Perşembe, Şubat 27, 2020

Kandil günlerine özel irmik helvası

BALLI SÜTLÜ İRMİK HELVASI

Gerekli malzeme:
2 su bardağı irmik
100 gr tereyağı
1 kahve fincanı iri çekilmiş fındık veya kırık badem
Şerbet için:
1,5 su bardağı süt
Yarım su bardağı su
1,5 kahve fincanı bal
* Tereyağını tavada eritip fındıkları ilave edin ve 1-2 dakika kavurup irmiği ilave edin. İrmik renk alıp kokusu çıkıncaya kadar devamlı karıştırarak orta-kısık ateşte kavurun.
·        Küçük bir tencerede sütü ısıtın (sıcak olmalı, ancak kaynamamalı). Yarım bardak su ile balı karıştırıp süte ilave edin.
·        Kavrulmuş irmiğe ballı sütlü şerbeti yavaş yavaş ekleyin. Bir yandan da ağır ağır karıştırmaya devam edin. Şerbetin tamamını çekince helva kıvamını alacaktır.
·        Sıcakken şekillendirip servis tabaklarına alın. Fındık ve tarçınla süsleyip servis yapın. Ufalanmış görüntülü helva seviyorsanız. Tavada soğumaya bırakın. Soğuyunca kaşıkla kesip kesip alarak helvayı dağıtıp ufalanmış hale getirebilirsiniz.
** Mutfaklara şeker girmeden once tüm tatlılarda, helvalarda, şerbetlerde bal kullanılırmış. Hem lezzetinden hem de tatlılara kattığı yumuşak kıvam, parlaklık ve besin değerinden faydalanmak için balı, doğru kullanmak çok önemli.

Salı, Ocak 28, 2020

ÇOCUKLAR İÇİN SAĞLIKLI ATIŞTIRMALIKLAR



Yaşamın her döneminde önemli olan sağlıklı beslenme, çocuklar için anne karnında başlıyor ve 20’li yaşlara kadar devam ediyor. Küçük yaşlarda çocuklara kazandırılan yeme alışkanlıkları onların bütün hayatlarını etkileyebiliyor. Ne yazık ki çocuklar, gerek okulda gerekse marketlerde sürekli işlenmiş ve şeker oranı yüksek besinlere maruz kalıyor. Özellikle sömestr döneminde evde hazırlanacak sağlıklı atıştırmalıklarla çocukları bu gıdalardan uzak tutmak mümkün olabiliyor.Memorial Şişli Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Burcu Sel, sağlıklı beslenmenin çocukların gelişimindeki önemi hakkında verdiği bilgiler, besin grupları ve sağlıklı atıştırmalıklarla ilgili detaylar ve haberin devamı https://chefsdergisi.blogspot.com/p/saglik-olsun.html

Çarşamba, Ocak 22, 2020

Türkiye’nin ilk ve tek A+ üretim tesisi ile "Asiltane" zeytinyağları



Köklerinden gelen deneyim ve üretim gücüyle sektöre yeni bir soluk getiren Asiltane Zeytinyağları, lezzet tutkunlarını yepyeni bir deneyim ve keşfe davet ediyor. Ayvalık’ta yaptığı yatırımla 10 yıl önce sektöre giren Güven Asa Zeytinyağları, yeni markası Asiltane’yi tüketicilerinin beğenisine sunuyor. Türkiye’nin ilk ve tek A+ üretim tesisi ile sofralara keyifli bir lezzet sunan Asiltane, sağlıklı ürünleri ile gelecek nesillere de fayda sağlamayı hedefliyor. Haberin devamı 
https://chefsdergisi.blogspot.com/p/sektor.html

Kış günlerine özel iç ısıtan öneriler


Soğuk, yağmurlu ve kasvetli günlerde hamur işi ve tatlı gibi yüksek karbonhidratlı gıdaları daha çok canımız istiyor. Bunun nedeni havalar soğudukça vücut ısımızı koruyabilmek için daha çok enerjiye ihtiyaç duymamız. Ancak dikkat etmezsek bu besinler hızla kilo aldırabiliyor. Çözüm ise hem iç ısıtacak hem de vücudu yağlandırmayacak gıdalara yönelmekte. Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmet Tamer bu gıdaları açıklıyor.



Havaların soğumaya başlamasıyla kıyafetlerimizle olduğu kadar yediklerimizle de ısınmak isteriz. Özellikle karbonhidrat açısından zengin gıdaları yeme eğilimimiz artar. Doğru gıdalara yönelirsek, kilo almadan iç ısıtan bir kış geçirmemiz mümkün. İş bu gıdalar:

1) Kırmızı Biber
Kırmızı ya da acı biber yemeklerimize lezzet katmakla kalmaz, içerdiği kapsaisin sayesinde metabolizma hızlandırıcı etkisiyle vücut ısısını da yükseltir. Ciddi bir mide-bağırsak sorununuz yoksa kahvaltıdaki yeşilliklerden başlayarak akşam çorbasına kadar her öğünde azar azar tüketmeniz içinizi ısıtmaya yardımcı olur.

2) Zencefil ve Tarçın
Enfeksiyonlardan korunmada, bağışıklık sistemini güçlendirmede ve kilo kontrolünde önerilen zencefil ve tarçın özellikle metabolizma hızlandırıcı etkileri sayesinde vücudunuzu soğuk havaların etkilerinden korumaya destek sağlar. Bu iki baharatın antimikrobiyal özelliği vardır ve solunum yolu enfeksiyonlarının neredeyse salgın haline geldiği bu günlerde gün boyu çaya katılarak hastalıklardan korunmak mümkün olabilir.

3) Çay ve Ihlamur
Sıcak bir bardak çay soğuk günlerde iç ısıtmaya birebirdir. Aslında annelerimizin yaptığı gibi ıhlamur da çok iyi gider. Üstelik ıhlamur sıcak sıcak içildiğinde vücut ısısının korunmasına yardımcıdır. Boğaz ağrısı ya da soğuk algınlığında limonlu ıhlamur önerilmesinin bir nedeni de içerdiği etken maddeler sayesinde viral enfeksiyonları iyileştirici özelliği olmasıdır.

4) Zerdeçal ve Karabiber
Eskiden Hint safranı olarak bilinen ve artık ülkemizde de çok yaygın bulunan zerdeçal, içerdiği kurkumin sayesinde hem bağışıklığı güçlendirir hem de antioksidan etkilere sahiptir. Artı vücut ısısını korumaya güçlü bir şekilde yardımcı olur. Soğuk kış günlerinde mutfağımızın bir köşesinde mutlaka biraz zerdeçal bulundurmakta fayda vardır. Ayrıca yemeklere kattığı lezzetin yanı sıra antioksidan özelliğe de sahip olan karabiber, içerdiği piperin sayesinde kış aylarında vücudumuzu uyararak vücut ısısının korunmasına yardımcı olur.

5) Turunçgiller ve Yeşil Yapraklı Sebzeler
Ne zaman nezle grip olsak C vitamini alıp iyileşmeye çalışırız. Ama bağışıklık sistemimiz öyle çalışmaz. Bağışıklık sistemimizin güçlü olması vücudumuzun hastalıklara karşı direncini elbette artırır ancak bunun için sadece hastalanınca değil düzenli olarak her gün ihtiyacımız olan vitamin ve mineralleri yeteri kadar almamız gerekir. Vücut direncini artırmak için başta mandalina ve portakal gibi turunçgiller olmak üzere, taze meyve ve bol yeşil yapraklı sebzeler birebirdir.

6) Yumurta, Balık ve Süt

A vitamini bağışıklık sistemi üzerinde güçlendirici etkiye sahiptir ve bunu içeren havuç, yumurta, balık, ıspanak, mercimek, lahana ve süt ürünleri tüketmek vücut direncimizi artırmamıza yardımcı olur. Yumurta ve balık aynı zamanda güçlü omega-3 kaynaklarıdır. Bugün omega-3’ün düzenli ve yeterli miktarda alındığında vücudun pek çok sistemi gibi bağışıklık sistemine de destek olduğu araştırmalarla kanıtlanmış durumda. Ancak omega-3’ün aktif formu bitkisel gıdalarda maalesef mevcut değil, semizotu gibi gıdalardaki aktif olmayan formu da vücutta aktif forma çok az dönüşüyor. O nedenle eğer gezen tavuk yumurtası ve haftada 3-4 porsiyon sağlıklı deniz balığı yiyerek omega-3 alamıyorsanız, güvenilir markaların omega-3 ürünlerini kullanabilirsiniz.

7) Ev yapımı Yoğurt, Kefir ve Turşu
Başta kefir ve ev yapımı yoğurt gibi fermente süt ürünleri olmak üzere probiyotik zengini gıdaları menülerinizden eksik etmeyin. Tüm doğal probiyotik gıdalar öncelikle bağırsak mikrobiyotasını güçlendirerek bağışıklık sistemini enfeksiyonlara dirençli hale getirir. Örneğin tuz miktarına dikkat edilerek ev yapımı turşu tüketmek grip ve nezleden önemli oranda korur.

8) Su
Bağırsak sağlığı için probiyotik gıdalar yanı sıra kabızlık sorununun yaşanmaması için her gün yeterli su ve lifli, posalı gıda tüketilmesi de çok önemlidir. Günde ortalama 8-10 bardak su için.

9) Yulaf Kepeği
Son yıllarda güçlü bir lif kaynağı olan yulaf kepeğinin içerdiği beta-glukan sayesinde hem bağırsak sağlığına hem de bağışıklık sistemine destek olduğuna dair araştırmalar yayınlanıyor. Yulaf kepeğinin kolayca tüketilmesi için hazır formları mevcut.

10) Et ve Bakliyatlar
Vücudumuzdaki pek çok enzim, hormon, hastalıklardan koruyan antikor gibi maddeler için protein olmazsa olmaz. O nedenle vücudumuzun daha çok karbonhidrata yöneldiği kış günlerinde bağışıklık sistemimizin düzgün çalışması için her gün yeterli protein almak gerekir. Her gün başta sağlıklı deniz balıkları ve yüksek protein içeren bakliyatlardan olmak üzere vücut ağırlığımızın kilosu başına yaklaşık 1 gr protein almak idealdir. Yağsız kırmızı et ve derisi alınmış beyaz et de aşırıya kaçılmadan ve dönüşümlü olmak üzere tüketilebilir. Herbalife.com.tr 

Herbalife Nutrition Ltd. hakkında
Herbalife Nutrition, “Daha sağlıklı ve mutlu bir dünya için” sloganını benimsemiş global bir beslenme şirketidir. 1980’den bu yana başta kilo yönetimi, takviye edici gıdalar, sporcu beslenmesi ürünleri ve cilt bakımı ürünleri ile insanların yaşamlarını değiştiren şirket, beslenme konusunda önemli bir görev üstlenmiştir. Herbalife Nutrition, bağımsız distribütörleriyle birlikte tüm dünyada yetersiz beslenme ve obezite, yaşlanan nüfus, hızla artan kamu sağlığı maliyetleri ve her yaştan girişimcilerin sayısındaki artış gibi sorunlara çözümler sunmayı hedeflemektedir. Herbalife Nutrition, çoğunluğu kendi tesislerinde üretilen üstün kaliteli ve etkisi bilimsel olarak kanıtlanmış ürünleriyle, bağımsız distribütörlerinin bire bir danışmanlığı eşliğinde, müşterilerini daha sağlıklı ve aktif bir yaşam tarzını benimsemeye teşvik eden bir yaklaşım benimser. Herbalife Nutrition'ın ürünleri 90’ı aşkın ülkede, yalnızca bağımsız distribütörler aracılığıyla tüketiciye sunulmaktadır. Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları da gerçekleştiren Herbalife Nutrition, ihtiyacı olan çocuklara yeterli ve dengeli beslenme imkanı sunmak amacıyla Herbalife Nutrition Vakfını (HNF) ve vakıf bünyesindeki Casa Herbalife programlarını desteklemektedir. Ayrıca, Herbalife Nutrition tüm dünyada 190'dan fazla seçkin sporcu, takım ve etkinliğin sponsorluğunu da gururla üstlenmektedir. Herbalife Nutrition, Kadınlar Basketbol Süper Ligi’nin isim sponsorudur. Herbalife Nutrition'ın dünya çapında yaklaşık 8 bin 300 çalışanı olup, hisseleri New York Borsası'nda (NYSE: HLF) işlem görmektedir. Şirket 2018 yılında 4,9 milyar dolarlık net satış gerçekleştirmiştir. Herbalife International’a bağlı bir şirket olarak Türkiye’deki faaliyetlerine Mart 1998’de başlayan Herbalife International Ürünleri Ticaret Ltd. Şti., firmanın ürünlerinin Türkiye’ye ithalatını yapmaktadır. Herbalife Nutrition Türkiye, merkezi İngiltere Londra’da bulunan Uluslararası Beslenme Destek Ürünleri Dernekleri Birliği (IADSA) ’nın üyesidir. Türkiye’de ise Doğrudan Satış Derneği (DSD) ve Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği (GTBD)’nin üyesidir.
Herbalife Nutrition, tüketiciyi korumada Altın Standart sunmaktadır. Daha fazla bilgi için Herbalife.com veya Herbalife.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

Salı, Ocak 14, 2020

Bağışıklığı güçlendir, metabolizmanı mutlu et!

KIŞ AYLARINDA HANGİ BESİNLER METABOLİZMAMIZI MUTLU EDER?

Bitter çikolata ve nar ile kışı kilo almadan mutlu geçirin

Soğuk kış aylarında en sık görülen grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklardan korunmak için öncelikle beslenmeye dikkat etmek gerekiyor. Beslenme düzenine dikkat edildiği sürece hastalıkları daha kolay atlatmak mümkün. Batıgöz Sağlık Grubu’ndan Diyetisyen Büşra Kaya, kışın bağışıklık sistemini güçlendirmenin yollarını anlattı…

TOKSİK MADDELER ATILIR
“Öncelikle soğuk algınlığından korunabilmemiz için bağışıklık sistemimizi güçlendirmemiz gerekir. Bağışıklık sisteminin güçlendirmenin yolu da antioksidanlardan geçiyor. En güçlü antioksidanlardan olan C vitamininden mutlaka yararlanmamız gerekir. C vitamini bağışıklık sisteminin güçlenmesinin yanında toksik maddelerin atılmasında da önemli rol oynuyor” diyen Diyetisyen Büşra Kaya, C vitamininden zengin besinleri şu şekilde sıraladı:
Kırmızı biber
Yeşil biber
Limon
Greyfurt
Mandalina
Portakal
Maydanoz
Kivi
Brokoli
Alabaş turpu
Çilek
Ananas

BİR BÜTÜN NAR YEMEK YERİNE SALATALARA SERPİŞTİRİN

"Kış mevsiminde daha çok kapalı ortamda vakit geçirdiğimiz için üzerimizde hep negatif bir enerji olur, evde daha fazla vakit geçirdikçe de can sıkıntısı başlar ve istemsizce kendimizi buzdolabının önünde bulabiliriz. “Kışın kilo alıyorum, yazın veriyorum” sorunun kaynağı burada başlıyor." Batıgöz Sağlık Grubu’ndan Diyetisyen Büşra Kaya, kış mevsiminde kilo aldırmadan bizi mutlu eden o mucize besinleri anlattı…

Bitter Çikolata: Çikolatanın mutluluk verdiği hep söylenir. Tabii günlük tüketimde 1-2 parçayı geçmemek şartıyla! Bitter çikolataya süt ilave ederek kendinizi sıcak çikolatayla şımartabilirsiniz.

Semizotu: Omega3 içeriği yüksek olduğundan beyin yorgunluğunu alır ve aynı zamanda depresif durumunuzu dengeler. Zeytinyağlı bir semizotu ve yanında tüketebileceğiniz 1 su bardağı kadar yoğurt sizin için harika bir öğün olacaktır.

Nar: Antioksidan içeriğinin yüksek olması metabolizmamızı hızlandırırken aynı zamanda vücudumuzdaki serbest radikallerle de savaşarak bizi soğuk algınlığına karşı koruyacaktır. Bununla birlikte C vitamininin yüksek olması daha iyi bir ruh hali yaratacaktır. Yalnız meyve tüketimine içerdiği fruktoz miktarı yüzünden dikkat edilmesi gerekiyor. Yani 1 bütün nar olarak tüketmek yerine salataların üzerine serpiştirebilirsiniz.

Ispanak: Kış aylarının en sağlıklı sebzelerinden biri de hiç şüphesiz ıspanak. İçerdiği serotonin, folik asit ve magnezyum sayesinde gevşemenizi ve daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır.

NARLI AYVALI KIŞ ÇAYI
“Hem kış hastalıklarından korunmak, hem de depresif ruh halinden kurtulmak için soğuk kış günlerinde bize en iyi gelecek şey; sıcak bir içecekten başkası değildir” diyen Kaya, kış çayı tarifi paylaştı:
Ihlamur, Ayva, Nar, Limon, Kuru üzüm, Mürdüm eriği, Maydanoz, Elma, Tarçın kabuğu.  
Tüm malzemeleri 2.5 litre suda kaynattıktan sonra süzüp içebilirsiniz. Malzemelerin miktarını damak tadınıza göre ayarlayabilirsiniz ancak çok ekşi olmaması açısından narı yarım çay bardağı kadar koymanız yeterli olacaktır. Bu tarifin içine şeker koymadan sıcak ya da dilerseniz soğutulmuş şekilde tüketebilirsiniz

Pazartesi, Ocak 13, 2020

Profilo’dan Yepyeni Doğal Kurutmalı Bulaşık Makinesi


Kalabalık ailelerin de en büyük yardımcısı olan Profilo, hayatı kolaylaştıran yeni bir ürününü daha tüketicileriyle buluşturuyor. Yeni Profilo Bulaşık Makinesi, doğal kurutma özelliği ile bulaşıklarınızı hem daha iyi kurutuyor hem de enerji tasarrufu sağlıyor.

Ürünlerinde sunduğu seçeneklerle yaşamınızı kolaylaştıran Profilo Dayanıklı Ev Aletleri, şimdi de yeni bulaşık makinesindeki doğal kurutma özelliğinin getirdiği pratiklik ve fayda ile tüketicilerinin öncelikli tercihi olmaya devam ediyor.

Yeni BM6484MA model bulaşık makinesinde eco programının bitiminde makine kapağı otomatik olarak hafifçe açılıyor; içeride biriken sıcak hava dışarı çıkıyor ve soğuk hava içeri giriyor. Böylece yıkanmış olan bulaşıklarınız için doğal yolla bir kurutma sağlanıyor. Aynı zamanda da “program bitti, hemen gidip makinenin kapağını açmalıyım ki yıkanmış bardaklar, tabaklar, kaşık çatallarda leke oluşmasın” telaşı ortadan kalkıyor. www.profilo.com/online-satis adresinde sizleri bekliyor. Profilo Dayanıklı Ev Aletleri 1995 yılından beri uluslararası BSH Grubu’nun güçlü ve köklü yerel beyaz eşya markasıdır. www.profilo.com.tr

Pazartesi, Ocak 06, 2020

Dr. Oetker Karışık Meyve Parçaları

Tariflerinize daha da etkileyici görünüm ve lezzet sağlamak için Dr. Oetker Dekor Serisi’ne şimdi de üzüm, kayısı, incir ve portakal kabuğu gibi kuru meyvelerden oluşan Dr. Oetker Karışık Meyve Parçaları eklendi.

Dr. Oetker Karışık Meyve Parçaları’nı kek, muffin, kurabiye, parfe, dondurma, pasta, cupcake, sütlü tatlılar, aşure, meyveli yoğurt, sütlü meyveli yulaf gibi tariflerinizde kullanmanız mümkün.
Pişmeli tariflerinizde meyve parçalarını doğrudan kullanabilir, pişirmeden hazırlanan tariflerinize eklemeden önce 5-10 dakika suda bekletip süzdükten sonra meyve parçalarını ilave edebilirsiniz.

Dr. Oetker Karışık Meyve Parçaları ile ilgili daha fazla kullanım önerisine www.droetker.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

Dr. Oetker ürünleri ve tarifleri hakkında bilgi almak veya hazırlama / pişirme ipuçlarına, püf noktalarına ulaşmak isteyenler 0 800 / 415 98 04 veya 0 850 222 98 04 no’lu Ücretsiz Danışma Hatları’nı arayabilirler ya da www.droetker.com.tr internet adresine başvurabilirler.

Pazartesi, Aralık 23, 2019

KIŞIN CİLT KURULUĞUNA KARŞI 12 ÖNEMLİ KURAL


Ciltte kuruluk, pullanmalar, çatlamalar, kızarıklık, lekelenmeler… Kış mevsimini belirgin olarak hissettiğimiz bugünlerde soğuk hava cilt sağlığımızı epey olumsuz etkiliyor. Özellikle dış ortama açık olan yüzde ve ellerde kuruluk ile hassasiyet en sık karşılaştığımız sorunlar. Kış aylarında ciltte oluşan kuruluğun en önemli nedeni ise; koruyucu bariyerinin hasarlanması sonucunda cildin su tutma kapasitesinin azalması. 
Rüzgar, nemsiz ve sıcak ortamlar şikayetlerin daha da belirginleşmesine yol açıyor. Bunun yanı sıra, sıcak suyla el yıkama, hamam ve sauna kullanımının artması, cildi kurutan giysiler, duş süresinin uzaması, kese-lif kullanımı ile cildin bariyerini bozan hijyen malzemeleri de sorunları artıran diğer nedenleri oluşturuyor. Peki soğuk kış aylarında nemli, parlak ve pürüzsüz bir cilde sahip olmak için neler yapmalı, nelerden kaçınmalıyız? Acıbadem Fulya Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Şule Albayrak cildinizi soğuk havalarda korumanın yollarını anlattı, önemli öneriler ve uyarılarda bulundu. Haberin devamı için https://chefsdergisi.blogspot.com/p/saglik-olsun.html

Kurubaklagilleri Sofranızdan Eksik Etmeyin

 Türkiye’nin sağlıklı yaşam ve beslenme alanında ilk dijital bilimsel bilgi platformu “Bilim Bunu Konuşuyor” ile en güncel bilgileri kamuoyuna aktaran Sabri Ülker Vakfı, kurubaklagillerin sağlığa olumlu etkilerine dikkat çekerek yeterli ve dengeli beslenmenin olmazsa olmazı kurubaklagillerin haftada en az iki kez tüketilmesi gerektiğini söylüyor.


 Türkiye’nin sağlıklı yaşam ve beslenme alanında ilk dijital bilimsel bilgi platformu “Bilim Bunu Konuşuyor” ile sağlık ve beslenmeyle ilgili gündemdeki konuları, bilimsel ve en güncel bilgileri tarafsız bir yorum ve anlaşılır bir dille kamuoyuyla paylaşıyor. Sabri Ülker Vakfı, “Bilim Bunu Konuşuyor” platformunda kurubaklagillerin sağlık üzerine etkilerini ele alıyor.

Vitamin ve mineral zengini kurubaklagiller
Özellikle Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasında yer alan fasulye, mercimek, nohut, barbunya vb. kıurubaklagiller karbonhidrat içeriğiyle günlük enerji alımına, bitkisel protein içeriğiyle günlük protein alımına, posa/lif içeriğiyle günlük posa alımına önemli ölçüde destek olurken, E, K, B grubu vitaminlerin vedemir, çinko ve folat minerallerininde önemli kaynağıdır.

Sağlık deposu kurubaklagiller
Kurubaklagiller yeterli ve dengeli beslenmenin bir parçası olarak haftada en az 2 kez tüketildiğinde, vücut ağırlığını kontrol etmeye, uzun vadede sindirim sistemi hastalıkları, şeker hastalığı ve kalp damar hastalıklarını önlemeye yardımcı olabilir. Peki, bu sağlık etkilerini baklagillerin hangi özelliklerinden kaynaklanır? Baklagil tüketimi, günlük posa alımınızı destekleyerek, tokluk hissini arttırmaya, iştahı ve porsiyonu kontrol etmeye yardımcı olabilir. Kompleks karbonhidrat ve yüksek posa ve içeriğiyle kan şekerinin istenen düzeyde tutulmasına destek olarak, böylece şeker hastalığı riskini azaltabilir.

Kurubaklagiller nasıl pişirilmeli?
Kurubaklagil tüketen pek çok kişi gaz veya şişkinlik problemi yaşayabiliyor. Oysa birkaç püf noktasıyla bu sorunu önlemek mümkün. Kurubaklagilleri, 4-8 saat kadar suda beklettikten sonra pişirmek, hep pişirme süresini kısaltıyor hem de gaz oluşumunu önlüyor. Suda bekletme yani ıslatma, baklagillerde bulunan, demir ve çinko gibi minerallerin emilimini de azaltabilen tanin ve fitat gibi bileşiklerin miktarını da azaltıyor.

Pazartesi, Ekim 14, 2019

Ahşabın doğal haline bir dokunuş: "sahidey!"






Şahide Yazıcıoğlu kendi adından esinlenerek oluşturduğu “sahidey” markasıyla tamamen el yapımı, hiçbir kimyasal maddenin kullanılmadığı ahşap takılar ve mutfak aksesuarları yaratıyor.
Kendisini “eski gazeteci yeni marangoz” olarak tanımlayan Şahide Yazıcıoğlu, “sahidey” adı altında zeytin başta olmak üzere ceviz, şimşir, kiraz gibi farklı renk ve dokulardaki ağaçları işleyerek kullanılabilir bir ürün olarak karşımıza çıkartıyor. Bu, kimi kez bir kolye kimi kez bir tepsi ya da salata servis kaşığı olabiliyor.

Her biri “biricik”
Ahşabın doğal halini modernleştiren Şahide Yazıcıoğlu, el yapımı ürünlerini hiçbir kimyasal madde kullanmadan üretiyor. Şahide Yazıcıoğlu, “tamamen doğal” tanımının kendisi için önemini şu sözlerle vurguluyor: “Kullanmayacağım hiçbir şeyi başkası için üretmiyorum. Bütün çabam bir servis tabağının da, bir salata kasesinin de, bir küpenin de ‘acaba’ barındırmaması. Ahşabı diri tutmak ve dış ortamdan etkilenmesini önlemek için yine doğal malzemeler kullanıyorum.”
Ürünlerin yapımında Şahide Yazıcıoğlu’nun en büyük yardımcısı ağaç. “Ağacı ben yontuyorum ama işe asıl yön veren o. Ağaç ne istiyorsa onu yapıyorum. Her ağacın ayrı bir dokusu, sanki ayrı bir kişiliği var. Kimiyle daha yumuşak konuşabilirken ötekiyle daha sert olabiliyorsun. En güzeli de yaptığım ürünlerin bir benzerinin olmaması. Her biri biricik.” “sahidey” ürünleri Shopier/sahidey’de ve Nişantaşı Z-Mix mağazasında satılıyor.
@sahide.y  shopier/sahidey


Hem göz çevresine hem boyun bölgesine tek bir Thalia yeter!

Thalia Natural Beauty’nin Pearl & Peptide Reverse Age Serisi Yaşlanma Karşıtı Göz Çevresi Bakım Kremi, “çift yetenekli” bir krem! Neden mi? Çünkü bu eşsiz krem, hem göz çevrenizin hem de boynunuzun bakımını tek bir ürünle yapabiliyor.

Kırışıklığa en meyilli bölgeler, göz çevresi ve boyundur. Çünkü bu iki bölgede de cildimiz çok daha ince ve hassastır. Göz çevremiz gerek bu yapısı gerekse dış koşullardan ve stresten çabucak etkilenmesi nedeniyle erken yaşlardan itibaren kırışma belirtileri göstermeye başlar. Boynumuz da aynı durumdan nasibini alır... Devamı için https://chefsdergisi.blogspot.com/p/saglik-olsun.html

Pazartesi, Ağustos 19, 2019

LİMON KABUĞUNDA SAKLI 6 FAYDA

Yakıcı sıcaklarda sağlıklı limonata tarifi ve limon kabuğundaki faydalar


Başta C vitamini olmak üzere sağlık açısından son derece faydalı bileşenler içeren limonun çoğunlukla suyunu sıkıp kabuklarını atıyoruz. Ama yanlış yapıyoruz! Acıbadem Bakırköy Hastanesi Beslenme ve Diyet, Fitoterapi Uzmanı Sıla Bilgili Tokgöz “Yapılan çalışmalar, limonun suyu gibi kabuğunun da antioksidan kaynağı olduğunu gösteriyor. Limon kabuğunda bulunan polifenoller, vitaminler, mineraller, lif, karotenoidler ve esansiyel yağlar birçok hastalığa karşı koruyor. Ancak kalsiyum seviyeniz düşükse, böbreklerinizde kalsiyum oksalat taşı varsa ya da geçmişte olduysa mutlaka doktora danışmak gerekir. Yine limon suyu büyük tansiyonu düşürdüğü için, düşük tansiyonlu olan veya tansiyon ilacı kullanan kişiler doktora danışmadan tüketmemeli” diyor. Beslenme ve Diyet, Fitoterapi Uzmanı Sıla Bilgili Tokgöz; çayınıza ya da rendeleyerek salata ve kurabiyelerinize katabileceğiniz limon kabuğunda saklı 6 faydayı anlattı, limon kabuğu ile yapılmış sağlıklı limonata tarifi verdi, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Diş etlerini güçlendiriyor
Limon kabuğu, C vitamini eksikliğine bağlı olarak gelişen bir tür kanamalı diş eti hastalığı olarak bilinen skorbüt hastalığının oluşumunu engelliyor. Limonda ve kabuğunda bulunan C vitamini sayesinde skorbüt oluşmuyor.

Karaciğerde yağlanmayı azaltıyor
Limon kabuğu içerdiği pektin, esansiyel yağlar ve PMF (polymethoxylated flavones) sayesinde total kolesterol seviyesini, trigliserid düzeylerini, karaciğer yağlarını azaltıyor.

Bağırsakları koruyor
Limon kabuğunda mevcut olan diyet lifi, bağırsak fonksiyonlarını ve bağırsak sağlığını koruyor. Ayrıca limon kabuğunun içerdiği pektin, kabızlığın önlenmesine de fayda sağlıyor.

Hücre hasarını önlüyor
İçerisindeki yüksek antioksidan kapasitesi sayesinde hücrelerde hasar oluşturan serbest radikalleri etkisiz hale getiriyor. Ayrıca limon kabuğu antioksidan özellik gösteren yüksek C vitamini kapasitesi sayesinde DNA hasarını önlüyor.

Kanser riskini azaltıyor
Limon kabuğu, içerisindeki limonen ve salvestrol Q10 sayesinde kanserli hücrelerle savaşmaya yardım ediyor. Avustralya’da yapılan bir çalışma ağız, boğaz ve mide kanserini riskini 40-50 oranında azalttığını ortaya koyuyor.

Damar sağlığını koruyor
Beslenme ve Diyet, Fitoterapi Uzmanı Sıla Bilgili Tokgöz “Limon, kabuğunda bulunan flavonoidlerden olan hesperidin ve naringin sayesinde damar yapısını korur ve pıhtılaşma riskini azaltır. Yüksek C vitamini sayesinde koroner arter hastalığını azaltır” diyor.

Diyetisyenden sağlıklı limonata tarifi:
4 adet limon
300 gr çilek
1 su bardağı hurma suyu
1 litre su
Nane yaprakları
Limonları bir kapta rendeleyin. Rendelenmiş limonların suyunu sıkın. Çilekleri yıkayıp ayıklayın ve rondodan geçirin. 2 saat suda bekletilmiş hurmaları, çekirdeklerini çıkarıp kabuklarını soyduktan sonra rondodan geçirin, üzerine sıcak su ilave ederek bir tülbent yardımıyla suyunu süzün. Geniş bir kapta limon rendesi, çilek, limon suyu ve hurma suyunu bir saat bekletin. Karışıma bir litre su ilave edin. Bir tülbent yardımıyla karışımı süzün. Nane yaprakları ile soğuk servis edin.

Çarşamba, Haziran 26, 2019

Cildinizi aloe vera ile rahatlatın!

Güneşlenme sonrasında cildinizi aloe vera ile rahatlatın!

Cildiniz güneşlenme sonrasında gerginleşir, yoğun bakıma ve neme ihtiyaç duyar. Thalia Natural Beauty Aloe Vera Serisi Onarıcı ve Nemlendirici Jel, yüzde 90 aloe vera (sarısabır) özsuyu içeriğiyle cildinizi rahatlatır, gerginliğini hafifletir ve yumuşacık yapar. Üstelik cildinizdeki enfeksiyonları da giderir.

Güneşlenme sonrasında gerginleşen, yoğun bakıma ve neme ihtiyaç duyan cildinizin artık çok özel bir destekleyicisi var: Thalia Natural Beauty Aloe Vera Serisi Onarıcı ve Nemlendirici Jel.

Thalia Natural Beauty Aloe Vera Serisi Onarıcı ve Nemlendirici Jel, yüzde 90 oranında içerdiği aloe vera (sarısabır) özsuyuyla güneşte kuruyan, tahriş olan ve hasar gören cildinize yoğun bakım sağlar, gerginliğini hafifletir, rahatlatır ve ferahlatır. Öte yandan cildinizin doğal yapısını ve yumuşaklığını korur, cildinizi besler, nemlendirir ve yenilenmesini destekler.

Pompalı özel bir şişede sunulan Thalia Natural Beauty Onarıcı ve Nemlendirici Jel’in etken maddesi olan aloe vera, Afrika kökenli bir bitkidir ve 400 farklı türe sahiptir. Mısırlılar tarafından “ölümsüzlüğün bitkisi” olarak tanımlanan aloe veranın yaprakları kırıldığında ortaya çıkan jelimsi özsuyunda 20 mineral, 18 aminoasit ve 12 vitamin vardır. Bu jelimsi özsu, cilt bakımının bir adım ötesine geçmek, cildin en alt katmanlarına bile bakım, nem, ışıltı ulaştırmak için son derece idealdir.

SLS, SLES, paraben ve parafin gibi insan sağlığına zararlı hiçbir madde içermeyen, yüzde 100 doğal Thalia Natural Beauty Aloe Vera Serisi Onarıcı ve Nemlendirici Jel’in çok önemli bir özelliği daha var. Gücünü aloe veranın iyileştirici gücünden alan jel, ciltteki pek çok problemin ve enfeksiyonun giderilmesinde de son derece etkili. Thalia Natural Beauty Aloe Vera Serisi Onarıcı ve Nemlendirici Jel, akneyle harika bir şekilde savaşırken mantar, sedef, egzama oluşumunda ve tedavisinde önemli faydalar sağlar. Yanık, yara ve böcek sokması durumlarında cildi daha çabuk iyileştirir. Epilasyon işlemleri ve ameliyat izleri gibi problemlerin giderilmesini başarıyla destekler.

Fiyat bilgisi: 44,99 TL

@thalianatural

Pazartesi, Mayıs 06, 2019

Kokunuz İmzanızdır

Türkiye’de bir ilk!

 Koku ve Tat Zirvesi Acıbadem Taksim Hastanesi’nin sponsorluğunda 3-4 Mayıs 2019 tarihlerinde CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul’da gerçekleşti


Türkiye’nin ilk ‘Koku ve Tat Zirvesi’ İstanbul’da uluslararası katılımcılara kapılarını açtı. Zirve, katılımcıları, parfümden kahveye lavantadan simite kadar binlerce farklı kokunun büyülü dünyasında yolculuğa çıkarıyor. Acıbadem Taksim Hastanesi’nin sponsorluğunda 3-4 Mayıs 2019 tarihlerinde CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul’da gerçekleştirilen zirvenin açılışında basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında konuşan kokunun uzmanları, bebek kokusundan ten kokusuna dair sağlıkla ve sosyal yaşantıyla ilgili önemli açıklamalar yaparken ilginç mesajlar da verdiler. “Kokunuz imzanızdır, sizinle ilgili çok şey anlatır” mesajı da onlardan biriydi…


Bazen sıcacık bir simidin ya da odun ateşinde pişen bir ekmeğin kokusu bizi bizden alır; bazen dost sohbetinin eşlik ettiği nefis bir kahvenin… Bazen de mis kokulu bir çiçeğin… Koku ve tat duyuları hayatımızı güzelleştirmek bir yana, yaşamsal öneme de sahip, olmazsa olmazlarımız… Oysa toplumumuzda her 5 kişiden 1’i koku alma bozukluğuyla karşı karşıya. Üstelik pek çoğu kokuları doğru algılamadığının farkında bile değil. İşte hem sosyal hem yaşamsal bir unsur olan koku ve tat konularına, ülkemizde ilk kez gerçekleştirilen festival tadındaki zirve ile farkındalık yaratılıyor.

 Zirvenin açılışı dolayısıyla gerçekleştirilen basın toplantısında; Koku ve Tat Zirvesi Başkanı Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İlkkan Dünder, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülsen Meral, Koku Kültürü Derneği Kurucusu Bihter Türkan Ergül, yemek yazarı Gülhan Kara ve CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul Satış&Pazarlama Direktörü Gülay Özel önemli bilgiler paylaştı.

Prof. Dr. İlkkan Dünder: “Kadın kokusu tarihi değiştirmiştir!”
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İlkkan Dünder, hayatta herkesin öncelikle bir kadın kokusu aldığını, bu kokunun da anne kokusu olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Anne memesindeki sütün kokusu refleks olarak bebeği emmeye doğru yönlendirmektedir. İşte, büyümenin ve gelişmenin başlangıcı da insanın koku alma duyusuyla başlar, annede duyulan koku bu nedenle çok önemlidir.” Kadınların koku alma duyularının erkeklere göre daha gelişmiş olduğunu belirten Prof. Dr. İlkkan Dünder, kadın kokusunun da çok önemli olduğunu, erkeklerin yaşamlarını ve dolayısıyla tarihi değiştirdiğini söyledi.

Dr. Gülsen Meral: “Bebeklerin mis kokusunun sırrı!”
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülsen Meral de konuşmasında, bebeklerin neden mis gibi koktuğunu anlatırken, “Anneler bilirler, bebeklik zamanı tam bir sabır zamanıdır. Uykusuz geçen geceler, yorgunluk ve o güzel bebeklerin güzel bir gülüşü ve kokusu için verilen bir ömür. Kanada’da Quebec Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada bebeklerin hoş kokusunun sebebi olarak; annelerin doğum sonrası bebek bakımındaki sabrı ve merhametini artırması gösterilmiş” dedi.

Doç. Dr. Aytuğ Altundağ: “Nefesimizde 3 bin 481 tane nefes gazı var!”
Doç. Dr. Aytuğ Altundağ toplantıda yaptığı konuşmada, koku ve tat alma bozuklukları ve tedavilerinden bahsederken, kişinin nefesinde 3 bin 481 tane nefes gazı bulunduğunu, bu gazların üç tanesinin en sık ağız kokusuna yol açan gazlar olduğuna dikkat çekti. Günümüzde artık yeni nesil cihazlar sayesinde bu üç gazın sadece 4 dakikada tespit edilmesi sonucu ağız kokusunun gerçek nedeninin saptanabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Aytuğ Altundağ “Geniz akıntısından böbrek ve karaciğer sorunlarına, alerjiden mide fıtığına hatta mide tümörüne dek pek çok ciddi hastalık ağız kokusuna yol açabiliyor. Kişinin doktor doktor gezerek nedenini bulmaya çalıştığı ağız kokusunun gerçek kaynağını artık sadece 4 dakikada saptayan smart chroma yöntemiyle hem tedaviye başlanıyor hem de ağız kokusunun altında yatan ciddi hastalıklar ortaya çıkarılarak bu hastalıkların da tedavisine başlama şansı doğuyor” dedi.

Parfüm seçiminde doğru bilinen yanlışlar!
Basın toplantısında ilginç bir konuşma yapan Koku Kültürü Derneği Kurucusu Bihter Türkan Ergül katılımcılara önce parfüm seçiminin inceliklerini anlattı; ardından kişinin teniyle uyumlu kokuları öğreneceği mini bir uygulama yaptı. Parfüm seçerken doğru bilinen yanlışları da anlatan Bihter Türkan Ergül şöyle konuştu: “Örneğin parfüm seçerken kahve koklamak yanlıştır. Ortalama 3 kokudan sonra burun algısı yorulur, kahvenin yoğun olan aroması burnu şoklar ve beğendiğimizi düşündüğümüz kokuyu hiçbir zaman kullanamayacağımızı evde fark edebiliriz. Kağıda sıkarak parfüm seçmek de çok sağlıklı değil, kağıttan kokladığımız parfümü burnumuz beğenebilir ama ten onaylamadığı kokuyu çabuk arındırır. Bu nedenle bir parfüm birinde 10 saat dururken başka birinde 2 saatte uçar. Muhakkak tende prova yapılması gerekir. Bir günde ikiden fazla koku denemek de yanlıştır. Öte yandan parfümün tenimizdeki duruşunu tespit etmemiz için 1-2 saat süre tanımalıyız.”
Yemek kültürü ve koku ilişkisi
Yemek Yazarı Gülhan Kara konuşmasında; yemek kültürü ve koku ilişkisini anlatırken,  “Mutfak beş duyunun da aktif olduğu bir alan. Özellikle de yemek pişirirken, malzemeyle temas yani dokunma, görme, duyma, koklama ve tatma duyusunun sağlıklı çalışmasıyla mutfaktan nefis kokular yükselir, tatlar buluşur ve lezzet ortaya çıkar. Koku ve tat mutfakta birbirinin ayrılmazlarıdır. ‘Nefis kokular’ ifadesinde bile tat vardır. Kokular lezzeti yakalamamızda bizi sürekli yönlendiren bir rehber gibidir. Tencereden, tavadan, fırından gelen pişme kokuları karar ve kontrol mekanizmamızı çalıştırır. Bir şeyi tatmadan önce koklarız. Koku çoğu zaman kendiliğinden burnumuzdan içeri girmiş ve mesaj ulaşmıştır. Kokuları tanımak bizi iyi tatlara, doğru sonuçlara götürür. Farkındalık çok büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.  
CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul Satış&Pazarlama Direktörü Gülay Özel de toplantıda, turizmde lezzet algısının öneminden bahsetti.


Koku ve Tat Zirvesi’nden ilginç başlıklar

Sağlık, gastronomi, parfümeri, moda, sanat, bilim ve daha birçok farklı dalda birbirinden ünlü ve uzman konuşmacıların alışılmışın dışında bir atmosferde bir araya gelmesi ile oluşturulan bu zirve programında ilgi çekici başlıklar:
           -       Osmanlı mutfağında 15.yy dan 20.yy’a damak tadı değişiminin nedenleri
-       Ata tohumlarının farkı nedir? Nereden bulunur?
-       Bellek – Mekan ve Koku İlişkisi
-       Süper tat alıcılar gerçek mi efsane mi?
-       Yemek kültürü araştırmasında “koku” bir başlık olabilir mi?
-       Anadolu’da “yemeğin/içeceğin kokusu” algısının referansları nelerdir?
-       Yemek fotoğrafçılığının modası olur mu?
-       Sosyal medyada en çok ilgi gören yemek fotoğrafları neler?
-       Ruh-Beden-Zihin dengesi için aramoterapi uygulamaları nelerdir?
-       Aromaterapi Doktor reçetesine girmeli mi?
-       Odun ateşinin lezzet üzerine etkisi var mı?
-       Doğal ortamda yetişen bitkilerin aroması daha mı farklı?
-       İstanbul’un kokusu nedir? Her şehrin her semtin farklı bir kokusu mu var?
-       Yemek yerken dinlediğimiz müzik tat algımızı etkiler mi?
-       Türkiye’de yeni meslek dalı: Koku uzmanlığı
           -       Türkiye’den 5 kıtaya yayılan Esansın Hikayesi




Cumartesi, Mart 09, 2019

Reis Gıda’dan sektöre ‘‘Royal’’ lezzetler





1981 yılından bugüne bakliyat sektöründe faaliyet gösteren Reis Gıda, yeni ürün gamı Royal serisini raflara sundu. Kinoa, chia, beluga mercimeği, siyah nohut, amarant gibi son dönemde sağlıklı beslenme listelerinin üst sıralarında yer alan 23 farklı çeşidi tüketicisiyle buluşturan Reis Gıda, Royal ile sağlıklı ve dengeli beslenmeye yardımcı olacak. Haberin devamı https://chefsdergisi.blogspot.com/p/sektor.html


Pazartesi, Mart 04, 2019

Porland’a İki Büyük Ödül


2000 yılından bu yana Amerika’da IHA Fuarı’nın düzenlediği GIA (Global Innovation Awards) ödül törenine katılan Türkiye’nin porselen gururu Porland, Şikago’da 2 büyük ödül birden aldı!

IHA’nın (International Housewares Association) Şikago’da düzenlediği fuara, perakende sektöründeki genel mükemmellik, inovasyon ve yaratıcı görsel düzenleme konularını onurlandıran GIA (Global Innovation Awards) yani Küresel İnovasyon Ödülü’nü almak için katılan Porland, dünyada 30 ülkeden sadece sektörün önde gelen markalarına verilen Global Honoree 2019 Ödülü’nü de almaya hak kazandı. Haberin devamı https://chefsdergisi.blogspot.com/p/guncel-haberler-bultenler.html