Pazartesi, Aralık 23, 2019

KIŞIN CİLT KURULUĞUNA KARŞI 12 ÖNEMLİ KURAL


Ciltte kuruluk, pullanmalar, çatlamalar, kızarıklık, lekelenmeler… Kış mevsimini belirgin olarak hissettiğimiz bugünlerde soğuk hava cilt sağlığımızı epey olumsuz etkiliyor. Özellikle dış ortama açık olan yüzde ve ellerde kuruluk ile hassasiyet en sık karşılaştığımız sorunlar. Kış aylarında ciltte oluşan kuruluğun en önemli nedeni ise; koruyucu bariyerinin hasarlanması sonucunda cildin su tutma kapasitesinin azalması. 
Rüzgar, nemsiz ve sıcak ortamlar şikayetlerin daha da belirginleşmesine yol açıyor. Bunun yanı sıra, sıcak suyla el yıkama, hamam ve sauna kullanımının artması, cildi kurutan giysiler, duş süresinin uzaması, kese-lif kullanımı ile cildin bariyerini bozan hijyen malzemeleri de sorunları artıran diğer nedenleri oluşturuyor. Peki soğuk kış aylarında nemli, parlak ve pürüzsüz bir cilde sahip olmak için neler yapmalı, nelerden kaçınmalıyız? Acıbadem Fulya Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Şule Albayrak cildinizi soğuk havalarda korumanın yollarını anlattı, önemli öneriler ve uyarılarda bulundu. Haberin devamı için https://chefsdergisi.blogspot.com/p/saglik-olsun.html

Kurubaklagilleri Sofranızdan Eksik Etmeyin

 Türkiye’nin sağlıklı yaşam ve beslenme alanında ilk dijital bilimsel bilgi platformu “Bilim Bunu Konuşuyor” ile en güncel bilgileri kamuoyuna aktaran Sabri Ülker Vakfı, kurubaklagillerin sağlığa olumlu etkilerine dikkat çekerek yeterli ve dengeli beslenmenin olmazsa olmazı kurubaklagillerin haftada en az iki kez tüketilmesi gerektiğini söylüyor.


 Türkiye’nin sağlıklı yaşam ve beslenme alanında ilk dijital bilimsel bilgi platformu “Bilim Bunu Konuşuyor” ile sağlık ve beslenmeyle ilgili gündemdeki konuları, bilimsel ve en güncel bilgileri tarafsız bir yorum ve anlaşılır bir dille kamuoyuyla paylaşıyor. Sabri Ülker Vakfı, “Bilim Bunu Konuşuyor” platformunda kurubaklagillerin sağlık üzerine etkilerini ele alıyor.

Vitamin ve mineral zengini kurubaklagiller
Özellikle Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasında yer alan fasulye, mercimek, nohut, barbunya vb. kıurubaklagiller karbonhidrat içeriğiyle günlük enerji alımına, bitkisel protein içeriğiyle günlük protein alımına, posa/lif içeriğiyle günlük posa alımına önemli ölçüde destek olurken, E, K, B grubu vitaminlerin vedemir, çinko ve folat minerallerininde önemli kaynağıdır.

Sağlık deposu kurubaklagiller
Kurubaklagiller yeterli ve dengeli beslenmenin bir parçası olarak haftada en az 2 kez tüketildiğinde, vücut ağırlığını kontrol etmeye, uzun vadede sindirim sistemi hastalıkları, şeker hastalığı ve kalp damar hastalıklarını önlemeye yardımcı olabilir. Peki, bu sağlık etkilerini baklagillerin hangi özelliklerinden kaynaklanır? Baklagil tüketimi, günlük posa alımınızı destekleyerek, tokluk hissini arttırmaya, iştahı ve porsiyonu kontrol etmeye yardımcı olabilir. Kompleks karbonhidrat ve yüksek posa ve içeriğiyle kan şekerinin istenen düzeyde tutulmasına destek olarak, böylece şeker hastalığı riskini azaltabilir.

Kurubaklagiller nasıl pişirilmeli?
Kurubaklagil tüketen pek çok kişi gaz veya şişkinlik problemi yaşayabiliyor. Oysa birkaç püf noktasıyla bu sorunu önlemek mümkün. Kurubaklagilleri, 4-8 saat kadar suda beklettikten sonra pişirmek, hep pişirme süresini kısaltıyor hem de gaz oluşumunu önlüyor. Suda bekletme yani ıslatma, baklagillerde bulunan, demir ve çinko gibi minerallerin emilimini de azaltabilen tanin ve fitat gibi bileşiklerin miktarını da azaltıyor.

Pazartesi, Ekim 14, 2019

Ahşabın doğal haline bir dokunuş: "sahidey!"






Şahide Yazıcıoğlu kendi adından esinlenerek oluşturduğu “sahidey” markasıyla tamamen el yapımı, hiçbir kimyasal maddenin kullanılmadığı ahşap takılar ve mutfak aksesuarları yaratıyor.
Kendisini “eski gazeteci yeni marangoz” olarak tanımlayan Şahide Yazıcıoğlu, “sahidey” adı altında zeytin başta olmak üzere ceviz, şimşir, kiraz gibi farklı renk ve dokulardaki ağaçları işleyerek kullanılabilir bir ürün olarak karşımıza çıkartıyor. Bu, kimi kez bir kolye kimi kez bir tepsi ya da salata servis kaşığı olabiliyor.

Her biri “biricik”
Ahşabın doğal halini modernleştiren Şahide Yazıcıoğlu, el yapımı ürünlerini hiçbir kimyasal madde kullanmadan üretiyor. Şahide Yazıcıoğlu, “tamamen doğal” tanımının kendisi için önemini şu sözlerle vurguluyor: “Kullanmayacağım hiçbir şeyi başkası için üretmiyorum. Bütün çabam bir servis tabağının da, bir salata kasesinin de, bir küpenin de ‘acaba’ barındırmaması. Ahşabı diri tutmak ve dış ortamdan etkilenmesini önlemek için yine doğal malzemeler kullanıyorum.”
Ürünlerin yapımında Şahide Yazıcıoğlu’nun en büyük yardımcısı ağaç. “Ağacı ben yontuyorum ama işe asıl yön veren o. Ağaç ne istiyorsa onu yapıyorum. Her ağacın ayrı bir dokusu, sanki ayrı bir kişiliği var. Kimiyle daha yumuşak konuşabilirken ötekiyle daha sert olabiliyorsun. En güzeli de yaptığım ürünlerin bir benzerinin olmaması. Her biri biricik.” “sahidey” ürünleri Shopier/sahidey’de ve Nişantaşı Z-Mix mağazasında satılıyor.
@sahide.y  shopier/sahidey


Hem göz çevresine hem boyun bölgesine tek bir Thalia yeter!

Thalia Natural Beauty’nin Pearl & Peptide Reverse Age Serisi Yaşlanma Karşıtı Göz Çevresi Bakım Kremi, “çift yetenekli” bir krem! Neden mi? Çünkü bu eşsiz krem, hem göz çevrenizin hem de boynunuzun bakımını tek bir ürünle yapabiliyor.

Kırışıklığa en meyilli bölgeler, göz çevresi ve boyundur. Çünkü bu iki bölgede de cildimiz çok daha ince ve hassastır. Göz çevremiz gerek bu yapısı gerekse dış koşullardan ve stresten çabucak etkilenmesi nedeniyle erken yaşlardan itibaren kırışma belirtileri göstermeye başlar. Boynumuz da aynı durumdan nasibini alır... Devamı için https://chefsdergisi.blogspot.com/p/saglik-olsun.html

Pazartesi, Ağustos 19, 2019

LİMON KABUĞUNDA SAKLI 6 FAYDA

Yakıcı sıcaklarda sağlıklı limonata tarifi ve limon kabuğundaki faydalar


Başta C vitamini olmak üzere sağlık açısından son derece faydalı bileşenler içeren limonun çoğunlukla suyunu sıkıp kabuklarını atıyoruz. Ama yanlış yapıyoruz! Acıbadem Bakırköy Hastanesi Beslenme ve Diyet, Fitoterapi Uzmanı Sıla Bilgili Tokgöz “Yapılan çalışmalar, limonun suyu gibi kabuğunun da antioksidan kaynağı olduğunu gösteriyor. Limon kabuğunda bulunan polifenoller, vitaminler, mineraller, lif, karotenoidler ve esansiyel yağlar birçok hastalığa karşı koruyor. Ancak kalsiyum seviyeniz düşükse, böbreklerinizde kalsiyum oksalat taşı varsa ya da geçmişte olduysa mutlaka doktora danışmak gerekir. Yine limon suyu büyük tansiyonu düşürdüğü için, düşük tansiyonlu olan veya tansiyon ilacı kullanan kişiler doktora danışmadan tüketmemeli” diyor. Beslenme ve Diyet, Fitoterapi Uzmanı Sıla Bilgili Tokgöz; çayınıza ya da rendeleyerek salata ve kurabiyelerinize katabileceğiniz limon kabuğunda saklı 6 faydayı anlattı, limon kabuğu ile yapılmış sağlıklı limonata tarifi verdi, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Diş etlerini güçlendiriyor
Limon kabuğu, C vitamini eksikliğine bağlı olarak gelişen bir tür kanamalı diş eti hastalığı olarak bilinen skorbüt hastalığının oluşumunu engelliyor. Limonda ve kabuğunda bulunan C vitamini sayesinde skorbüt oluşmuyor.

Karaciğerde yağlanmayı azaltıyor
Limon kabuğu içerdiği pektin, esansiyel yağlar ve PMF (polymethoxylated flavones) sayesinde total kolesterol seviyesini, trigliserid düzeylerini, karaciğer yağlarını azaltıyor.

Bağırsakları koruyor
Limon kabuğunda mevcut olan diyet lifi, bağırsak fonksiyonlarını ve bağırsak sağlığını koruyor. Ayrıca limon kabuğunun içerdiği pektin, kabızlığın önlenmesine de fayda sağlıyor.

Hücre hasarını önlüyor
İçerisindeki yüksek antioksidan kapasitesi sayesinde hücrelerde hasar oluşturan serbest radikalleri etkisiz hale getiriyor. Ayrıca limon kabuğu antioksidan özellik gösteren yüksek C vitamini kapasitesi sayesinde DNA hasarını önlüyor.

Kanser riskini azaltıyor
Limon kabuğu, içerisindeki limonen ve salvestrol Q10 sayesinde kanserli hücrelerle savaşmaya yardım ediyor. Avustralya’da yapılan bir çalışma ağız, boğaz ve mide kanserini riskini 40-50 oranında azalttığını ortaya koyuyor.

Damar sağlığını koruyor
Beslenme ve Diyet, Fitoterapi Uzmanı Sıla Bilgili Tokgöz “Limon, kabuğunda bulunan flavonoidlerden olan hesperidin ve naringin sayesinde damar yapısını korur ve pıhtılaşma riskini azaltır. Yüksek C vitamini sayesinde koroner arter hastalığını azaltır” diyor.

Diyetisyenden sağlıklı limonata tarifi:
4 adet limon
300 gr çilek
1 su bardağı hurma suyu
1 litre su
Nane yaprakları
Limonları bir kapta rendeleyin. Rendelenmiş limonların suyunu sıkın. Çilekleri yıkayıp ayıklayın ve rondodan geçirin. 2 saat suda bekletilmiş hurmaları, çekirdeklerini çıkarıp kabuklarını soyduktan sonra rondodan geçirin, üzerine sıcak su ilave ederek bir tülbent yardımıyla suyunu süzün. Geniş bir kapta limon rendesi, çilek, limon suyu ve hurma suyunu bir saat bekletin. Karışıma bir litre su ilave edin. Bir tülbent yardımıyla karışımı süzün. Nane yaprakları ile soğuk servis edin.

Çarşamba, Haziran 26, 2019

Cildinizi aloe vera ile rahatlatın!

Güneşlenme sonrasında cildinizi aloe vera ile rahatlatın!

Cildiniz güneşlenme sonrasında gerginleşir, yoğun bakıma ve neme ihtiyaç duyar. Thalia Natural Beauty Aloe Vera Serisi Onarıcı ve Nemlendirici Jel, yüzde 90 aloe vera (sarısabır) özsuyu içeriğiyle cildinizi rahatlatır, gerginliğini hafifletir ve yumuşacık yapar. Üstelik cildinizdeki enfeksiyonları da giderir.

Güneşlenme sonrasında gerginleşen, yoğun bakıma ve neme ihtiyaç duyan cildinizin artık çok özel bir destekleyicisi var: Thalia Natural Beauty Aloe Vera Serisi Onarıcı ve Nemlendirici Jel.

Thalia Natural Beauty Aloe Vera Serisi Onarıcı ve Nemlendirici Jel, yüzde 90 oranında içerdiği aloe vera (sarısabır) özsuyuyla güneşte kuruyan, tahriş olan ve hasar gören cildinize yoğun bakım sağlar, gerginliğini hafifletir, rahatlatır ve ferahlatır. Öte yandan cildinizin doğal yapısını ve yumuşaklığını korur, cildinizi besler, nemlendirir ve yenilenmesini destekler.

Pompalı özel bir şişede sunulan Thalia Natural Beauty Onarıcı ve Nemlendirici Jel’in etken maddesi olan aloe vera, Afrika kökenli bir bitkidir ve 400 farklı türe sahiptir. Mısırlılar tarafından “ölümsüzlüğün bitkisi” olarak tanımlanan aloe veranın yaprakları kırıldığında ortaya çıkan jelimsi özsuyunda 20 mineral, 18 aminoasit ve 12 vitamin vardır. Bu jelimsi özsu, cilt bakımının bir adım ötesine geçmek, cildin en alt katmanlarına bile bakım, nem, ışıltı ulaştırmak için son derece idealdir.

SLS, SLES, paraben ve parafin gibi insan sağlığına zararlı hiçbir madde içermeyen, yüzde 100 doğal Thalia Natural Beauty Aloe Vera Serisi Onarıcı ve Nemlendirici Jel’in çok önemli bir özelliği daha var. Gücünü aloe veranın iyileştirici gücünden alan jel, ciltteki pek çok problemin ve enfeksiyonun giderilmesinde de son derece etkili. Thalia Natural Beauty Aloe Vera Serisi Onarıcı ve Nemlendirici Jel, akneyle harika bir şekilde savaşırken mantar, sedef, egzama oluşumunda ve tedavisinde önemli faydalar sağlar. Yanık, yara ve böcek sokması durumlarında cildi daha çabuk iyileştirir. Epilasyon işlemleri ve ameliyat izleri gibi problemlerin giderilmesini başarıyla destekler.

Fiyat bilgisi: 44,99 TL

@thalianatural

Pazartesi, Mayıs 06, 2019

Kokunuz İmzanızdır

Türkiye’de bir ilk!

 Koku ve Tat Zirvesi Acıbadem Taksim Hastanesi’nin sponsorluğunda 3-4 Mayıs 2019 tarihlerinde CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul’da gerçekleşti


Türkiye’nin ilk ‘Koku ve Tat Zirvesi’ İstanbul’da uluslararası katılımcılara kapılarını açtı. Zirve, katılımcıları, parfümden kahveye lavantadan simite kadar binlerce farklı kokunun büyülü dünyasında yolculuğa çıkarıyor. Acıbadem Taksim Hastanesi’nin sponsorluğunda 3-4 Mayıs 2019 tarihlerinde CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul’da gerçekleştirilen zirvenin açılışında basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında konuşan kokunun uzmanları, bebek kokusundan ten kokusuna dair sağlıkla ve sosyal yaşantıyla ilgili önemli açıklamalar yaparken ilginç mesajlar da verdiler. “Kokunuz imzanızdır, sizinle ilgili çok şey anlatır” mesajı da onlardan biriydi…


Bazen sıcacık bir simidin ya da odun ateşinde pişen bir ekmeğin kokusu bizi bizden alır; bazen dost sohbetinin eşlik ettiği nefis bir kahvenin… Bazen de mis kokulu bir çiçeğin… Koku ve tat duyuları hayatımızı güzelleştirmek bir yana, yaşamsal öneme de sahip, olmazsa olmazlarımız… Oysa toplumumuzda her 5 kişiden 1’i koku alma bozukluğuyla karşı karşıya. Üstelik pek çoğu kokuları doğru algılamadığının farkında bile değil. İşte hem sosyal hem yaşamsal bir unsur olan koku ve tat konularına, ülkemizde ilk kez gerçekleştirilen festival tadındaki zirve ile farkındalık yaratılıyor.

 Zirvenin açılışı dolayısıyla gerçekleştirilen basın toplantısında; Koku ve Tat Zirvesi Başkanı Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İlkkan Dünder, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülsen Meral, Koku Kültürü Derneği Kurucusu Bihter Türkan Ergül, yemek yazarı Gülhan Kara ve CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul Satış&Pazarlama Direktörü Gülay Özel önemli bilgiler paylaştı.

Prof. Dr. İlkkan Dünder: “Kadın kokusu tarihi değiştirmiştir!”
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İlkkan Dünder, hayatta herkesin öncelikle bir kadın kokusu aldığını, bu kokunun da anne kokusu olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Anne memesindeki sütün kokusu refleks olarak bebeği emmeye doğru yönlendirmektedir. İşte, büyümenin ve gelişmenin başlangıcı da insanın koku alma duyusuyla başlar, annede duyulan koku bu nedenle çok önemlidir.” Kadınların koku alma duyularının erkeklere göre daha gelişmiş olduğunu belirten Prof. Dr. İlkkan Dünder, kadın kokusunun da çok önemli olduğunu, erkeklerin yaşamlarını ve dolayısıyla tarihi değiştirdiğini söyledi.

Dr. Gülsen Meral: “Bebeklerin mis kokusunun sırrı!”
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülsen Meral de konuşmasında, bebeklerin neden mis gibi koktuğunu anlatırken, “Anneler bilirler, bebeklik zamanı tam bir sabır zamanıdır. Uykusuz geçen geceler, yorgunluk ve o güzel bebeklerin güzel bir gülüşü ve kokusu için verilen bir ömür. Kanada’da Quebec Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada bebeklerin hoş kokusunun sebebi olarak; annelerin doğum sonrası bebek bakımındaki sabrı ve merhametini artırması gösterilmiş” dedi.

Doç. Dr. Aytuğ Altundağ: “Nefesimizde 3 bin 481 tane nefes gazı var!”
Doç. Dr. Aytuğ Altundağ toplantıda yaptığı konuşmada, koku ve tat alma bozuklukları ve tedavilerinden bahsederken, kişinin nefesinde 3 bin 481 tane nefes gazı bulunduğunu, bu gazların üç tanesinin en sık ağız kokusuna yol açan gazlar olduğuna dikkat çekti. Günümüzde artık yeni nesil cihazlar sayesinde bu üç gazın sadece 4 dakikada tespit edilmesi sonucu ağız kokusunun gerçek nedeninin saptanabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Aytuğ Altundağ “Geniz akıntısından böbrek ve karaciğer sorunlarına, alerjiden mide fıtığına hatta mide tümörüne dek pek çok ciddi hastalık ağız kokusuna yol açabiliyor. Kişinin doktor doktor gezerek nedenini bulmaya çalıştığı ağız kokusunun gerçek kaynağını artık sadece 4 dakikada saptayan smart chroma yöntemiyle hem tedaviye başlanıyor hem de ağız kokusunun altında yatan ciddi hastalıklar ortaya çıkarılarak bu hastalıkların da tedavisine başlama şansı doğuyor” dedi.

Parfüm seçiminde doğru bilinen yanlışlar!
Basın toplantısında ilginç bir konuşma yapan Koku Kültürü Derneği Kurucusu Bihter Türkan Ergül katılımcılara önce parfüm seçiminin inceliklerini anlattı; ardından kişinin teniyle uyumlu kokuları öğreneceği mini bir uygulama yaptı. Parfüm seçerken doğru bilinen yanlışları da anlatan Bihter Türkan Ergül şöyle konuştu: “Örneğin parfüm seçerken kahve koklamak yanlıştır. Ortalama 3 kokudan sonra burun algısı yorulur, kahvenin yoğun olan aroması burnu şoklar ve beğendiğimizi düşündüğümüz kokuyu hiçbir zaman kullanamayacağımızı evde fark edebiliriz. Kağıda sıkarak parfüm seçmek de çok sağlıklı değil, kağıttan kokladığımız parfümü burnumuz beğenebilir ama ten onaylamadığı kokuyu çabuk arındırır. Bu nedenle bir parfüm birinde 10 saat dururken başka birinde 2 saatte uçar. Muhakkak tende prova yapılması gerekir. Bir günde ikiden fazla koku denemek de yanlıştır. Öte yandan parfümün tenimizdeki duruşunu tespit etmemiz için 1-2 saat süre tanımalıyız.”
Yemek kültürü ve koku ilişkisi
Yemek Yazarı Gülhan Kara konuşmasında; yemek kültürü ve koku ilişkisini anlatırken,  “Mutfak beş duyunun da aktif olduğu bir alan. Özellikle de yemek pişirirken, malzemeyle temas yani dokunma, görme, duyma, koklama ve tatma duyusunun sağlıklı çalışmasıyla mutfaktan nefis kokular yükselir, tatlar buluşur ve lezzet ortaya çıkar. Koku ve tat mutfakta birbirinin ayrılmazlarıdır. ‘Nefis kokular’ ifadesinde bile tat vardır. Kokular lezzeti yakalamamızda bizi sürekli yönlendiren bir rehber gibidir. Tencereden, tavadan, fırından gelen pişme kokuları karar ve kontrol mekanizmamızı çalıştırır. Bir şeyi tatmadan önce koklarız. Koku çoğu zaman kendiliğinden burnumuzdan içeri girmiş ve mesaj ulaşmıştır. Kokuları tanımak bizi iyi tatlara, doğru sonuçlara götürür. Farkındalık çok büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.  
CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul Satış&Pazarlama Direktörü Gülay Özel de toplantıda, turizmde lezzet algısının öneminden bahsetti.


Koku ve Tat Zirvesi’nden ilginç başlıklar

Sağlık, gastronomi, parfümeri, moda, sanat, bilim ve daha birçok farklı dalda birbirinden ünlü ve uzman konuşmacıların alışılmışın dışında bir atmosferde bir araya gelmesi ile oluşturulan bu zirve programında ilgi çekici başlıklar:
           -       Osmanlı mutfağında 15.yy dan 20.yy’a damak tadı değişiminin nedenleri
-       Ata tohumlarının farkı nedir? Nereden bulunur?
-       Bellek – Mekan ve Koku İlişkisi
-       Süper tat alıcılar gerçek mi efsane mi?
-       Yemek kültürü araştırmasında “koku” bir başlık olabilir mi?
-       Anadolu’da “yemeğin/içeceğin kokusu” algısının referansları nelerdir?
-       Yemek fotoğrafçılığının modası olur mu?
-       Sosyal medyada en çok ilgi gören yemek fotoğrafları neler?
-       Ruh-Beden-Zihin dengesi için aramoterapi uygulamaları nelerdir?
-       Aromaterapi Doktor reçetesine girmeli mi?
-       Odun ateşinin lezzet üzerine etkisi var mı?
-       Doğal ortamda yetişen bitkilerin aroması daha mı farklı?
-       İstanbul’un kokusu nedir? Her şehrin her semtin farklı bir kokusu mu var?
-       Yemek yerken dinlediğimiz müzik tat algımızı etkiler mi?
-       Türkiye’de yeni meslek dalı: Koku uzmanlığı
           -       Türkiye’den 5 kıtaya yayılan Esansın Hikayesi




Cumartesi, Mart 09, 2019

Reis Gıda’dan sektöre ‘‘Royal’’ lezzetler





1981 yılından bugüne bakliyat sektöründe faaliyet gösteren Reis Gıda, yeni ürün gamı Royal serisini raflara sundu. Kinoa, chia, beluga mercimeği, siyah nohut, amarant gibi son dönemde sağlıklı beslenme listelerinin üst sıralarında yer alan 23 farklı çeşidi tüketicisiyle buluşturan Reis Gıda, Royal ile sağlıklı ve dengeli beslenmeye yardımcı olacak. Haberin devamı https://chefsdergisi.blogspot.com/p/sektor.html


Pazartesi, Mart 04, 2019

Porland’a İki Büyük Ödül


2000 yılından bu yana Amerika’da IHA Fuarı’nın düzenlediği GIA (Global Innovation Awards) ödül törenine katılan Türkiye’nin porselen gururu Porland, Şikago’da 2 büyük ödül birden aldı!

IHA’nın (International Housewares Association) Şikago’da düzenlediği fuara, perakende sektöründeki genel mükemmellik, inovasyon ve yaratıcı görsel düzenleme konularını onurlandıran GIA (Global Innovation Awards) yani Küresel İnovasyon Ödülü’nü almak için katılan Porland, dünyada 30 ülkeden sadece sektörün önde gelen markalarına verilen Global Honoree 2019 Ödülü’nü de almaya hak kazandı. Haberin devamı https://chefsdergisi.blogspot.com/p/guncel-haberler-bultenler.html

Çarşamba, Şubat 13, 2019

MUTLULUK VEREN 10 BESİN


Özellikle büyük şehirlerde mutsuz olduğundan yakınanların sayısı giderek artıyor. Hele de güneş ışınlarının azaldığı, havaların soğuk ve kasvetli bir hal aldığı bugünlerde pek çok kişi kendini daha mutsuz ve güçsüz hissediyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Güleryüz başta kırmızı meyveler olmak üzere bazı besinlerin içerikleri itibariyle kişilerin kendilerini mutlu hissetmesini sağlayabildiğini belirterek “Günlük beslenmenizde mutlaka bu besinlere yer vermelisiniz” diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Güleryüz, mutluluk veren besinleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. Haberin devamı https://chefsdergisi.blogspot.com/p/saglik-olsun.html 

Kurutulmuş Domates ve Yeşillik Taneli Lay’s Fırından

Yeni Lay’s Fırından Yepyeni Bir Lezzet Deneyimi Sunuyor!

%50 daha az yağlı ve özenle üretilen Lay’s, sevilen Fırından serisine bir yenisini daha ekledi. Yeni Kurutulmuş Domates ve Yeşillik Taneli Lay’s Fırından, cips severlerin beğenisine sunuluyor.

Lay’s Fırından, fırınlandığı için müthiş lezzeti ve %50 az yağlı olma özelliği ile öne çıkıyor. Cips severlerin favorisi haline gelen Lay’s Fırından portföyüne “Kurutulmuş Domates ve Yeşillik Taneli” yeni lezzetini ekledi. Tulum peyniri ve Zeytin aromasıyla da harmanlanan Lay’s Fırından özellikle kadınların favori atıştırmalıkları arasında yer alıyor.

Salı, Şubat 12, 2019

Kendi gıdasını üretemeyen ülkeler tam bağımsız olamaz


“10 Şubat Dünya Bakliyat Günü” dolayısıyla bir açıklama yapan Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru, “Kendi gıdasını üretemeyen ülkeler tam bağımsız olamaz. Yerli üretimi teşvik eden devletimize üretici ve tüketici olarak destek olmalıyız” dedi.




Türkiye’nin lider bakliyat ve bulgur markası Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru, 10 Şubat “Dünya Bakliyat Günü” dolayısıyla bir açıklama yaptı. Açıklamasında, devletlerin temel gıda ve savunmada dışa bağımlı olamayacağını belirten Duru, “Kendi gıdasını üretemeyen ülkeler tam bağımsız olamaz. Tarımda sürdürülebilir üretimi, yeterli ve güvenilir gıdayı sağlamalıyız. Yerli üretimi teşvik eden devletimize üretici ve tüketici olarak destek olmalıyız” dedi.



Bakliyatın tüm dünyada geleceğin gıdası olarak görüldüğünü ifade eden Duru, daha ucuza satılan ithal bakliyatları tercih ettikçe, yerli üretimin güç kaybedeceğini söyledi.

Ülke ekonomisinin güçlü kalmasında yerli üretimin payının yüksek olduğunun altını çizen İhsan Duru, “Duru Bulgur Bakliyat olarak, yerli ürünlerimizi kullanıyoruz. Hem daha lezzetli hem de besinsel açıdan daha üstünler. İhraç ettiğimiz bulgur, kırmızı mercimek, pirinç gibi bakliyat ürünlerimiz dünyanın dört bir yanından yoğun talep görüyor. Yerli bakliyat ürünlerimizden vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Cuma, Şubat 08, 2019

Sütaş, yoğurtla ilgili soruları 44 yıllık ustalık ve uzmanlığıyla yanıtlıyor



Kurulduğu günden bu yana sofralarımızı doğal lezzetli süt ve süt ürünleriyle buluşturan Sütaş, yoğurdun doğal, besleyici, kıvamlı ve lezzetli olması için ustalıkla ve uzmanlıkla yapılması gerektiğinin altını çiziyor.

Tüketicilerine sunduğu doğal, sağlıklı, lezzetli ve yenilikçi ürünleri, Türkiye’de her 10 haneden 8’inde güvenle tercih edilen Sütaş, sofraların vazgeçilmez lezzeti, sağlıklı beslenmenin olmazsa olmazı yoğurtla ilgili yanlış bilinenlere doğru cevap sunmayı görev kabul ediyor.

Türk ve Anadolu kültürünün insanlığa armağanı, beslenme kültürümüzün eşsiz-benzersiz gıdası yoğurt, lezzetiyle sofralarımızın baş tacı olduğu kadar sağlıklı beslenmenin de olmazsa olmaz temel gıdaları arasında yer alıyor. Sağlıklı beslenme arayışları doğrultusunda, dünyanın her geçen gün tüketimini artırdığı yoğurt üzerinden yapılan tartışmalar, adı bize, özü bize ait yoğurdu sorgulatır hale getiriyor. Haberin devamı https://chefsdergisi.blogspot.com/p/guncel-haberler-bultenler.html


Çarşamba, Şubat 06, 2019

Caffe Nero yeni "kahve evi " konseptiyle Bebek'te

Caffè Nero, Bebek mağazasının açılışıyla misafirlerine yepyeni bir “Kahve Evi” deneyimi sunuyor.

Keyifle vakit geçirilecek mağaza atmosferi, günlük ve taze olarak mağazada hazırlanan kaliteli ve lezzetli yeni yiyecek seçenekleri ve baristaların hizmetlerine yansıyan ustalıklarıyla “kahve evi” kavramını farklı ve Caffè Nero’ya özgü bir konuma taşıyor.

Farklı ürün ve hizmetlerin katkısıyla 2019’da %30’luk büyüme hedefleyen marka, mevcut mağazalarının yeni konsepte dönüşümü ile birlikte 15 mağaza açarak 150 kişiye daha yeni istihdam sağlamayı planlıyor.  Haberin devamı https://chefsdergisi.blogspot.com/p/sektor.html

Sevgililer Günü klasiği Cafe Cadde


Bağdat Caddesi’nin çeyrek asırlık mekanı Cafe Cadde, 25 senedir şahitlik ettiği aşkları Sevgililer Günü’nde de ağırlamaya devam ediyor.

Sadece Bağdat Caddesi değil, İstanbul’un da bir klasiği haline gelen Cafe Cadde; mutfağında günlük hazırlanan taze, sağlıklı ve özenli mönüsü ile bu Sevgililer Günü’nde de aşkına özen gösteren sevenleri ağırlıyor. 
25 yıldır pek çok aşka şahitlik eden, güzel başlangıçlara vesile olan Cafe Cadde, her yaştan lezzet müdavimlerini sürekli yenilenen tatları ile mutlu etmeyi başarıyor.
Sevgililer Günü’nde keyifli bir nostalji yaşamak, özenli bir servis ve nefis yemeklerle romantik bir gece geçirmek isterseniz Cafe Cadde’de yerinizi ayırtmayı unutmayın.
Aşıkları güzel sürprizlerin beklediği Cafe Cadde, size ve sevdiğinize unutulmaz anılarla eşlik etmek için 14 Şubat'a hazırlanıyor.
Cafe Cadde, Bağdat Caddesi No: 349 Erenköy 02163027624  

Paşabahçe'den Midi Patisserie

Paşabahçe'den göz alıcı, zarif ve kullanışlı Midi Patisserie serisi ile
sofralarda şık sunumlar 



Paşabahçe, mini boylarıyla büyük beğeni toplayan ikonikleşmiş Patisserie ailesini genişletti. Ayaklı ve ayaksız iki farklı seçeneği ve birbirinden farklı kapak seçenekleri ile Midi Patisserie serisi özenli sofralar için şık ve modern sunumlar yaratıyor. 
3 farklı formda satışa sunulan Midi Patisserie serisi ayaklı sunum tabakları, estetik gravürleri, ince ayakları ve ışıltıları ile çay ve kahve yanı sunumlarını zenginleştiriyor. 

Midi Patisserie serisi ile lezzet sunumunuzu zarif ayrıntılarla taçlandırabilir ya da içine kurutulmuş çiçekler koyarak şık bir aranjman oluşturabilirsiniz.


Cam sektörünün küresel oyuncusu konumundaki Şişecam Topluluğu şirketlerinden Paşabahçe Cam Sanayii ve Ticaret A.Ş., cam ev eşyası alanında Avrupa’nın ikincidünyanın ise üçüncü büyük üreticisidir. İhtisaslaşmış mağazacılıkta özgün yapısıyla Türkiye’de lider olan ‘Paşabahçe Mağazaları’ da bünyesinde barındıran Paşabahçe Cam, 80 yıllı aşkın geçmişiyle Türkiye’nin en köklü kuruluşları arasında yer almaktadır. Otomatik ve el imalatı olarak 20 binin üzerindeki ürün çeşidiyle çok geniş bir müşteri kitlesine hitap eden ve ürünlerini 140 ülkeye ihraç eden Paşabahçe Cam, üretim faaliyetlerini Türkiye’de Kırklareli, Eskişehir ve Denizli fabrikalarında, yurt dışında ise Bulgaristan, Rusya Federasyonu ve Mısır’daki tesislerinde gerçekleştirmektedir.
www.pasabahce.com.tr

Salı, Aralık 25, 2018

Yeni yıl sofralarına özel bir lezzet


Bademli Başbaşı Bulgur Pilavı

Yeni yılın heyecanı içimizi sararken yılbaşı soframıza en çok yakışacak lezzetleri de seçmeye başladık bile. Yeni yılı karşılayacağınız sımsıcak sevgi dolu sofranıza özel bir lezzetle geliyoruz: Bademli Başbaşı Bulgur Pilavı. İşte aile ve dostları buluşturacak yılbaşı sofralarına tadına doyum olmaz bir lezzet tarifi. 


YENİ YILDA MUTFAKLARA ZARAFET KATIYOR


Elektrikli ev aletlerinin yenilikçi markası Fakir Hausgeräte’nin estetik, işlevsel ve ergonomik tasarımlı ürünleri yeni yılda evleri renklendiriyor…

Hareketin ve canlılığın rengi olan kırmızı, yılbaşında evlere zarafet getiriyor. Fakir Hausgeräte’nin birbirinden şık ürünleri, yeni yıla yepyeni ürünlerle girmek isteyenlere ya da sevdiklerini yılbaşı hediyesiyle mutlu etmek isteyenlere alternatif oluyor. Elektrikli süpürgeler, küçük ev aletleri, ütüler, kişisel bakım ürünleri ve ısıtıcıların yer aldığı geniş ürün gamı ile yeni yılda Fakir kırmızısı evinizi renklendiriyor. https://chefsdergisi.blogspot.com/p/mutfak-icin.html

Perşembe, Aralık 13, 2018

MANDALİNANIN 10 ÖNEMLİ FAYDASI



Kış aylarının vazgeçilmezi ve turunçgillerin baş tacı olan mandalina C vitamini başta olmak üzere içerdiği A, B vitaminleri, kalsiyum, lif, potasyum, demir, fosfor ile tam bir sağlık deposu. Bağışıklık sistemini güçlendirmekten kanser riskini düşürmeye, iştah kontrolünü sağlamaktan yüksek kan basıncını önlemeye kadar sağlığımız üzerinde pek çok önemli faydalar sağlıyor.Bu nedenle sofralarımızda düzenli olarak bulunmayı fazlasıyla hak ediyor. Ancak mandalinanın faydalarından en etkili şekilde yararlanmak için bazı kurallara dikkat etmek gerekiyor. Örneğin bol gözenekli bir kabuğa sahip olan mandalina diğer turunçgillere göre daha çabuk su kaybettiği için aldıktan sonra 2-3 gün içinde tüketmeniz biyo yararlılığı açısından önemli. Acıbadem Fulya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Müzeyyen Çelik mandalinanın sağlığımız üzerindeki önemli yararlarını anlattı, tüketirken nelere dikkat etmemiz gerektiği konusunda önemli uyarılarda bulundu! 




Bağışıklık sistemini güçlendiriyor
Zengin C vitamini içeriği ve flavonoidler sayesinde bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağlıyor.

Yeni hücrelerin oluşumunu destekliyor

B vitamininden de oldukça zengin olan mandalina vücutta DNA ve RNA oluşumunda görev alarak yeni hücrelerin oluşmasını destekliyor.

Kansere kalkan oluyor
İçeriğindeki folat sayesinde kansere yol açabilecek DNA değişikliklerini önleyerek akciğer, meme, kolon, yemek borusu ve mide kanseri gibi bazı kanser türlerinin gelişimini önlemede etkili oluyor. 

İştah kontrolünü sağlıyor
İçeriğindeki çözünür lif olan pektin daha uzun süre tokluk sağlıyor. Yapılan çalışmalara göre, mandalina obezite sorunu olan kişilerde iştah kontrolüne katkıda bulunarak kalori alımını azaltıyor. 

Yüksek kan basıncını önlüyor
Mandalinanın potasyum içeriğiyle yüksek kan basıncını önleyerek kalp krizi riskini azalttığı da, yapılan çalışmalar sonucunda tespit edilen faydaları arasında yer alıyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Müzeyyen Çelik ayrıca içeriğindeki flavonoidler sayesinde kolesterolün düşmesinde de etkili olduğunu belirtiyor.

Kemik erimesine karşı etkili
Potasyum aynı zamanda kemik sağlığı için de gerekli olan bir mineral. Mandalina içerdiği potasyum ve A vitamini sayesinde sağlıklı kemik gelişiminin sağlanmasında ve kemik erimesinin önlenmesinde etkili oluyor.

Yaraların daha hızlı iyileşmesine katkı sağlıyor
Mandalinada bolca bulunan C vitamini vücutta kollajen sentezi için önemli. Kollajen yaraların hızlı iyileşmesini sağlıyor.

Demirin emilimini artırıyor
C vitamini aynı zamanda besinlerle alınan demirin vücuttaki emilimini artırıyor. 

Göz hastalıklarını geciktirebiliyor
Mandalinada bolca bulunan A vitamini göz sağlığı için de önemli. A vitaminin yeterli alınması başta gece körlüğü olmak üzere makula dejenerasyonu ve katarakt oluşumunu geciktiriyor. 

Kan şekeri dalgalanmalarına karşı etkili
Mandalinada bulunan flavonoidler diyabetle savaşmada da rol oynuyorlar. Flavonoidler hastalığa neden olan molekülleri nötralize eden antioksidanlar. Uygun porsiyon tüketildiğinde (1 porsiyon meyve=2 küçük mandalina) kan şekerindeki dalgalanmaları önleyerek tatlıya olan ihtiyacı azaltıyor.

ÜÇ KURALA DİKKAT! 

Kabuğunu sakın atmayın
Mandalina kabuğunun altındaki beyaz lifler selülozik maddeler bakımından zengin oldukları için sindirim siteminin daha aktif çalışmasında etkili oluyorlar. Ayrıca beyaz liflerin içeriğindeki pektin de diyet lifinin bir bileşeni olduğu için kolesterolün düşürülmesine yardımcı oluyor ve kan şekeri dengesi sağlıyor. Bu nedenle mandalinanın beyaz kısımlarının atmayın ve meyveyle birlikte tüketin. 

Porsiyon kontrolüne dikkat! 
C vitamini suda eriyen bir vitamin olduğu için fazlası depolanmıyor, atılıyor. Bu nedenle yüksek miktarda tüketilen mandalinanın da 1 porsiyon (2 küçük adet) mandalinanın da vücuda sağlayacağı vitamin aynı. Beslenme ve Diyet Uzmanı Müzeyyen Çelik ayrıca yüksek miktarlarda tüketilmesinin bazı sağlık problemlerine neden olabileceğini belirterek, “Hassas bünyelerde ciltte kızarma ve döküntü gibi alerjik reaksiyonlar oluşabiliyor. Bunun yanı sıra içeriğindeki fruktoz şekeri nedeniyle diyabet hastalarında kan şekerinin yükselmesine sebep olabiliyor. Bu nedenle mandalina tüketirken porsiyon kontrolü çok önemli.” diyor. 

Çekirdeği varsa, mutlaka çıkarın
Çekirdeksiz türleri de bulunana mandalinayı tüketirken çekirdeklerinin çıkarılması gerekiyor. Çünkü çekirdeği apandisit organının tıkanmasına yol açabiliyor.

Mandalina kabuğundan detoks çayı 
Mandalinanın kabuğundan yapılan detoks çayları hem sindirim problemlerine iyi geliyor ve bağışıklığınızı destekliyor, hem de vücuttan toksin atılmasını sağlıyor. Bu çayların aynı zamanda yorgunluk ve uykusuzluk problemlerini azaltıcı etkileri de mevcut.
Hazırlanışı: 1 litre kaynayan suya, 2 küçük mandalinanın kabuklarını doğrayarak atın. Ardından ½ limon suyu, 1 çubuk tarçın, 5-6 adet karanfil 2 çorba kaşığı elma sirkesini ekledikten sonra 5 dakika daha kaynatmaya devam edin ve ocağın altını kapatın.

Perşembe, Kasım 29, 2018

JOLLY İLE KONYA ŞEB-İ ARUS ZAMANI



Mevlana, ölüm gecesinin ‘Şeb-i Arus’ yani düğün gecesi olarak anılmasını, yas, matem, ağlama yerine sevinç ve kutlama yapılmasını ister. Çünkü Hz. Mevlana’ya göre ölüm günü Sevgili’ye, Hakk’a kavuşma günüdür. Jolly Tur’un bu vuslat gününü yerinde anmak isteyenler için en yakın 7 Aralık 2018 tarihli, 1 gece konaklamalı Şeb-i Arus Turları bulunuyor. Birçok ilden çıkışlı uçak ve otobüs ulaşım alternatifi olan bu turun başlangıç fiyatı ise tören davetiyeleri dahil 379,80 TL olarak belirlendi.