ve C vitaminin çok iyi bir kaynağıdır. Aynı zamanda folat, demir, magnezyum, kalsiyum, potasyum, omega 3 yağları ve B2 vitaminlerinden zengindir. A ve C vitaminlerini bolca içeren nane, kuru veya yaş hali ile bağışıklık dostudur. Enfeksiyon giderici etkiye sahip olan nane çayı ile kış mevsimi sağlıklı ve verimli şekilde geçirilebilir.

Karanfil: Karanfil A, K, E, B6 vitaminleri ile kalsiyum, manganez, potasyum ve sodyum mineralleri bakımından zengindir. Karanfilin antioksidan gücü yüksektir ve çok iyi bir ağrı kesici, bakteri ve iltihap önleyicidir. İçeriğinde ki K ve C vitaminleri bağışıklık sisteminin desteklenmesinde rol oynar. Vücut direncini düştüğü soğuk havalarda karanfil tüketmek, birçok mevsimsel rahatsızlığa karşı koruma sağlar.

Kırmızı biber: Kırmızı biber, diyetsel antioksidanların (flavonoidler,  fenolik asitler, karotenoidler,  A vitamini, askorbik asit, tokoferoller) en büyük kaynaklarından biridir. Kırmızı biber aynı zamanda doğal bir antibakteriyel ajan olarak kullanılmaktadır. Bu özellikleriyle bağışıklığı destekler ve güçlendirir. 


Pazar, Nisan 04, 2021

Bağışıklığınızı Güçlü Tutmak için C Vitamini Takviyesi Alın


Suda çözünen vitaminler arasında yer alan C vitamini, immün sistemin kuvvetlenmesine yardımcı olurken; aynı zamanda yorgunluk ve bitkinliğin azalmasına da destek oluyor. Mevsim geçişlerinde, bağışıklığı güçlü tutmak için C vitamini takviyesi alınması gerektiğinin altını çizen Eczacı Ayşen Dincer,  
4 Nisan C Vitamini Günü özelinde önemli bilgiler paylaşıyor.

Düzenli ve doğru beslenememek, günlük vitamin ihtiyacının tam olarak karşılanamamasına sebep oluyor. Suda çözünen ve vücutta depolanmayan bir vitamin olduğu için günlük C vitamini ihtiyacının karşılanmasında, takviye alınması gerekliliğini savunan Eczacı Ayşen Dincer, C vitamini eksikliğinin, kişilerde; yorgunluktan eklem ağrılarına, diş eti kanamasından yaraların geç iyileşmesine kadar birçok sorun doğurduğunu belirtiyor. 

Günlük ihtiyacınız kadar C vitamini desteği alın

Özellikle mevsim geçişleri ve dengesiz hava şartlarına bağlı olarak artan; grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklardan korunmak ve bağışıklığı güçlü tutmak için C vitamininin büyük öneme sahip olduğunu söyleyen Ayşen Dincer, hastalanmadan önce önlem alınması gerektiğini vurgulayarak şunları söylüyor: ‘’Sağlıklı bir yaşam sürmek ve bağışıklığı her daim güçlü tutmak için düzenli ve sağlıklı beslenmek gereklidir. Günümüzde, tükettiğimiz gıdaların besin değerlerinin düşük olması nedeniyle; ihtiyaç duyduğumuz vitamini dışarıdan belirli desteklerle karşılamak durumunda kalıyoruz. Mevsimsel değişikliklerle de ihtiyaçlarımız doğru oranda artıyor. Multivitamin kullanıyor olsak da yeterli dozda C vitamini alamadığımızı söyleyebilirim, günlük 1000mg dozluk ihtiyacın tamamlanması için C vitamininin ayrıca alınıyor olması gereklidir. C vitamini, aynı zamanda suda çözünen bir vitamindir. Yani vücutta depolanamaz, her gün yeniden vücuda alınması gerekir.’’

C vitamini ile daha enerjik hissedin

Özellikle kemiklerin ve cildin fonksiyonlarının devamı için gerekli olan kolajen oluşumunda görev alan C vitamini aynı zamanda; kendinizi daha enerjik hissetmenize yardımcı oluyor. Çinko ile birlikte kullanıldığında bağışıklığı daha da güçlendiren vitamininin; yorgunluk ve halsizlik gibi belirtilere iyi geldiğini söyleyen Ayşen Dincer, C vitaminin diğer faydalarını şöyle sıralıyor:

  • C vitamini bir antioksidandır. Bu özelliği ile serbest radikallerin vücudumuza verdiği zararları geciktirir ve önler. 
  • Demir emiliminde de C vitaminin önemi çok büyüktür, birlikte alındığında demirin etkinliğini arttırır. 
  • Ayrıca enerji oluşum metabolizmasına katkıda bulunur, yorgunluğu ve bitkinliği azaltır.

Pazartesi, Mart 15, 2021

 

Balparmak’a Kadın Tüketicilerden Büyük Ödül

 

Kurulduğu günden bu yana bal ve arı ürünlerini en doğal ve sağlıklı haliyle sofralara taşıyan Balparmak, Arıcılık Akademisi projesiyle Kadın Dostu Markalar Platformu tarafından düzenlenen “Kadın Dostu Markalar 2021 Tüketici Özel Ödülü’nün sahibi oldu. Haberin devamı için: ➡️➡️https://chefsdergisi.blogspot.com/p/guncel-haberler-bultenler.html

 Urla'da coğrafi işaretli "sakız enginar" hasadı devam ediyor. 

Sakız enginarının özellikleri nelerdir? İzlemek için linke tıklayınız. https://youtu.be/KkT0IccfGDA 

Çarşamba, Şubat 10, 2021

Mutfaklarda Meksika havası esecek!

 Aztek ve Mayalara uzanan köklü tarihini, renkli kültürünü ve dünya mutfakları arasında apayrı bir yere sahip birbirinden özel lezzetlerini ülkemize taşıyan Ranchero, yeni bir hizmet başlatıyor. Mekan, çok sevilen soslarından özel tarifli içeceklerine, mısır cipslerinden tortillalarına kadar her biri el yapımı ve kendi üretimi olan mutfak ürünlerini Ranchito markası altında satışa sunacak. Okyanus ötesi lezzetleri mutfaklarına taşımak isteyenler, Ranchito ürünleriyle birbirinden özel tarifleri evlerinde hazırlayabilecek.  

 

Meksikalı & Türk bir ailenin işlettiği Ranchero Restaurant, misafirlerini İstanbul’un her iki yakasında Suadiye, Watergarden Avm ve Nişantaşı Reasürans şubeleri ile Ankara Maidan’da yeni açılan mekanında ağırlıyor. Şehrin Meksikalısı şimdi, en özel lezzetlerini Türkiye’nin her yerine ulaştırabilmek için yeni bir oluşuma gitti. İlk etapta mekanın çok sevilen acı salon sosu, günlük üretilen tortilla ekmekleri ve tarifi işletmeci ailenin Meksika’da yaşayan büyükannelerine ait özel bir içecek olan Ranch kokteylinin satışı başlıyor. Ranchito markası altında üretilen bu özel Meksika lezzetlerini mutfaklarına taşımak isteyenler, Ranchero şubelerinden, online kanallardan ve Instagram hesabından çok yakında alışveriş yapabilecek.

RANCHERO Hakkında: Dilimizde “Meksika yerlisi” anlamına gelen RANCHERO, Tanyeri ve Gonzalez ailesi tarafından işletiliyor. Meksika’dan Türkiye’ye uzanan tutkulu bir aşk hikayesinden doğan mekan,  kökleri Aztek ve Mayalara uzanan binlerce yıllık Meksika mutfağının orjinal tariflerini ve bu ülkenin kültürünü İstanbullularla tanıştırmak üzere ilk restoranını 2005 yılında Suadiye’de açtı. Geleneksel lezzetlerini Avrupa Yakası’na da taşımaya karar veren Ranchero, kuruluşunun 5. yıldönümünde ikinci restoranını Nişantaşı Reasürans Çarşısı’nda açtı. Suadiye’ye gelen misafirlerini daha geniş ve rahat bir ortamda ağırlamak üzere 2017 yılında Cadde’deki yeni yerine geçen mekan, sevgiyle büyümesini sürdürerek üçüncü şubesini Ataşehir Watergarden AVM’de hizmete soktu. Meksika’nın renkli kültürünü, sıcak ambiyansını ve muhteşem tatlarını son olarak Başkent’e taşıyan Ranchero, 2020 yılı Haziran ayından itibaren Maidan Avm’de Ankaralı misafirlerini ağırlamaya başladı. Mekan şimdi de Ranchito isimli yeni markası üzerinden, mutfakta kullanılan en özel ürünlerini Türkiye’nin her yerindeki Meksika yemeği severlerle buluşturuyor.



                                                                                                                                                                          

Salı, Ekim 20, 2020

 MASKEDE SONBAHAR RİSKLERİNE DİKKAT!


Maske yağmurla ıslandığında koruyuculuğu kayboluyor!

NEMLENDİĞİNİ HİSSETTİĞİNİZDE MASKENİZİ DEĞİŞTİRİN!

Sonbahar yağmurlarının etkisini göstermeye başladığı bugünlerde, Covid-19 pandemisi ile mücadelede kritik öneme sahip maskeler ister istemez yağmurdan nasibini alıyor! Hal böyle olunca akıllarda ‘acaba koruyuculuğu azalıyor mu?’ sorusu beliriyor. Bu sorunun yanıtı ne yazık ki ‘Evet!’…Acıbadem Taksim Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Çağrı Büke, “Bütün maskeler yağmurla temas ettiğinde ya da nemlendiğinde dayanıksız hale geliyor ve koruyuculuğu tamamen gidiyor” uyarısında bulunuyor. Cerrahi maskelerin etkinliklerinin; nemlenmediği ıslanmadığı koşullarda 4 saat sürdüğünü belirten Prof. Dr. Çağrı Büke, buna karşın öksürük ya da aksırık ile nemlenmesi ya da ıslanması halinde ise yeni takılmış bile olsa değiştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Haberin detaylarıhttps://chefsdergisi.blogspot.com/p/saglik-olsun.html

Cuma, Ekim 16, 2020

 Duru Bulgur’dan “Dünya Gıda Günü’nde” sağlıklı beslenme çağrısı


“Yeni normalde baklagillere büyük iş düşüyor”


Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, Dünya Gıda Günü’nde bu yıl “Büyütelim, Besleyelim; Hep Birlikte Sürdürelim” mesajını paylaşırken, Türkiye’de bulguru sofralara en sağlıklı haliyle kazandırmayı hedefleyen Duru Bulgur’dan da “Sürdürülebilir bir tarım ve sağlıklı bir gelecek adına baklagillerin daha fazla tüketilmesi” çağrısı geldi. 
Haberin devamı için 
https://chefsdergisi.blogspot.com/p/sektor.html





Perşembe, Ekim 15, 2020

Renk, lezzet, sağlık hepsi bir arada balkabağında

 Sonbaharla gelen turuncu lezzet



Balkabağı deyince pek çoğumuzun aklına Külkedisi Cinderella’nın sihirli arabası gelir. Bal kabağının bir diğer adı Kestane Kabağı. Tüm dünyaya anavatanı Güney Amerika’dan yayılan bal kabağı ve kabakgillerin, Anadolu topraklarında da her cinsi yetişiyor. Çorbasından tatlısına dünya mutfaklarında kendine yer bulan bal kabağının şu sıralar tam zamanı…

Masallara konu olması boşuna değil elbette.. Her ülkede kendine özel bir yer bulan balkabağı yerine göre bazen meyve bezen sebze olarak rol oynuyor. 31 Ekim Cadılar Bayramı’nın simgesi ve baş rol oyuncusu olan bal kabağının içi oyulur, kabuğuna gülen surat yapılır ve içinde mum yakılır. Bal kabağı, Amerika’da ve Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de çok farklı şekillerde pişiriliyor. Ekim ayı gelince lahana, karnabahar,  balkabağı ve kestane, yan yana tezgahlarda sıralanırken adeta mevsimin sonbahar olduğunu, kışın yaklaştığını haber verirler.

Çiğken hafif şekerli olan tadı piştiğinde daha da güçlenir. En çok da tatlısı yapılan bal kabağı çorbalarda,  bazı pasta kremalarında, tartlarda kullanılıyor. Cevizli ve hafif şerbetli yufka tatlısı da yapılan bal kabağı pirinç pilavına da çok yakışıyor. İtalyanların içi bal kabağı püresi ile doldurulmuş tortellini veya ravioli taze makarnaları ünlüdür. Kremalı ve muskatlı balkabağı çorbası da İtalyan mutfağının bal kabaklı lezzetlerindendir. Sturbucks Coffe menüsünde bile Pumpkin Spice Latte var. Gençler bal kabağı tadını seviyor diye düşündüm. 

Bal Kabağı, çok çeşitli şekillerde ve kabuk rengi de bazen beyaz bazen koyu yeşil ya da sarı tonlarında olabiliyor. Bu nedenle de kabakların şeklini ve büyüklüğünü tanımlamak pek mümkün değil.  Bal kabağının dışı kalın ve kaba bir kabukla kaplıdır. Etli iç kısmı ise yumuşaktır, sarıdan koyu turuncu renge kadar tonları değişir. İçinden iri ve beyaz çekirdekleri çıkar. Yapısı bol liflidir ve yüksek oranda betakaroten, potasyum ve C vitamini içerir. Kuruyemiş olarak yediğimiz kabak çekirdekleri için yetiştirilen kabağın cinsi ile tatlısını yaptığımız kabak aynı cins değil. Nevşehir, Ürgüp’te tarlalarda gördüğüm çekirdek kabağı denilen cinsi tam yuvarlak değil. Daha uzunca bir yapıda ve daha küçük boyda. Ancak içinden bol miktarda çekirdek çıkıyor. Ürgüp’ün sütle kavrulmuş kabak çekirdeği de yöreye özgü en özel tatlardan birisidir. Bu kabağın etli kısmından da kireç kaymağında bekletilerek parlaklık kazandırılan ‘köfter’ ya da ‘köftür’ denilen kışlık bir tatlı yapılır. Türkiye’de balkabağı deyince ilk akla gelen bölge Adapazarı, Bolu, Düzce. Adapazarı kabağı büyüklüğü, rengi ve lezzeti ile tatlıcılıkta özellikle tercih edilir. 

Balkabağı tatlısının klasik pişirilme şekli; kabuğu soyulup iri paçalar halinde kesilmiş kabağın şekerle birlikte piştikten sonra biraz da fırınlandıktan sonra üzerine ceviz ve kaymak ilave edilerek sunulmasıdır. 
Kabak tatlısını yıllar önce şeker yerine dut pekmezi ile pişirmeyi denemiş ve harika sonuç almıştım. Sonra pekmezli kabak tatlısını, sunduğum yemek programlarında da pişirdim. Şimdilerde ise moda oldu. Bal kabağı çorbasını İtalyanlar süzme çorba kıvamında yaparlar.  Bizim mutfağımızda ise küçük küpler halinde doğranır ve sütlü çorba olarak pişer. Çorbalık kabak olarak da söylenen bu balkabağının cinsi daha az tatlıdır, yani şeker oranı daha düşük, rengi daha açık turuncu sarı arasındadır. Eskiden annemin çocukluğu zamanında balkabağının az süt eklenerek pirinçli yemeği yapılırmış. Bal kabağı; lezzet olarak cevizle, kestaneyle, hindistancevizi, krema ve ekmezle çok yakışır.  Sütlü kabak çorbasıcevizli kabaklı kek ve kabak tatlısı tariflerini de sizler için hazırladım. Deneyen okurlarımıza şimdiden afiyet olsun. 

Şifalı ve diyet için ideal balkabağının faydaları:

Lezzetinden bahsedip faydalarını saymadan geçmek olmaz tabii ki. 1800 yıl önce yaşamış olan Bergamalı ünlü hekim Galen ve 800 yıl önce yaşamış olan Buharalı ünlü Türk hekimi İbni Sina, balkabağının şifa veren özelliklerini kitaplarında pek çok kez anlatmış. Balkabağının en önemli özelliği; çok yüksek miktarlarda betakaroten içermesidir. Karoten, cildimizi ve tüm beden boşluklarını kaplayan, zey dokunun kendini yenilemesi ve onarması için gerekli bir vitamindir.
Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak için de betakarotengereklidir. Çünkü bağışıklık sistemimiz bizi her türlü mikrobik hastalıklara karşı koruyan sistemdir. Turuncu renkli bu sebze mineral bakımından da zengindir. Balkabağı; Demir, potasyum, sodyum, fosfor, kalsiyum ve magnezyum içermektedir. Çocuklarda sağlıklı kemik gelişimine katkıda bulunur. Demir içermesi nedeniyle kansızlığı önlerBalkabağı, bilinen en güçlü antioksidanların bir çoğunu bir arada içermektedir.
Hem göz, hem de beyin sağlığı için mükemmel bir besindir. Şeker içermesine rağmen kalorisi çok yüksek değildir.  Bol miktarda lif içermektedir, içerdiği bitkisel lifler gıdalar ile alınan toksinleri, zararlı yağların bir kısmını sünger gibi emer ve kolesterolün, kandaki zararlı yağ oranının düşmesine yardım eder. Bu lifler bağırsak hareketlerini artırırlar. Hem bu etkisi hem de toksin emici etkisiyle balkabağı mide ve bağırsak kanserlerine karşı koruyucu kalkan oluşturur. Bol lif içeren sebze ve meyvelerin düzenli tüketilmesinin kilo kontrolünde de önemi büyüktür. 

 

SÜTLÜ BALKABAĞI ÇORBASI

4 kişilik

 

4 su bardağı süt
2 kaşık pirinç

200 gr sarı kabak (bal kabağı)

Tuz

 

* Sütü tencereye alıp yıkanmış pirinci ekleyin ve ocağa koyun. Ilınmaya başlayınca soyulmuş ve küçük küpler halinde doğranmış kabağı ilave edin. Orta ateşte kabaklar ve pirinçler yumuşayana kadar pişirip servis yapın. * Trakya ve Orta Anadolu bölgesinde karşımıza çıkan sütlü kabak çorbasına bazı yerlerde 1-2 kaşık da şeker eklenir ve tatlımsı bir çorba olarak yenir.

Perşembe, Şubat 27, 2020

Kandil günlerine özel irmik helvası

BALLI SÜTLÜ İRMİK HELVASI

Gerekli malzeme:
2 su bardağı irmik
100 gr tereyağı
1 kahve fincanı iri çekilmiş fındık veya kırık badem
Şerbet için:
1,5 su bardağı süt
Yarım su bardağı su
1,5 kahve fincanı bal
* Tereyağını tavada eritip fındıkları ilave edin ve 1-2 dakika kavurup irmiği ilave edin. İrmik renk alıp kokusu çıkıncaya kadar devamlı karıştırarak orta-kısık ateşte kavurun.
·        Küçük bir tencerede sütü ısıtın (sıcak olmalı, ancak kaynamamalı). Yarım bardak su ile balı karıştırıp süte ilave edin.
·        Kavrulmuş irmiğe ballı sütlü şerbeti yavaş yavaş ekleyin. Bir yandan da ağır ağır karıştırmaya devam edin. Şerbetin tamamını çekince helva kıvamını alacaktır.
·        Sıcakken şekillendirip servis tabaklarına alın. Fındık ve tarçınla süsleyip servis yapın. Ufalanmış görüntülü helva seviyorsanız. Tavada soğumaya bırakın. Soğuyunca kaşıkla kesip kesip alarak helvayı dağıtıp ufalanmış hale getirebilirsiniz.
** Mutfaklara şeker girmeden once tüm tatlılarda, helvalarda, şerbetlerde bal kullanılırmış. Hem lezzetinden hem de tatlılara kattığı yumuşak kıvam, parlaklık ve besin değerinden faydalanmak için balı, doğru kullanmak çok önemli.