Çarşamba, Şubat 10, 2021

Mutfaklarda Meksika havası esecek!

 Aztek ve Mayalara uzanan köklü tarihini, renkli kültürünü ve dünya mutfakları arasında apayrı bir yere sahip birbirinden özel lezzetlerini ülkemize taşıyan Ranchero, yeni bir hizmet başlatıyor. Mekan, çok sevilen soslarından özel tarifli içeceklerine, mısır cipslerinden tortillalarına kadar her biri el yapımı ve kendi üretimi olan mutfak ürünlerini Ranchito markası altında satışa sunacak. Okyanus ötesi lezzetleri mutfaklarına taşımak isteyenler, Ranchito ürünleriyle birbirinden özel tarifleri evlerinde hazırlayabilecek.  

 

Meksikalı & Türk bir ailenin işlettiği Ranchero Restaurant, misafirlerini İstanbul’un her iki yakasında Suadiye, Watergarden Avm ve Nişantaşı Reasürans şubeleri ile Ankara Maidan’da yeni açılan mekanında ağırlıyor. Şehrin Meksikalısı şimdi, en özel lezzetlerini Türkiye’nin her yerine ulaştırabilmek için yeni bir oluşuma gitti. İlk etapta mekanın çok sevilen acı salon sosu, günlük üretilen tortilla ekmekleri ve tarifi işletmeci ailenin Meksika’da yaşayan büyükannelerine ait özel bir içecek olan Ranch kokteylinin satışı başlıyor. Ranchito markası altında üretilen bu özel Meksika lezzetlerini mutfaklarına taşımak isteyenler, Ranchero şubelerinden, online kanallardan ve Instagram hesabından çok yakında alışveriş yapabilecek.

RANCHERO Hakkında: Dilimizde “Meksika yerlisi” anlamına gelen RANCHERO, Tanyeri ve Gonzalez ailesi tarafından işletiliyor. Meksika’dan Türkiye’ye uzanan tutkulu bir aşk hikayesinden doğan mekan,  kökleri Aztek ve Mayalara uzanan binlerce yıllık Meksika mutfağının orjinal tariflerini ve bu ülkenin kültürünü İstanbullularla tanıştırmak üzere ilk restoranını 2005 yılında Suadiye’de açtı. Geleneksel lezzetlerini Avrupa Yakası’na da taşımaya karar veren Ranchero, kuruluşunun 5. yıldönümünde ikinci restoranını Nişantaşı Reasürans Çarşısı’nda açtı. Suadiye’ye gelen misafirlerini daha geniş ve rahat bir ortamda ağırlamak üzere 2017 yılında Cadde’deki yeni yerine geçen mekan, sevgiyle büyümesini sürdürerek üçüncü şubesini Ataşehir Watergarden AVM’de hizmete soktu. Meksika’nın renkli kültürünü, sıcak ambiyansını ve muhteşem tatlarını son olarak Başkent’e taşıyan Ranchero, 2020 yılı Haziran ayından itibaren Maidan Avm’de Ankaralı misafirlerini ağırlamaya başladı. Mekan şimdi de Ranchito isimli yeni markası üzerinden, mutfakta kullanılan en özel ürünlerini Türkiye’nin her yerindeki Meksika yemeği severlerle buluşturuyor.



                                                                                                                                                                          

Salı, Ekim 20, 2020

 MASKEDE SONBAHAR RİSKLERİNE DİKKAT!


Maske yağmurla ıslandığında koruyuculuğu kayboluyor!

NEMLENDİĞİNİ HİSSETTİĞİNİZDE MASKENİZİ DEĞİŞTİRİN!

Sonbahar yağmurlarının etkisini göstermeye başladığı bugünlerde, Covid-19 pandemisi ile mücadelede kritik öneme sahip maskeler ister istemez yağmurdan nasibini alıyor! Hal böyle olunca akıllarda ‘acaba koruyuculuğu azalıyor mu?’ sorusu beliriyor. Bu sorunun yanıtı ne yazık ki ‘Evet!’…Acıbadem Taksim Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Çağrı Büke, “Bütün maskeler yağmurla temas ettiğinde ya da nemlendiğinde dayanıksız hale geliyor ve koruyuculuğu tamamen gidiyor” uyarısında bulunuyor. Cerrahi maskelerin etkinliklerinin; nemlenmediği ıslanmadığı koşullarda 4 saat sürdüğünü belirten Prof. Dr. Çağrı Büke, buna karşın öksürük ya da aksırık ile nemlenmesi ya da ıslanması halinde ise yeni takılmış bile olsa değiştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Haberin detaylarıhttps://chefsdergisi.blogspot.com/p/saglik-olsun.html

Cuma, Ekim 16, 2020

 Duru Bulgur’dan “Dünya Gıda Günü’nde” sağlıklı beslenme çağrısı


“Yeni normalde baklagillere büyük iş düşüyor”


Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, Dünya Gıda Günü’nde bu yıl “Büyütelim, Besleyelim; Hep Birlikte Sürdürelim” mesajını paylaşırken, Türkiye’de bulguru sofralara en sağlıklı haliyle kazandırmayı hedefleyen Duru Bulgur’dan da “Sürdürülebilir bir tarım ve sağlıklı bir gelecek adına baklagillerin daha fazla tüketilmesi” çağrısı geldi. 
Haberin devamı için 
https://chefsdergisi.blogspot.com/p/sektor.html





Perşembe, Ekim 15, 2020

Renk, lezzet, sağlık hepsi bir arada balkabağında

 Sonbaharla gelen turuncu lezzet



Balkabağı deyince pek çoğumuzun aklına Külkedisi Cinderella’nın sihirli arabası gelir. Bal kabağının bir diğer adı Kestane Kabağı. Tüm dünyaya anavatanı Güney Amerika’dan yayılan bal kabağı ve kabakgillerin, Anadolu topraklarında da her cinsi yetişiyor. Çorbasından tatlısına dünya mutfaklarında kendine yer bulan bal kabağının şu sıralar tam zamanı…

Masallara konu olması boşuna değil elbette.. Her ülkede kendine özel bir yer bulan balkabağı yerine göre bazen meyve bezen sebze olarak rol oynuyor. 31 Ekim Cadılar Bayramı’nın simgesi ve baş rol oyuncusu olan bal kabağının içi oyulur, kabuğuna gülen surat yapılır ve içinde mum yakılır. Bal kabağı, Amerika’da ve Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de çok farklı şekillerde pişiriliyor. Ekim ayı gelince lahana, karnabahar,  balkabağı ve kestane, yan yana tezgahlarda sıralanırken adeta mevsimin sonbahar olduğunu, kışın yaklaştığını haber verirler.

Çiğken hafif şekerli olan tadı piştiğinde daha da güçlenir. En çok da tatlısı yapılan bal kabağı çorbalarda,  bazı pasta kremalarında, tartlarda kullanılıyor. Cevizli ve hafif şerbetli yufka tatlısı da yapılan bal kabağı pirinç pilavına da çok yakışıyor. İtalyanların içi bal kabağı püresi ile doldurulmuş tortellini veya ravioli taze makarnaları ünlüdür. Kremalı ve muskatlı balkabağı çorbası da İtalyan mutfağının bal kabaklı lezzetlerindendir. Sturbucks Coffe menüsünde bile Pumpkin Spice Latte var. Gençler bal kabağı tadını seviyor diye düşündüm. 

Bal Kabağı, çok çeşitli şekillerde ve kabuk rengi de bazen beyaz bazen koyu yeşil ya da sarı tonlarında olabiliyor. Bu nedenle de kabakların şeklini ve büyüklüğünü tanımlamak pek mümkün değil.  Bal kabağının dışı kalın ve kaba bir kabukla kaplıdır. Etli iç kısmı ise yumuşaktır, sarıdan koyu turuncu renge kadar tonları değişir. İçinden iri ve beyaz çekirdekleri çıkar. Yapısı bol liflidir ve yüksek oranda betakaroten, potasyum ve C vitamini içerir. Kuruyemiş olarak yediğimiz kabak çekirdekleri için yetiştirilen kabağın cinsi ile tatlısını yaptığımız kabak aynı cins değil. Nevşehir, Ürgüp’te tarlalarda gördüğüm çekirdek kabağı denilen cinsi tam yuvarlak değil. Daha uzunca bir yapıda ve daha küçük boyda. Ancak içinden bol miktarda çekirdek çıkıyor. Ürgüp’ün sütle kavrulmuş kabak çekirdeği de yöreye özgü en özel tatlardan birisidir. Bu kabağın etli kısmından da kireç kaymağında bekletilerek parlaklık kazandırılan ‘köfter’ ya da ‘köftür’ denilen kışlık bir tatlı yapılır. Türkiye’de balkabağı deyince ilk akla gelen bölge Adapazarı, Bolu, Düzce. Adapazarı kabağı büyüklüğü, rengi ve lezzeti ile tatlıcılıkta özellikle tercih edilir. 

Balkabağı tatlısının klasik pişirilme şekli; kabuğu soyulup iri paçalar halinde kesilmiş kabağın şekerle birlikte piştikten sonra biraz da fırınlandıktan sonra üzerine ceviz ve kaymak ilave edilerek sunulmasıdır. 
Kabak tatlısını yıllar önce şeker yerine dut pekmezi ile pişirmeyi denemiş ve harika sonuç almıştım. Sonra pekmezli kabak tatlısını, sunduğum yemek programlarında da pişirdim. Şimdilerde ise moda oldu. Bal kabağı çorbasını İtalyanlar süzme çorba kıvamında yaparlar.  Bizim mutfağımızda ise küçük küpler halinde doğranır ve sütlü çorba olarak pişer. Çorbalık kabak olarak da söylenen bu balkabağının cinsi daha az tatlıdır, yani şeker oranı daha düşük, rengi daha açık turuncu sarı arasındadır. Eskiden annemin çocukluğu zamanında balkabağının az süt eklenerek pirinçli yemeği yapılırmış. Bal kabağı; lezzet olarak cevizle, kestaneyle, hindistancevizi, krema ve ekmezle çok yakışır.  Sütlü kabak çorbasıcevizli kabaklı kek ve kabak tatlısı tariflerini de sizler için hazırladım. Deneyen okurlarımıza şimdiden afiyet olsun. 

Şifalı ve diyet için ideal balkabağının faydaları:

Lezzetinden bahsedip faydalarını saymadan geçmek olmaz tabii ki. 1800 yıl önce yaşamış olan Bergamalı ünlü hekim Galen ve 800 yıl önce yaşamış olan Buharalı ünlü Türk hekimi İbni Sina, balkabağının şifa veren özelliklerini kitaplarında pek çok kez anlatmış. Balkabağının en önemli özelliği; çok yüksek miktarlarda betakaroten içermesidir. Karoten, cildimizi ve tüm beden boşluklarını kaplayan, zey dokunun kendini yenilemesi ve onarması için gerekli bir vitamindir.
Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak için de betakarotengereklidir. Çünkü bağışıklık sistemimiz bizi her türlü mikrobik hastalıklara karşı koruyan sistemdir. Turuncu renkli bu sebze mineral bakımından da zengindir. Balkabağı; Demir, potasyum, sodyum, fosfor, kalsiyum ve magnezyum içermektedir. Çocuklarda sağlıklı kemik gelişimine katkıda bulunur. Demir içermesi nedeniyle kansızlığı önlerBalkabağı, bilinen en güçlü antioksidanların bir çoğunu bir arada içermektedir.
Hem göz, hem de beyin sağlığı için mükemmel bir besindir. Şeker içermesine rağmen kalorisi çok yüksek değildir.  Bol miktarda lif içermektedir, içerdiği bitkisel lifler gıdalar ile alınan toksinleri, zararlı yağların bir kısmını sünger gibi emer ve kolesterolün, kandaki zararlı yağ oranının düşmesine yardım eder. Bu lifler bağırsak hareketlerini artırırlar. Hem bu etkisi hem de toksin emici etkisiyle balkabağı mide ve bağırsak kanserlerine karşı koruyucu kalkan oluşturur. Bol lif içeren sebze ve meyvelerin düzenli tüketilmesinin kilo kontrolünde de önemi büyüktür. 

 

SÜTLÜ BALKABAĞI ÇORBASI

4 kişilik

 

4 su bardağı süt
2 kaşık pirinç

200 gr sarı kabak (bal kabağı)

Tuz

 

* Sütü tencereye alıp yıkanmış pirinci ekleyin ve ocağa koyun. Ilınmaya başlayınca soyulmuş ve küçük küpler halinde doğranmış kabağı ilave edin. Orta ateşte kabaklar ve pirinçler yumuşayana kadar pişirip servis yapın. * Trakya ve Orta Anadolu bölgesinde karşımıza çıkan sütlü kabak çorbasına bazı yerlerde 1-2 kaşık da şeker eklenir ve tatlımsı bir çorba olarak yenir.

Perşembe, Şubat 27, 2020

Kandil günlerine özel irmik helvası

BALLI SÜTLÜ İRMİK HELVASI

Gerekli malzeme:
2 su bardağı irmik
100 gr tereyağı
1 kahve fincanı iri çekilmiş fındık veya kırık badem
Şerbet için:
1,5 su bardağı süt
Yarım su bardağı su
1,5 kahve fincanı bal
* Tereyağını tavada eritip fındıkları ilave edin ve 1-2 dakika kavurup irmiği ilave edin. İrmik renk alıp kokusu çıkıncaya kadar devamlı karıştırarak orta-kısık ateşte kavurun.
·        Küçük bir tencerede sütü ısıtın (sıcak olmalı, ancak kaynamamalı). Yarım bardak su ile balı karıştırıp süte ilave edin.
·        Kavrulmuş irmiğe ballı sütlü şerbeti yavaş yavaş ekleyin. Bir yandan da ağır ağır karıştırmaya devam edin. Şerbetin tamamını çekince helva kıvamını alacaktır.
·        Sıcakken şekillendirip servis tabaklarına alın. Fındık ve tarçınla süsleyip servis yapın. Ufalanmış görüntülü helva seviyorsanız. Tavada soğumaya bırakın. Soğuyunca kaşıkla kesip kesip alarak helvayı dağıtıp ufalanmış hale getirebilirsiniz.
** Mutfaklara şeker girmeden once tüm tatlılarda, helvalarda, şerbetlerde bal kullanılırmış. Hem lezzetinden hem de tatlılara kattığı yumuşak kıvam, parlaklık ve besin değerinden faydalanmak için balı, doğru kullanmak çok önemli.

Salı, Ocak 28, 2020

ÇOCUKLAR İÇİN SAĞLIKLI ATIŞTIRMALIKLAR



Yaşamın her döneminde önemli olan sağlıklı beslenme, çocuklar için anne karnında başlıyor ve 20’li yaşlara kadar devam ediyor. Küçük yaşlarda çocuklara kazandırılan yeme alışkanlıkları onların bütün hayatlarını etkileyebiliyor. Ne yazık ki çocuklar, gerek okulda gerekse marketlerde sürekli işlenmiş ve şeker oranı yüksek besinlere maruz kalıyor. Özellikle sömestr döneminde evde hazırlanacak sağlıklı atıştırmalıklarla çocukları bu gıdalardan uzak tutmak mümkün olabiliyor.Memorial Şişli Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Burcu Sel, sağlıklı beslenmenin çocukların gelişimindeki önemi hakkında verdiği bilgiler, besin grupları ve sağlıklı atıştırmalıklarla ilgili detaylar ve haberin devamı https://chefsdergisi.blogspot.com/p/saglik-olsun.html

Çarşamba, Ocak 22, 2020

Türkiye’nin ilk ve tek A+ üretim tesisi ile "Asiltane" zeytinyağları



Köklerinden gelen deneyim ve üretim gücüyle sektöre yeni bir soluk getiren Asiltane Zeytinyağları, lezzet tutkunlarını yepyeni bir deneyim ve keşfe davet ediyor. Ayvalık’ta yaptığı yatırımla 10 yıl önce sektöre giren Güven Asa Zeytinyağları, yeni markası Asiltane’yi tüketicilerinin beğenisine sunuyor. Türkiye’nin ilk ve tek A+ üretim tesisi ile sofralara keyifli bir lezzet sunan Asiltane, sağlıklı ürünleri ile gelecek nesillere de fayda sağlamayı hedefliyor. Haberin devamı 
https://chefsdergisi.blogspot.com/p/sektor.html

Kış günlerine özel iç ısıtan öneriler


Soğuk, yağmurlu ve kasvetli günlerde hamur işi ve tatlı gibi yüksek karbonhidratlı gıdaları daha çok canımız istiyor. Bunun nedeni havalar soğudukça vücut ısımızı koruyabilmek için daha çok enerjiye ihtiyaç duymamız. Ancak dikkat etmezsek bu besinler hızla kilo aldırabiliyor. Çözüm ise hem iç ısıtacak hem de vücudu yağlandırmayacak gıdalara yönelmekte. Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmet Tamer bu gıdaları açıklıyor.



Havaların soğumaya başlamasıyla kıyafetlerimizle olduğu kadar yediklerimizle de ısınmak isteriz. Özellikle karbonhidrat açısından zengin gıdaları yeme eğilimimiz artar. Doğru gıdalara yönelirsek, kilo almadan iç ısıtan bir kış geçirmemiz mümkün. İş bu gıdalar:

1) Kırmızı Biber
Kırmızı ya da acı biber yemeklerimize lezzet katmakla kalmaz, içerdiği kapsaisin sayesinde metabolizma hızlandırıcı etkisiyle vücut ısısını da yükseltir. Ciddi bir mide-bağırsak sorununuz yoksa kahvaltıdaki yeşilliklerden başlayarak akşam çorbasına kadar her öğünde azar azar tüketmeniz içinizi ısıtmaya yardımcı olur.

2) Zencefil ve Tarçın
Enfeksiyonlardan korunmada, bağışıklık sistemini güçlendirmede ve kilo kontrolünde önerilen zencefil ve tarçın özellikle metabolizma hızlandırıcı etkileri sayesinde vücudunuzu soğuk havaların etkilerinden korumaya destek sağlar. Bu iki baharatın antimikrobiyal özelliği vardır ve solunum yolu enfeksiyonlarının neredeyse salgın haline geldiği bu günlerde gün boyu çaya katılarak hastalıklardan korunmak mümkün olabilir.

3) Çay ve Ihlamur
Sıcak bir bardak çay soğuk günlerde iç ısıtmaya birebirdir. Aslında annelerimizin yaptığı gibi ıhlamur da çok iyi gider. Üstelik ıhlamur sıcak sıcak içildiğinde vücut ısısının korunmasına yardımcıdır. Boğaz ağrısı ya da soğuk algınlığında limonlu ıhlamur önerilmesinin bir nedeni de içerdiği etken maddeler sayesinde viral enfeksiyonları iyileştirici özelliği olmasıdır.

4) Zerdeçal ve Karabiber
Eskiden Hint safranı olarak bilinen ve artık ülkemizde de çok yaygın bulunan zerdeçal, içerdiği kurkumin sayesinde hem bağışıklığı güçlendirir hem de antioksidan etkilere sahiptir. Artı vücut ısısını korumaya güçlü bir şekilde yardımcı olur. Soğuk kış günlerinde mutfağımızın bir köşesinde mutlaka biraz zerdeçal bulundurmakta fayda vardır. Ayrıca yemeklere kattığı lezzetin yanı sıra antioksidan özelliğe de sahip olan karabiber, içerdiği piperin sayesinde kış aylarında vücudumuzu uyararak vücut ısısının korunmasına yardımcı olur.

5) Turunçgiller ve Yeşil Yapraklı Sebzeler
Ne zaman nezle grip olsak C vitamini alıp iyileşmeye çalışırız. Ama bağışıklık sistemimiz öyle çalışmaz. Bağışıklık sistemimizin güçlü olması vücudumuzun hastalıklara karşı direncini elbette artırır ancak bunun için sadece hastalanınca değil düzenli olarak her gün ihtiyacımız olan vitamin ve mineralleri yeteri kadar almamız gerekir. Vücut direncini artırmak için başta mandalina ve portakal gibi turunçgiller olmak üzere, taze meyve ve bol yeşil yapraklı sebzeler birebirdir.

6) Yumurta, Balık ve Süt

A vitamini bağışıklık sistemi üzerinde güçlendirici etkiye sahiptir ve bunu içeren havuç, yumurta, balık, ıspanak, mercimek, lahana ve süt ürünleri tüketmek vücut direncimizi artırmamıza yardımcı olur. Yumurta ve balık aynı zamanda güçlü omega-3 kaynaklarıdır. Bugün omega-3’ün düzenli ve yeterli miktarda alındığında vücudun pek çok sistemi gibi bağışıklık sistemine de destek olduğu araştırmalarla kanıtlanmış durumda. Ancak omega-3’ün aktif formu bitkisel gıdalarda maalesef mevcut değil, semizotu gibi gıdalardaki aktif olmayan formu da vücutta aktif forma çok az dönüşüyor. O nedenle eğer gezen tavuk yumurtası ve haftada 3-4 porsiyon sağlıklı deniz balığı yiyerek omega-3 alamıyorsanız, güvenilir markaların omega-3 ürünlerini kullanabilirsiniz.

7) Ev yapımı Yoğurt, Kefir ve Turşu
Başta kefir ve ev yapımı yoğurt gibi fermente süt ürünleri olmak üzere probiyotik zengini gıdaları menülerinizden eksik etmeyin. Tüm doğal probiyotik gıdalar öncelikle bağırsak mikrobiyotasını güçlendirerek bağışıklık sistemini enfeksiyonlara dirençli hale getirir. Örneğin tuz miktarına dikkat edilerek ev yapımı turşu tüketmek grip ve nezleden önemli oranda korur.

8) Su
Bağırsak sağlığı için probiyotik gıdalar yanı sıra kabızlık sorununun yaşanmaması için her gün yeterli su ve lifli, posalı gıda tüketilmesi de çok önemlidir. Günde ortalama 8-10 bardak su için.

9) Yulaf Kepeği
Son yıllarda güçlü bir lif kaynağı olan yulaf kepeğinin içerdiği beta-glukan sayesinde hem bağırsak sağlığına hem de bağışıklık sistemine destek olduğuna dair araştırmalar yayınlanıyor. Yulaf kepeğinin kolayca tüketilmesi için hazır formları mevcut.

10) Et ve Bakliyatlar
Vücudumuzdaki pek çok enzim, hormon, hastalıklardan koruyan antikor gibi maddeler için protein olmazsa olmaz. O nedenle vücudumuzun daha çok karbonhidrata yöneldiği kış günlerinde bağışıklık sistemimizin düzgün çalışması için her gün yeterli protein almak gerekir. Her gün başta sağlıklı deniz balıkları ve yüksek protein içeren bakliyatlardan olmak üzere vücut ağırlığımızın kilosu başına yaklaşık 1 gr protein almak idealdir. Yağsız kırmızı et ve derisi alınmış beyaz et de aşırıya kaçılmadan ve dönüşümlü olmak üzere tüketilebilir. Herbalife.com.tr 

Herbalife Nutrition Ltd. hakkında
Herbalife Nutrition, “Daha sağlıklı ve mutlu bir dünya için” sloganını benimsemiş global bir beslenme şirketidir. 1980’den bu yana başta kilo yönetimi, takviye edici gıdalar, sporcu beslenmesi ürünleri ve cilt bakımı ürünleri ile insanların yaşamlarını değiştiren şirket, beslenme konusunda önemli bir görev üstlenmiştir. Herbalife Nutrition, bağımsız distribütörleriyle birlikte tüm dünyada yetersiz beslenme ve obezite, yaşlanan nüfus, hızla artan kamu sağlığı maliyetleri ve her yaştan girişimcilerin sayısındaki artış gibi sorunlara çözümler sunmayı hedeflemektedir. Herbalife Nutrition, çoğunluğu kendi tesislerinde üretilen üstün kaliteli ve etkisi bilimsel olarak kanıtlanmış ürünleriyle, bağımsız distribütörlerinin bire bir danışmanlığı eşliğinde, müşterilerini daha sağlıklı ve aktif bir yaşam tarzını benimsemeye teşvik eden bir yaklaşım benimser. Herbalife Nutrition'ın ürünleri 90’ı aşkın ülkede, yalnızca bağımsız distribütörler aracılığıyla tüketiciye sunulmaktadır. Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları da gerçekleştiren Herbalife Nutrition, ihtiyacı olan çocuklara yeterli ve dengeli beslenme imkanı sunmak amacıyla Herbalife Nutrition Vakfını (HNF) ve vakıf bünyesindeki Casa Herbalife programlarını desteklemektedir. Ayrıca, Herbalife Nutrition tüm dünyada 190'dan fazla seçkin sporcu, takım ve etkinliğin sponsorluğunu da gururla üstlenmektedir. Herbalife Nutrition, Kadınlar Basketbol Süper Ligi’nin isim sponsorudur. Herbalife Nutrition'ın dünya çapında yaklaşık 8 bin 300 çalışanı olup, hisseleri New York Borsası'nda (NYSE: HLF) işlem görmektedir. Şirket 2018 yılında 4,9 milyar dolarlık net satış gerçekleştirmiştir. Herbalife International’a bağlı bir şirket olarak Türkiye’deki faaliyetlerine Mart 1998’de başlayan Herbalife International Ürünleri Ticaret Ltd. Şti., firmanın ürünlerinin Türkiye’ye ithalatını yapmaktadır. Herbalife Nutrition Türkiye, merkezi İngiltere Londra’da bulunan Uluslararası Beslenme Destek Ürünleri Dernekleri Birliği (IADSA) ’nın üyesidir. Türkiye’de ise Doğrudan Satış Derneği (DSD) ve Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği (GTBD)’nin üyesidir.
Herbalife Nutrition, tüketiciyi korumada Altın Standart sunmaktadır. Daha fazla bilgi için Herbalife.com veya Herbalife.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.