Salı, Nisan 19, 2016

Siemens’ten mutfaktaki güçlü yardımcınız



Siemens Ev Aletleri’nin çırpma, yoğurma, doğrama, püre yapma, rendeleme, karıştırma ve kesme dahil 40’tan fazla fonksiyonu birden sunduğu MK82020 mutfak robotu, 1000 watt’lık gücüyle mutfaktaki en büyük yardımcınız olacak. Üstelik MK82020 mutfak robotu bu aya özel 1 ay iade garantili.






Geleceğin teknolojisini evinize taşıyan Siemens Ev Aletleri, 40’tan fazla özelliğiyle sıra dışı yemekler hazırlamanızı sağlayan MK82020 mutfak robotu ile hayatınızı kolaylaştırmaya devam ediyor. Özel üretim bıçağı sayesinde her seferinde kusursuz doğrama sağlayan MK82020, 1000 watt’lık gücü sayesinde de en sert yiyecekleri bile bir çırpıda rendeliyor, eziyor, doğruyor ve karıştırıyor.

Becerikli yardımcılar
3,9 litrelik geniş haznesiyle kullanım kolaylığı sunan MK82020 mutfak robotu, her türlü tarifin kolayca üstesinden gelmenizi sağlayacak birbirinden becerikli aksesuarları ile de fark yaratıyor. Doğrama, karıştırma ve çırpma işlemleri için 1,5 litre kapasiteli polikarbon mikser kabına sahip olan MK82020, hamur yoğurma aparatı ile de birbirinden lezzetli pasta ve börekleri zahmetsizce hazırlamanızı sağlıyor.

Çift taraflı dilimleme ve rendeleme diski ile meyve ve sebzeleri istediğiniz kalınlıkta doğrayabileceğiniz MK82020’nin paslanmaz çelikten diskleri yıllara meydan okuyor. Kolayca takıp çıkarılabilen narenciye aparatı ile taptaze içecekler hazırlayabileceğiniz MK82020 mutfak robotu, bembeyaz tasarımıyla da mutfağınıza şıklık katıyor.

Emniyet kilitli kapak tasarımı sayesinde karıştırma kabı ve mikser için ekstra güvenlik sağlanırken, kaymayı engelleyen lastik ayaklar ise mutfak robotunuzun sarsıntısız bir şekilde çalışmasına yardımcı oluyor.

587 TL’ye sahip olabileceğiniz MK82020 mutfak robotunda, Nisan ayına özel 1 ay iade garantisi de bulunuyor

Çarşamba, Nisan 13, 2016

Fairy ile yeni fikirlerle "akıllı ekonomi" dönemi


Fairy Ekonomisi ile hayatın her alanına yönelik akıllı fikirler ve pratik çözümler

Mutlu sofralardaki bulaşıkları 2 kat daha fazla yıkayarak ekonomik olduğunu kanıtlayan Fairy, hayatın her alanında tasarrufun önemini vurgulayacak, ev yaşamına yeni fikirler ve pratik çözümlerle ışık tutacak “Fairy Ekonomisi” projesiyle karşınıza çıkıyor.
Ekonomi deyince aklımıza hep en ucuz olanı almak gelir, oysa kaliteli, güçlü performanslı ve uzun ömürlü ürünler kullanmak aslında çoğu zaman çok daha ekonomiktir. Üstelik günlük hayatımızda hiç farkında olmadığımız bazı ufak tasarruf ipuçları ile hem ekonomi yapmak hem de ev hayatını keyiflendirmek oldukça kolay. Yapılan araştırmalar tüketicilerin güçlü yağ çözme performansına ek olarak, daha az deterjanla daha fazla bulaşık yıkayabilmek istediğini gösteriyor. Bu ihtiyacı dikkate alarak geliştirilen Fairy, sıradan küçük boy deterjanlara göre 2 kat daha fazla bulaşık yıkayarak ev ekonomisine de katkıda bulunuyor. Fairy’nin ev ekonomisine yaptığı katkıdan ilham alarak ortaya çıkan “Fairy Ekonomisi” kaliteden ödün vermeden akıllı ve pratik çözümlerle evde ekonomi yapabilmek anlamına geliyor.

Proje kapsamında oluşturulan “Fairy Ekonomistleri” ekibinde Araştırmacı Yazar ve Yemek Danışmanı Gülhan Kara, Para Danışmanı Özlem Denizmen, Çocuk Gelişimi Uzmanı Sibel Özdemir, Anne Bebek Blogger’ı Ece Kumkale ve Dekorasyon Blogger’ı Merve Gizem Oluş yer alıyor.

Fairy Ekonomist’i ve Araştırmacı Yazar ve Yemek Danışmanı Gülhan Kara, Fairy Ekonomisi projesi için 30 adet ekonomik ve pratik yemek tarifi hazırladı. Zeytinyağlı Enginar’dan, Kabaklı Otlu Omlet’e, Sebzeli Yaz Böreği’nden Çilekli Puding’e kadar her damak tadına hitap eden tariflerin hazırlanma süresi ve bütçesinin oldukça düşük olmasıyla ev ekonomisine de katkıda bulunuyor.

Araştırmacı Yazar ve Yemek Danışmanı Gülhan Kara; “Hesaplı alışverişle başlayan ekonomik davranış, evde tüketim sırasında da devam ederse 'akıllı ekonomi' yapılmış olur. Eğer aldıklarımızı kullanırken, pişirirken, saklarken müsrif ya da dikkatsiz olursak yapılan ekonomik alışverişin de pek bir anlamı kalmaz. Bulaşıkları yıkarken daha az deterjanla daha fazla bulaşık yıkayabilmek de Fairy’nin mutfağımıza sağladığı akıllı ekonomidir” diyor.

Para Danışmanı Özlem Denizmen; “Ev ekonomisi deyince hemen ucuzunu alayım, zaten hepsi yıkıyor, zaten hepsi aynı diyerek, tasarruf yaptığımızı düşünebiliriz. Kalite sanki çok önemli değilmiş gibi gelir. Kaliteli ürün kullanmak başlı başına bir ekonomidir. Bir ürünü alacağımız zaman fiyatına en son bakılmalıdır” diyor.

Çocuk Gelişimi Uzmanı Sibel Özdemir; “Ebeveynler çoğu zaman çocuklarına yetemediğini “iyi bir ebeveyn” olamadıklarını düşünür. Bu durumu telafi edebilmek için eve dönüşte çocuklarına çoğu zaman hediye alırlar. Halbuki, çocukların özellikle küçük çocukların bütçeyi kullanarak bir şeyler satın almaya ihtiyaçları yoktur. Onların sadece ebeveynleriyle birlikte kaliteli zaman geçirmeye ihtiyacı vardır” diyor.

Anne Bebek Blogger’ı Ece Kumkale; “Evde her zaman bulunabilecek pratik ve ekonomik malzemelerle çocuklarınızla kaliteli zaman geçirmek ve onların gelişimini sağlamak mümkün. Oyun için pahalı oyuncaklardan ziyade yaratıcılığı teşvik edecek malzemeler tercih edilmeli” diyor.

Dekorasyon Blogger’ı Merve Gizem Oluş; “Fairy Ekonomisi projesinin “akıllı ekonomi” felsefesine uygun olarak evimizi kendi zevklerimizi ve tarzımızı yansıtacak “kendin yap” projeleri dekore edebiliriz ve güzelleştirebiliriz. Geleneksel olarak en büyük alışkanlıklarımızdan birisi saklama-atamama huyudur. Evlerimizde nasıl değerlendireceğimizi bilemediğimiz, atmaya kıyamadığımız, "ben bundan bir şey yaparım" dediğimiz eşyaları kendin yap projeleri ile hayata kazandırabiliriz” diyor.
Siz de #FairyEkonomisi hashtagiyle tasarruf sağlayan akıllı ve pratik çözümlerinizi paylaşarak bu harekete katkıda bulunabilirsiniz.
Fairy ile zorlu bulaşıklara meydan okuyun…
Tüketicilerin yaşamlarını iyileştirmeye odaklanan P&G markası Fairy, sıradan küçük boy deterjanlara göre 2 kat fazla bulaşık yıkıyor. Böylelikle Fairy daha az miktarda deterjanla daha çok bulaşık yıkayarak ev ekonomisine katkıda bulunuyor.
2010’da Türkiye pazarına giren Fairy, tüketicilerin yoğun beğenisi üzerine 3 yıl gibi kısa bir sürede pazar liderliğiyle ödüllendirildi ve 6’nci yılında da liderliğini koruyor.





Salı, Nisan 12, 2016

"Kinoa"mı? "Bulgur"mu?

Nihayet kinoa ve bulguru karşılaştıran bir içerik tablosu yapılmış! Kinoa'yı bir türlü kabullenememiş, bulgur varken bunun ne işi var mutfağımızda? diye karşı çıkmıştım. Bu sabah gelen bu basın bültenini hemen paylaştım.. Bulgur 1 numara! 

1gr protein farkı ne kadar da abartıldı.. Tabloya bakınca bizim bulgurumuzun kıymetini bilmemiz gerektiği bir kez daha kanıtlanmış oldu..

Diyette bulgur mu, kinoa mı tercih edilmeli ? 


Uzmanlara göre, son günlerin popüler diyet ürünü olarak diyet listelerine sokulan kinoa, sağlıklı zayıflamak için ideal bir besin değil. Uzmanlar, kinoanın abartıldığını belirterek, diyetlerde kinoa yerine lif oranı ve beslenme değeri daha yüksek olan bulguru tavsiye ettiğini söyledi. Yerli bulgur ile ithal kinoayı karşılaştıran uzmanlar,tok tutucu özelliği, lif ve yağ oranı ve fiyatının uygunluğu nedeniyle hem beslenmede hem de diyette bulgurun tercih edilmesi gerektiğinin altını çiziyorlar.

Son zamanlarda popüler diyet listelerine giren ve gündemde tutulan kinoa, uzmanlara göre, zannedildiği gibi diyetlerde mucize bir besin değil. Uzmanlar, kinoa ve bulgurun besin değerlerini karşılaştırarak, bulgurun daha üstün özellikler taşıdığını belirtti. 

“Bulgurdaki lif miktarı kinoadan daha fazla. 100 gram bulgurda 8,2 gram lif varken, kinoada bu oran 5,1. Lifli yiyeceklerin tok tutucu özelliği olması nedeniyle kilo kontrolünde önemli bir rolü var. Ayrıca sindirim sisteminin çalışması açısından da lifli gıdalar çok faydalı. Bu yüzden diyetlerde kinoa yerine, lif bakımından daha değerli olan bulgurun tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Bulguru tercih etmemizin bir diğer nedeni de kinoaya göre daha az yağlı olması. Kinoadaki yağ oranı bulgurun 7 katı. 100 gram bulgurda 0.86 gram yağ bulunuyorken, kinoada 7.33 gram yağ bulunuyor ”

Bulgurun yağ oranı düşük, fiyatı uygun

Ülkemize Güney Amerika’dan ihraç edilen kinoa, uzaklardan geldiği için bulgura göre 20 kat daha pahalı. Kinoa, özellikle glutensiz zayıflama diyetleri için de tavsiye ediliyor. Oysa uzmanlara göre glutensiz gıdaları tüketmek doğru değil. 

Uzmanlar glutensiz beslenme konusunda da şu uyarılarda bulundu: “Eğer glutene karşı bir alerjik durumunuz yoksa, ‘Glutensiz’ diyetlerden kaçınmalısınız. Eğer diyet ve kilo kontrollerinizde buğday alımını tamamen durdurursanız, buğdayın içinde bulunan B vitaminleri de almamış oluyor ve sağlıklı olan metabolizmanızı hastalıklara karşı dirençsiz hale getiriyorsunuz. Yaz mevsimi geldiği için herkes de bir zayıflama telaşı başladı. Diyet listelerinde Kinoa ve bulgur rekabeti var. Ancak sağlıklı zayıflamak isteyenlere bulgur tüketmelerini tavsiye ediyoruz”

Bulgur – Kinoa Karşılaştırması (100g ) 

Besin Değerleri 

Bulgur

Kinoa

Enerji (kcal ) 

338

334

Karbonhidrat (g)

70.2

50.83

Protein (g) 

12.2

13.67

Yağ (g)

0.86

7.33

Lif (g)

8.2

5.1

Potasyum (mg)

328

529

B1 vitamini ( mg)

0.31

0.36


Çarşamba, Nisan 06, 2016

Gülhan Kara Pastacılık Okulu'nda

Profesyonel pastacılık kursları hafta sonları ve hafta içi uygulamalı olarak devam ediyor!


Tüm pastane ürünleri, unlu ve mayalı mamuller, çikolatalaı, kremalı, meyveli yaş pastalar, ekler-profiterol ve onlarca çeşit harika ürünler.. Eğitmen şef Olcay Özdemir ile birlikte yapılıyor. 


Pastacılğın master'ını burada yapın..

El yapımı Çikolata Kursu, Macaron Kursu, Şeker Hamuru ile Butik Pasta Tasarım Kursu, İtalyan Pizza Kursu

Tüm malzeme okulumuz  tarafından sağlanmakta, her katılımcı verilen malzeme ile ustayla birlikte kendi pastasını yapmaktadır. Kontenjanımızı, sizlerin en iyi şekilde eğitim alması ve verimli olması için maksimum 4-5 kişi ile sınırlı tutuyoruz. 
Kurslarda yaptığınız pastalarınızı sevdiklerinizle paylaşmak üzere kutulara koyup götürebilirsiniz. Uygulanan çeşitlerin reçeteleri yazılı olarak verilmektedir.
İsminizin özel işleme yapıldığı Şef ceket-önlük takımı hediyemizdir.

Kayıt ve daha fazla bilgi için 0212 2447692- 05336810908 nolu telefonlardan bizi arayabilir,
kurs@gulhankara.com adresine mail atabilir, veya http://www.gulhankara.com/ sayfamızdan başvuru formu gönderebilirsiniz.

Büyükdere Caddesi, Oya sokak Devran Apt. B blok No: 2 Kat:1 Esentepe-Şişli- İstanbul

Kurs tarihlerini, içeriklerini ve ücretleri görmek için ve detaylı bilgi için http://www.gulhankara.com/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Pazartesi, Mart 21, 2016





Arzum'un 50. yılında, yeni reklam filminde 

"değerli eller" başrolde



 


Arzum'un yeni reklam kampanyasının başrolünde kadınların "değerli elleri" var. Arzum, kampanyada kadınlara "Sen dokunursun değişir dünya" mottosu ile sesleniyor. Filme unutulmayan “Eller eller” şarkısı eşlik ediyor.


Türkiye elektrikli ev aletleri sektörünün lider markası Arzum'un yeni kampanyasında başrol "değerli eller”in. Kadınların marifetli elleriyle, evlerini ve hayatlarını güzelleştirmesini konu alan reklam filmi, “Yaşam, senin değerli ellerinde şekilleniyor, güzelleşiyor...” ifadesi ile kadınların dünyasına ayna tutuyor. Arzum, kampanyada kadınlara "Sen dokunursun değişir dünya" mottosu ile sesleniyor. Filmde, kişisel bakımdan gıda hazırlamaya; sıcak içecek hazırlamadan elektrikli süpürgeye kadar Arzum'un çeşitli ürünlerini kullanan; oje süren, bezelye ayıklayan, hediye paketi yapan kadın elleriyle, marka ve kadınlar arasındaki ilişki vurgulanıyor.

Unutulmayan "Eller Eller"
Reklam filmine Mustafa Sevilen’in unutulmayan “Eller eller” isimli şarkısı eşlik ediyor. Şarkının kampanya için hazırlanan yeni versiyonu ise "Çırpar karıştırır, gözleri kamaştırır, dokundukça parlatır, değerli ellerimiz..." sözleri ve dinamik melodisiyle akılda kalıyor. Toplanan elektrikli süpürge kablosunu izleyen bebeğin tatlı şaşkınlığı da filmin sempatisini arttıran bir unsur olarak öne çıkıyor.

Kadınların renkli dünyası
En trend renklere sahip ürünleriyle kadınların beğenisini kazanan Arzum, reklam filminin dekorasyonunda da, kadınların çok beğendiği Arzum Marin Serisi'nin huzur veren uçuk mavisini ve Mercan Serisi'in pembeye çalan enerjik rengi mercanı kullanarak kadınların renkli dünyasının altını çiziyor.

Sen dokunursun değişir dünya
Bu yıl 50. yılını kutlayan Arzum'un, kadınlara seslendiği yeni kampanyasında yer alan ve önümüzdeki dönemdeki yeni mottosu "Sen dokunursun değişir dünya", iki yıl süren araştırmalar sonucunda kadınların Arzum'u evlerinde ve hayatlarında en önemli yardımcısı olarak görmesi sonucu ortaya çıktı.

Kampanya link:

Perşembe, Mart 10, 2016


“Her yer bir yere benzer, Artvin sadece kendine benzer”


Tereyağlı kuymak, lor çorbası, cağ kebabı, pestil, pekmez, çeşit çeşit peynirler… Çoruh nehrinin suladığı topraklarında, dağında taşında zeytin de yetişiyor dut da ceviz de. Tarıma uygun toprağı olsa kavun-karpuz da yetişir, öyle bir iklim var buralarda… Buralar ülkemin en kuzey doğusunda, Gürcistan sınırında, Kars ve Erzurum’a komşu Artvin.
Devamı için: http://chefsdergisi.blogspot.com.tr/p/scack-hlamur-kokusu-ks-geldiginde-evde.html

MİSA Detoks Kürleri: Arındırıcı Etki!

Alternatif paket seçenekleriyle modern mutfağın sembolü MİSA’nın uzmanlar tarafından hazırlanan, hijyen, doğallık ve kalitenin her daim ön planda tutulduğu, besin değeri yüksek Soğuk Sıkım Detoks Menüsü ile kış aylarının ağırlığından kurtulun.
 
Markanın yaratıcısı Pınar Sabancı’nın sağlıklı beslenmeye olan ilgisi ve eğitimi ile bir çatı altında toplanan MİSA, mutlu, ince, sağlıklı beslenme düzeniyle ruhunuzu ve bedeninizi yeniliyor.
 
Parlayan bir cilt…
MİSA Soğuk Sıkım Detoks İçecekler, gün boyu sindirim sisteminizi dinlendirirken, içinde barındırdığı vitamin ve mineral deposuyla, cildinizi güzelleştirip, sağlıklı bir görünüme kavuşmanızı sağlıyor. Bağışıklık sisteminizi güçlendirerek enerjinizi arttırıyor, ödem atıp kilo vermenize yardımcı oluyor.
 
Normal meyve-sebze sularına oranla 5 kata kadar daha fazla vitamin ve mineral içeriğine sahip olan soğuk sıkım içecekler, ağırlıklı sebze severler için MİSA Yeşil detoks, daha çok meyve & sebze karışımı tercih edenler için ise MİSA Rengarenk detoks kürü olarak ayrılıyor. Soğuk kış günlerinde ise detoks içecekler, MİSA Vitamin çorbası eşliğinde servis edilerek içinizi ısıtıyor.
 
MİSA Dekupe Görselleri:
 
MİSA Hakkında:
 
MİSA’nın kurucusu Pınar Sabancı, liseyi Robert Kolej’de okuduktan sonra, Amerika’da Babson College’da girişimcilik bölümünden mezun oldu. Beslenmeye olan ilgisi üniversite yıllarında başladı. Mezuniyet sonrası New York’ta yaşadığı dönemde de çeşitli sağlıklı beslenme paketlerini deneyip, benimsedi. Sağlıklı beslenme üzerine dersler alarak başarıyla tamamlayan, katıldığı çeşitli programlar sonrası American Association of Nutritional Consultants’ın üyesi olan Pınar Sabancı’nın aklında her daim sağlıklı beslenmeye dair bir iş kurmak vardı. Türkiye’ye döndükten sonra MİSA’yı hayata geçirerek bu hayalini gerçekleştiren, aynı zamanda kendi blog unda sağlıklı yemek reçeteleri ve keşifler sunan Pınar Sabancı, MİSA bünyesinde barındırdığı genel müdür, müşteri temsilcileri, gıda mühendisi, ve gurme aşçılardan oluşan güçlü ekibiyle en son teknolojilerle donatılmış mutfağından çıkan paketlerle doğru beslenmenin sırrını paylaşıyor.
 

Pazartesi, Mart 07, 2016

“HAYATIM YENİBAHAR” KADINLARI EATALY’DE!

Hayatım Yenibahar projesi kapsamında Mardin’in etnik temalarından esinlenerek üretilen takılar, Cercis Murat Konağı’nın kurucusu Ebru Baybara Demir’in Cercis Murat Mutfağı Restoranı’yla kadınlara ve çocuklara destek vermek ve seslerini duyurmak için 8-20 Mart tarihlerinde Eataly İstanbul’da!




90’lı yılların sonunda zor şartlarda sadece iyi yemek pişirmesini bilen kadınlarla Cercis Murat Konağı’nı hayata geçiren Ebru Baybara Demir’in 5 kadınla başlatıp, bugün 11 kadın üreticinin aktif olarak üretim yaptığı atölye Mardin’in yaşadığı zor günlere rağmen ayakta kalmaya çalışıyor. Ebru Baybara Demir “Ben yanımda çalışanlarla 16 yıldan beri birlikteyim. Her şeyi birlikte öğrendik. Şimdi onlara gidin diyemiyorum. Diyemem de. Bütün bu yaşadıklarımızı günün birinde geride bırakabilmemiz için de birilerinin burada ve ayakta kalması lazım.” diyerek, hem işletmesinin ayakta kalmasını sağlamak, hem de çalışanları işten çıkarmamak için kolları sıvamış. İşletmesinde çalışan 5 kadın aşçı ile birlikte, Mardin’in geleneksel el sanatlarını yeniden yorumlayarak hediyelik takı,anahtarlık, tespihlerin üretildiği “Hayatım Yenibahar” atölyesini kuruyor ve bu proje bölgede yaşanan olumsuz gelişmeler sonucu ekonomik hayatın durma noktasına geldiği bir dönemde kadınlara umut veriyor.

Ebru Baybara Demir’in 5 kadınla başlattığı ve şuan 11 kadın üreticinin aktif olarak üretim yaptığı atölyenin çalışan kadınlarının hikayelerinin anlatıldığı “fotoğraflardan oluşan “Hayatım Yenibahar Fotoğraf Sergi’si 8 Mart günü yapılacak lansman ile birlikte 20 Mart tarihine kadar Eataly’de ziyaret edilebilecek.

Cercis Murat Restoranı ve Eataly’nin Executive Şef’i Claudio Chinali ve ekibinin birlikte hazırladığı Mardin yöresinin tadına doyulmaz lezzetleri Eataly ziyaretçilerinin beğenisine sunulacak. Eataly marketinde, Mardin mutfağının meşhur bulgur, çörek çeşitleriyle yöresel lezzetlerinden Mardin badem şekeri satışa sunulacak. Mardin’in geleneksel lezzetlerinin yanı sıra Hayatım Yenibahar Projesi’ne destek amaçlı Hayatım Yenibahar kadınlarının hazırladığı anahtarlıklar ve defterler Eataly içerisinde oluşturulan özel standlarda satışa sunularak tüm geliri Hayatım Yenibahar projesine bağışlanacak.

Bu yöresel lezzetlerin mükemmel uyumunu tatmak için 8-20 Mart tarihlerinde Eataly İstanbul’a uğramayı unutmayın!

Eataly Mutfak Atölyesi Cercis Murat Workshopları

1.Mardin mutfağı meze eğitimi:
10 Mart 2016 Perşembe saat 14:00 – 17:00
Firik salatası
Kurutulmuş Domates Salatası
Cevizli Zeytin Salatası
Humus
Muammara
Biberli Yoğurtlama
Tahinli Patlıcan Salatası
Kurutulmuş Domatesli Küflü Yoğurt
Soğanlı, Yoğurtlu Bulgur Köftesi
Nar Ekşili Cevizli Havuç Salatası

2.Bulgur pilavı çeşitleri eğitimi :
14 Mart 2016 Pazartesi saat 19:00 – 22:00
Sarımsaklı şehriyeli bulgur pilavı (savur ilçe mutfağı)
Bıçak kıyması ile naneli bulgur pilavı (Süryani mutfağı)
Kuzu etli firik pilavı (Mardin Ova mutfağı)

3. Mardin mutfağı yemekleri :
17 Mart 2016 Perşembe saat 12:00 – 15:00
Ana Yemek
Tarçınlı Patlıcanlı Mahlepli Pilav ( Geleneksel Süryani Yemeği)
İçli Köfte ( Kızarmış İçli Köfte)
Meze (Sarımsaklı Bulgur Köftesi) veya Bulgur Pilavı

Cuma, Şubat 26, 2016

BEYOĞLU'NUN NOSTALJİK MEKANI 1924 AÇILDI

Beyoğlu'nun tarihi mekanı 1924'ün resmi açılışı, 23 Şubat Salı günü Beyoğlu Belediye Başkanı Sn. Ahmet Misbah Demircan'ın katılımıyla gerçekleşti.

Beyoğlu'nun klasikleşmiş Rus Lokantası aynı yerinde, 360 Entertainment Group tarafından 1924 İstanbul ismiyle tekrar hayata geçti. İçindeki tarihi dokusu, her köşesine sinmiş anıları ve Doğu Avrupa Mutfağı ile yeni ruhunu kazanan 1924'ün resmi açılışı, Beyoğlu Belediye Başkanı Sn. Ahmet Misbah Demircan'ın katılımıyla gerçekleşti.

Eski kimliği ve yenilenmiş mimarisi ile geçmişi geleceğe taşıyan 1924, 1920'lerden günümüze İstanbul klasikleri arasında önemli bir yer tutuyor. 1924, gümüş şamdanları, o yıllara ait çatal bıçak takımları, klasik haline gelmiş dokusu ve tarihi atmosferiyle geçmişi geleceğe taşırken usta şefler tarafından hazırlanan "Doğu Avrupa" mutfağı, damaklarda eşsiz tatlar bırakıyor. 1924, özel aksesuarları, müzikleri ve benzersiz dokusuyla İstanbul'da Rus kültürünü yaşatıyor. Geçmişten bugüne sanatçıların, yazarların, şairlerin ve aydınların değişilmez mekanı olan 1924, tarihi binasındaki büyülü atmosferine tüm İstanbulluları davet ediyor.

Adres: İstiklal Cad. Olivya Geçidi no:7/A Galatasaray Beyoğlu İstanbul
Tel: 0212 243 8 360 / 361

Sağlık, lezzet ve enerji taneleri DURU BULGUR


Beslenme ve Gıda Uzmanı Diyetisyen Seçil Kenar, soğuk kış günlerinde enerji ihtiyacını karşılamak için kan şekerini ve insülin hormonunu yükselten basit karbonhidratlı yiyecekleri değil, vitamin ve mineraller bakımından oldukça değerli, kompleks karbonhidrat olan bulgurun tercih edilmesi gerektiğini belirtti.


Besin değerinin yüksek olması ve vücuda sağladığı yararlar açısından beslenmemizde oldukça önemli bir yere sahip olan bulgurun faydaları saymakla bitmiyor. Beslenme ve Gıda Uzmanı Diyetisyen Seçil Kenar, soğuk kış günlerinden kaybedilen enerjinin bulgurdan karşılanabileceğini söyledi. Havanın soğuk olmasından dolayı, vücudun kendi ısısını sabit tutmak için fazladan enerji harcadığını belirten Kenar, “Enerjinizi, şeker ve çikolatadan değil bulgurdan karşılayın” dedi.

Günlük enerji ihtiyacının %55-65’ini karbonhidratlardan karşılanması gerektiğini hatırlatan Kenar, enerji ihtiyacını karşılamak için kan şekerini ve insülin hormonunu yükselten basit karbonhidratlı yiyecekleri değil, vitamin ve mineraller bakımından oldukça değerli, kompleks karbonhidrat olan bulgurun tercih edilmesi gerektiğini belirtti. Kenar, kışın gribal enfeksiyonlara karşı vücut direncini artırmak için, mineral ve vitamin kaynağı bulgurun sofralarda daha fazla yer alması gerektiğinin de altını çizdi.
Bulgur Şişmanlatmaz!
Sanılan aksine bulgurun şişmanlatmadığını özelikle diyetlerde ve kilo kontrollerinde önerildiğini de belirten Seçil Kenar, şunları kaydetti: “2004 yılında Türkiye’ye bulguru araştırmak için gelen Avustralya Curtin Üniversitesi Öğretim Üyesi Vicky Solah ve ekibinin 2007 yılında Avustralya’da yaptığı araştırma, bulgurun çok önemli bir diyet besini olduğunu göstermiştir. Bulgurun pirince kıyasla daha fazla tokluk hissi verdiği kanıtlanmıştır. Çalışmada, bulgurun açlığı bir-bir buçuk saat civarında geciktirdiği tespit edilmiştir.”

Bulgurda vitamin kaybı olmuyor
Makarnanın aksine bulgur, suyunun çektirilmesiyle hazırlandığı için pişirim esnasında herhangi bir vitamin kaybı yaşanmıyor. Üretim esnasında da bulgur, un haline gelmediği ve tane formunda kaldığı için besin değeri olarak tam buğdaya yakındır. Makarna ve pirinçten besin değeri olarak çok daha üstün olan bulgur salatadan dolmaya, çorbadan köfteye kadar tüm yemeklerde kullanılabilir. Bulgurla yapılan tarifler için Duru Bulgur Yayınlarından çıkan Tarihinden Tarifine Bulgur kitabı referans olabilecek bir kaynaktır.

Çarşamba, Şubat 10, 2016

GEZİ İSTANBUL'DA KAHVALTI...

GEZİ İSTANBUL BRASSERIE’LERDE
DOĞAL, KATKISIZ, TAZE LEZZETLERLE KAHVALTI KEYFİ…
  

İstanbullular'ın Taksim ve Pastane deyince ilk aklına gelen isimlerden biri Gezi Patisserie'dir. Özellikle kruvassan'larının ve çikolatalarının müdavimleri vardır.. Geçtiğimiz günlerde yemek - mutfak yazan blog sahibi bir kaç dostumla birlikte Aynur Kıran'ın daveti üzerine Göktürk'daki Geziİstanbul'da kahvaltı sofrasında buluştuk.











Gezi İstanbul kahvaltı menüsünün en büyük özelliği tüm yeşilliklerinin kendi tarlalarından, kahvaltılık tüm ürünlerin ise kaynağından özel olarak seçilerek masanıza geliyor olması. Yumurtalar, Gezi İstanbul’un kendi tarlasının doğal ortamında yetişen tavuklardan günlük olarak temin ediliyor. Ekmekler, özel harman un ve ekşi maya kullanılarak odun fırınında pişirilip sıcacık ve çıtır çıtır tazecik masanıza geliyor.

Şef Necdet Tunca masaya gelen tüm peynirlerin özelliklerini, nereden geldiklerini anlattı. 
Ekşi mayalı tam buğday ekmek ve Çavdar ekmekleri odun ateşinde pişiyor. Pizzalar da öğle ve akşam saatlerinde aynı fırından çıkıyor. Kahvaltıda 12 çeşit peynir, reçel, zeytin, tereyağı, bal, kaymak ve taze taze demleme çay sunuluyor. Kişi başı 35 TL. 
Taksim'deki adresinde haftanın 7 günü kahvaltı servisi var. Göktürk'de ise sadece haftasonu. Menude spesiyal olarak yoresel mıhlama (kuymak), pancake, bal ve yoğurt ile şfin özel karışımı olan taze meyveli Granola ve EggsBenedick gibi seçenekler sunuluyor.

 

Mayıs ayında yeni konsepti ile kapılarını açan Gezi İstanbul Taksim’in ardından Gezi İstanbul Göktürk de aynı konseptte hizmete açıldı. Haftanın 7 günü her sabah 08.00’de servise başlayan Gezi İstanbul Brasserie Göktürk şubesinde, hafta sonları zengin kahvaltı menüsü seçenekleri de bulunuyor.


Yılların deneyiminin brasserie konseptiyle harmanlandığı Taksim Gezi İstanbul Brasserie’de yiyecekler sipariş alındıktan sonra doğal, katkısız, taze, kaliteli, el yapımı malzemeler kullanılarak hazırlanıyor. Ekmekler özel harman un ve ekşi maya kullanılarak odun fırınında pişirilirken, sebze ve meyvelerin çoğu kendi bahçesinde doğal şartlarda yetiştiriliyor. Yüksek standartlarıyla yeme-içme sektörüne sıra dışı bir bakış açısı getiren Gezi İstanbul, tüm marka ve ürünleriyle müşterilerine kalite garantisi veriyor.
İnönü Caddesi No:5 Taksim / İstanbul  444 76 39 info@geziistanbul.com

Gezi İstanbul hakkında bir kaç not:
İlk olarak 1987 yılında İstanbullulara hizmet vermeye başlayan Gezi Patisserie, yeme-içme kültürüyle ilgili İstanbulluların iyi bildiği bir marka. Gezi Patisserie, uzun yıllar boyunca Avusturya pastaları, Belçika’dan ithal edilen en iyi kuvertürlerle üretilmiş %100 el imalatı çikolataları, Fransız ve Türk geleneksel hamur işlerinin en lezzetli örneklerini üretmesiyle ünlendi. 2001 yılında İçmimar Tülin Kıran ve Y. Mimar M. Hakan Kıran’ın devraldığı Gezi Patisseri eartık Gezi İstanbul ismiyle sadece pastane olarak değil, brasserie ve restaurant konseptiyle deİstanbulluların; özellikle entelektüel ve aydın lezzet düşkünlerinin en sevdiği uğrak noktalarından biri haline geldi.  

Perşembe, Şubat 04, 2016

Damla sakızlı su

Suya damla sakızı katılması yönteminin içme suyunu arıtmak ve içimi daha keyifli hale getirmek amacıyla, bu basit fakat büyüleyici fikrin kullanıldığı eski Mısır'da dört bin yıl önce başladığı söylenmektedir. 

Damla Sakızı, Sakız Adası ile özdeşleşmiştir. Sık sık korsanlar tarafından tehdit edilen, bir zamanlar Bizans hakimiyetinde bulunan kozmopolit bir Yunan adası olan Sakız Adası, İyonyalılar hakimiyetinde gelişmiş ve uğruna Cenevizliler ve Venedikliler savaşlar vermiştir. Osmanlı hakimiyetine geçtiği tarihten günümüze kadar, gövdesinin hafifçe çizilmesiyle ortaya çıkan reçinenin toplanması, sakız reçinesi toplayıcılarının işi olmuştur.
Aynı geleneksel toplama yöntemi, Sakız Adası'nın ortaçağdan kalma 24 köyünde gelecek nesillere bir miras olarak günümüzde de kullanılmaktadır.
Sakız ağacı reçinesinin kıymetli gözyaşları Sakız Adası'nın eşsiz sakız ağaçlarından akmakta ve elde edilmektedir. Doğa Ana'nın değerli bir hediyesi olan sakız reçinesi, hem lezzeti hem de kanıtlanmış yararlı özellikleri nedeniyle çeşitli şekillerde kullanılmaktadır. Doğal, aromatik ve kristalize bir reçineye sahip olan damla sakızına iyileştirici özellikleri nedeniyle zamanın başlangıcından bu yana saygı duyulmuştur. Antik çağlardaki güzellik ürünlerinde, Dioscourides ve Hipokrat'ın tıbbi tedavilere yönelik botanik çalışmalarında kullanılmıştır.

Doğanın bu paha biçilmez hediyesi, yaşam sunar ve yaşamın devam etmesini sağlar. Gücün, saflığın, gençleşmenin ve bereketin sembolüdür.Doğal aromalı damla sakızlı su, buhar kullanılarak saf damla sakızının damıtılması ile elde edilen bir üründür. Lezzetli, doğal, şekersiz ve kalorisiz Mastiqua'ya tüm benzersiz ve faydalı özelliklerini bu damla sakızı sağlar.
Sağlık, lezzet, keyif…

MASTIQUA'nın karakteristik aroması ve taze damla sakızı lezzeti gece veya gündüz olsun her anı güzelleştirir. Canlandıran, gençleştiren ve harika hissettiren alternatif bir ferahlık sağlar.
Alkolsüz bir içecek olarakMASTIQUA'yı tek başına soğuk için ya da MASTIQUA'yı bir bardak kahve ile veya hazım kolaylaştırıcı olarak yemekle birlikte deneyin. İster güne başlarken dinçlik ve ferahlık kazanmak için, ister akşamüstü veya geç vakit MASTIQUA’yı yaratıcı kokteyller hazırlamada da kullanabilirsiniz. http://www.mastiqua.com/tk/index.html

Perşembe, Ocak 28, 2016





Keyifli çay sohbetleriniz için
Fakir Shaye Çay Makinesi


Soğuk kış günlerinde içinizi ısıtacak keyifli sohbetlerinize vakit ayırın diye Fakir Shaye Çay makinesi hızlı ve pratik çay demleme özelliğiyle doyasıya çay keyfi sunuyor. Demli, kıvamlı ve mis kokulu çaylar demlemek isteyenlerin tercihi olan Shaye, ayrıca sağlığına özen gösteren için de bitki çayları demleme özelliğine sahip. Shaye çay makinesi 1800 W gücünde, 2,3 Litre kapasiteli su ısıtıcısı ve 0,7 Litre kapasiteli cam demliğiyle iki temel parçadan oluşuyor. Paslanmaz çelik filtresi çayın lezzetini bozmadan kıvamlı demlenmesini sağlarken, hızlı kaynatma özelliği ile de zamandan tasarruf sağlıyor. 
Çayı sürekli sıcak tutma özelliğine sahip Shaye’nin, 360° dönebilen kablosuz su ısıtıcısı sadece ısıtıcı olarak da kullanılabiliyor. Su bittiğinde otomatik kapanma özelliği sayesinde güvenli kullanım sağlarken, kablo saklama yuvasıyla mekândan da tasarruf edebilirsiniz.

Cuma, Aralık 04, 2015

Turyağ’dan sıcak tüketilen lezzetlere özel yağ:
Turyağ Puffya

Pastacılık yağlarının köklü markası Turyağ, %100 susuz yağ gerektiren, sıcak tüketilen tüm milföy hamurları, kruasan, kuru poğaça, boyoz ve börek çeşitleri için özel ürettiği Turyağ Puffya’yı İstanbul’da pastacılık sektörünün beğenisine sundu.

Kat kat açılan kuru poğaçalar, börekler ve puf puf kabarık, içi boş dışı çıtır kruasanlar için hamur işi ustalarının hem işini kolaylaştıracak hem de ürünlerinde daha üstün performans sağlayacak olan bu yeni pastacılık yağı ile hazırlanmış ürünler de davetlilere ikram edildi.
 
Geçtiğimiz yıl, küresel gıda bileşenleri üreticisi Cargill bünyesine katılan Turyağ, pastacılık yağlarındaki iddiasını yeni ürünleriyle devam ettiriyor. Başta kuru poğaça, kruvasan ve boyoz 

olmak üzere sıcak tüketilen pastacılık ürünleri için geliştirdiği Turyağ Puffya’yı basınla birlikte sektörün temsilcileri ve bayilerine İstanbul’da tanıtıldı. İstanbul The Marmara Otel’de gerçekleştirilen basınla sohbet toplantısında konuşan Turyağ

Ticaret Müdürü İnanç Işık, yerel ve yöresel lezzetlerin Türkiye için önemini vurgulayarak, yeni ürünler için de hazırlıkların devam ettiğinin altını çizdi.
Turyağ Puffya, İzmir’den sonra İstanbullu ustalara tanıtıldı.Eylül ayında İzmir’de gerçekleştirilen lansmanın ardından, İstanbullu lezzet ustaları ve sektör temsilcileriyle bir araya gelmekten mutluluk duyduklarını ifade eden Işık, Cargill’in bitkisel yağlar alanındaki küresel uzmanlığı ile Turyağ’ın bir asırlık deneyim ve yerel pazar bilgisinin birleşmesinden doğan sinerjinin sektöre yeni bir soluk getireceğine dikkat çekti.

Pastacılık Yağları grubunda, Turyağ Özel, Turyağ Krema, Turyağ Börek, NTY ve STY gibi
pazarda yüksek performanslı ürünleriyle tanınan marka, endüstriyel yağlar ürün grubunda da
araştırma & geliştirme faaliyetlerine paralel yeni ürünler geliştirmeye devam ediyor.
Müşteri odaklı hizmet ve ihtiyaca yönelik ürün geliştirme alanındaki yetkinliklerinin altını
çizen Işık, “Gerek endüstriyel yağlar gerekse pastacılık yağları ürün gruplarında pazarın
mevcut ihtiyaçlarını okuyarak geliştirmekte olduğumuz yeni ve inovatif ürünlerimizi
müşterilerimizle buluşturmaktan heyecan duyuyoruz,” dedi.
Cargill Gıda Ortadoğu, Türkiye & Kuzey Afrika Kurumsal İlişkiler Direktörü Dr. Ediz Aksoy
ise, Cargill’in son birkaç yıl içerisinde Türkiye’de büyümeye yönelik attığı adımlara dikkat
çekerken, Turyağ’ın Balıkesir’de bulunan üretim tesislerine yatırımlarının devam ettiğini
kaydetti. Büyüme hamlelerine paralel olarak sürdürülebilirliğin önemini de vurgulayan
Aksoy, “Cargill olarak sürdürülebilir gıda, tarım, endüstriyel ürünler ve hizmetlerin en
güvenilir tedarikçisi olma amacındayız. Birlikte yaşadığımız ve çalıştığımız çiftçiler,
müşteriler, yerel yönetimler ve toplumlar ile birlikte 150 yıllık deneyimimizi paylaşıyor,
dünyanın sorumlu bir şekilde beslenmesi ve çevresel etkiyi en aza indirmek için var
gücümüzle çabalıyoruz. Bu doğrultuda küresel çözüme katkıda bulunabilmek için on yılı
aşkın süredir sorumluluk sahibi tedarik zincirleri kurmak için çalışıyoruz. Çalışmalarımız
güvenilir ve besleyici gıda üretimi, sürdürülebilir tarım uygulamaları ve çevre üzerindeki
olumsuz etkinin azaltılması gibi pek çok girişimi içeriyor,” dedi.

Cuma, Kasım 13, 2015

BOĞAZA NAZIR GELENEKSEL ÇAY SEREMONİSİ 

Swissôtel The Bosphorus, İstanbul’un bünyesinde bulunan Lobby Lounge gündelik hayatın en keyifli molası olan öğleden sonra çay saatini beş yıldızlı lezzetler ve eşsiz Boğaz manzarası eşliğinde sunuyor. 



Swissôtel'in Lobby Lounge'da sunduğu akşam üstü çay büfesi, hafta sonu
keyfine hem keyif hem de lezzet katmak isteyenlere ev sahipliği yapıyor.  Görkemli bir
ortamda, konforlu berjer koltuklarda rahatlayarak tüm haftanın yorgunluğunu ve stresini
atmaya, sevdiklerinizle başbaşa unutulmaz lezzet deneyimleri yaşamaya hazırolun.
El yapımı Türk tatlılarından enfes İsviçre pastalarına ve gelenekselİngiliz çörekleri ve
parmak sandviçlerine… muhteşem tatlar ve lezzetler sizleri bekliyor. Akşamüstü
çayının vazgeçilmezi olan simit kaşar, humus, kısır gibi geleneksel Türk lezzetleri,
kişler, Avusturya'ya özgü Sacher Turta (kayısı reçelli kremalı çikolatalı pasta), turtalar öne çıkan lezzetler
arasında…Dünyanın en iyi çay yetiştirme bölgelerinden seçilmiş ve mükemmel şekilde
demlenmiş dökmeçaylar, içecek menüsündeki özel hazırlanmış meyve suları ve
alkolsüz kokteyllerle ferahlayacaksınız.
Havaların soğuduğu bu günlerde sevdiklerinizle birlikte sıcacık bir ortamda mavi notaların melodik ahengi ve Ezgi Ayçe Kızıldere’nin canlı performansı ile JAZZ müziği dinleyerek sevdiklerinizle keyifli saatler geçirebilirsiniz. Swissôtel The Bosphorus, Istanbul’un muhteşem manzarası ile birlikte, özenli servisi ve eşsiz tatları ile hafta sonu keyfinize keyif katmak için; Swissotel’in Lobby Lounge’u Akşamüstü çayı için her Cumartesi ve Pazar günü 15:00- 18:00 saatleri arasında sizleri
bekliyor.

Pazartesi, Ekim 26, 2015


İstanbul Kahve Festivali çok renkli, çok lezzetli ve mis kokuluydu...
NESCAFÉ DOLCE GUSTO
“Latte Artisti” Michael Breach’i İstanbul’a getirdi

23 – 25 Ekim tarihleri arasında İstanbul'un nostaljik mekanı Haydarpaşa Garı ve tren peronları arasında düzenlenen İstanbul Kahve Festivali'ne dünyaca ünlü Amerikalı “Latte Artisti” Michael Breach, NESCAFÉ Dolce Gusto’nun konuğu olarak geldi. Michael Breach, İstanbul Coffee Festival’da yer alan NESCAFÉ Dolce Gusto standında, latteler üzerine çizdiği portreler ile kahveseverlere eşsiz bir deneyim yaşattı.



Biletleri günler öncesinden tükenen kahve festivaline ilgi yoğundu. NESTLÉ tarafından geliştirilen kahve sistemleri markası NESCAFÉ Dolce Gusto, İstanbul Coffee Festival dolayısıyla kahveseverlere güzel bir sürpriz hazırlamıştı. Nescafe'nin davetiyle gezme fırsatı bulduğum festival gerçekten çok renkli çok lezzetli ve mis gibi kahve kokuluydu. Benim gibi kahve tiryakileri burunları havada koklayarak dolaşıyordu neredeyse. 

Katılımcılar dünyanın çeşitli kahve diyarlarından gelen çekirdekleri öğütüyor pişiriyor ve tattırıyordu. Pek çok barista iş başındaydı. Festivale renk katan en ilginç etkinlik ise Amerikalı “Latte Artisti” Michael Breach'ın NESCAFÉ Dolce Gusto'nun önünde sıraya giren ziyaretçilerin, fincandaki köpüğü kullanarak portrelerini çizmesiydi. Pratik kullanımıyla kahve tutkunlarına farklı lezzetteki kavrulmuş ve çekilmiş kahve çeşitlerini evlerinde hazırlama olanağı sunan NESCAFÉ Dolce Gusto. İstanbul kahve festivalinde ilgi çekti. Sadece Espresso ve süt köpüğü kulanarak sofistike görüntüler ve portreler yaratabilen sanatçı Michael Breach, İstanbul Coffee Festival’de yer alan NESCAFÉ Dolce Gusto’nun standında kahveseverlerin portrelerini latteler üzerine çizdi. Üstün teknolojisi ile café kalitesinde, birbirinden farklı içecekleri saniyeler içerisinde hazırlayabilen NESCAFÉ Dolce Gusto, kahveseverleri 22-25 Ekim tarihleri arasında Haydarpaşa Garı’nın tarihi atmosferinde gerçekleştirilecek İstanbul Coffee Festival’indeki standında ağırladı. Kahveseverler NESCAFÉ Dolce Gusto standında latte artisti Michael Breach’in üstün yeteneğine tanıklık ederken, NESCAFÉ Dolce Gusto ile hazırlanan birbirinden lezzetli içeceklerin de tadını çıkardı: Kadifemsi köpüğüyle bir Espresso, 3 katmanlı Latte Macchiato, kahve tutkunlarının vazgeçilmez klasiği Cappuccino, mükemmel bir Americano, egzotik aromasıyla Chai Tea Latte, mutluluk veren sıcak çikolata Chococino, buz gibi bir Ice Cappuccino ve daha birçok çeşit sıcak/soğuk kahve lezzeti kahveseverlerle buluştu.

Perşembe, Ekim 22, 2015

23 Ekim 2015 Aşure Günü

AYVALI PORTAKALLI AŞURE

Kış aylarında aşureler nar taneleri ile renklenir, daha da bereketlenir.. Muharrem ayının 10. günü Aşure Günü olup bu günden itibaren ay sonuna kadar 20 gün boyunca pişirilir, dağıtılır..
http://chefsdergisi.blogspot.com.tr/p/asure.html


Perşembe, Ekim 01, 2015

Nescafé’den Dünya Kahve Günü’nde çekirdekten fincana kahvenin hikayesi



   İlk kez 1983 yılında Japon Kahveciler Derneği tarafından başlatılan Dünya Kahve Günü, dünyanın en popüler içeceklerinden olan kahvenin var oluşunu kutlamak ve hatırlamak amacıyla her yıl 29 Eylül’de kutlanıyor. Nescafe’de İstanbul Kuruçeşme’deki boğaza nazır mekan Mancha’da bu günü bir davetle kutladı. Hazır kahvenin mucidi Nescafé Dünya Kahve Günü’nde Nescafé 360 adı verilen yepyeni bir mobil uygulamayla kahveseverlere Brezilya’daki kahve tarlalarında 3 boyutlu bir deneyim yaşattı.

Kahve, tam 11 asırdır hayatımızda ve dünyada sudan sonra en fazla içilen içeceklerden biri. Efsanenin en başı ise meraklı bir keçiye dayanıyor. Khaldi adlı çobanın keçisi kırmızı bir meyveyi yer ve daha enerjik, hareketli olmaya başlar. Bir kaç kez tekrar eden bu değişikliğin nedenini merak eden Khaldi ise cevabı kahve ağacı ve kahve çekirdeklerinde bulur.  Türkler ise 1517’de Yemen valisi sayesinde kahve ile tanışır ve o kadar sever ki tüm dünyaya yayılmasına vesile olur. 

Brezilya’daki kahve tarlalarına 3 boyutlu tur
Bu sene Dünya Kahve Günü’nde Google işbirliğiyle yepyeni bir mobil uygulamayı kahveseverlerin beğenisine sunan Nescafé, Nescafé 360 adı verilen yeni Google Cardboard uygulmasıyla meraklılarını Brezilya’daki kahve tarlalarına 3 boyutlu sanal bir tura davet ediyor. Hem Applehem de Android telefonlara uyumlu olarak, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 13 faklı ülkede kullanıcılara sunulan uygulama tüm akıllı telefonlardan deneyimlenebiliyor.

Bugün kahve,  tüm dünyada petrolden sonra  en çok ticareti yapılan 2. ürün konumunda.1938’de ilk kez çözünür kahveyi icat ederek kahvenin bu kadar yaygın tüketilmesinde önemli rol oynayan Nescafé’nin hazır kahve için bulduğu çözüm aslında basittir. Tek tek elle toplanan doğal kahve çekirdekleri önce kavrulur, sonra basınçlı su kullanılarak kahvenin özü çıkarılır. Sonra bu öz kurutularak çözünebilir kahve elde edilir.  Bu süreçlerde kahve sudan başka hiç bir şeye temas etmez.


Bugün Türkiye’de hazır kahve toplam 15.5 milyon hanede tüketiliyor. Türkiye’de süt ve kahve kreması ile birlikte yaygın olarak tüketilen kahve; Meksika’da tarçın, Belçika’da çikolata, Nijerya’da limon, Senegal’de ise karabiber eklenerek tüketiliyor. Sağlık açısından da kahve üzerinde bir çok bilimsel çalışma yapılmıştır. Yapılan araştırmalar, günde 4-5 fincan orta düzey kahve alımının (400 mg kafein) yeterli ve dengeli beslenme düzeninin bir parçası olabileceği ve sağlık yararları sağlayabileceğini göstermektedir. Kokusunu duyduğumuz andan itibaren duyularımızı harekete geçiren kahve, beslenmede önemli bir antioksidan kaynağıdır. Kahvenin ayrıca, içeriğindeki kafein ile fiziksel ve zihinsel performans üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. Günde 400 mg kafein alımının güvenli olduğunu bildiren Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi, 75 mg kafeinin (ortalama 1 fincan kahvedeki kafein miktarı) dikkat ve konsantrasyonu arttırabildiğini belirtmektedir.

Davetlilere en güzel sürpriz hediye de Nescafe fincanı içinde sunulan kahve fideleri oldu. Kahve günü, yetenekli baristaların hazırladığı, tarçınlı, paprikalı birbirinden farklı lezzetlerde ve sunumlarda kahveler tadılarak kutlandı.


Nescafé Hakkında

NESCAFE’nin hikayesi, 1930 yılında Brezilya Hükümeti’nin Nestlé’ye başvurması ile başladı. Nestlé’nin mucitlerinden Max Morgenthaler, ekibiyle, kahvenin doğallığını koruyarak sadece su eklenmesiyle kaliteli bir fincan kahve yapabilmenin yolunu aradı. İsviçre laboratuarlarında tam 7 yıl süren uzun araştırmalar sonunda cevabı buldular. Bu yeni ürüne “Nestlé” ve “Café” kelimelerinin birleşmesinden oluşan “Nescafé” ismi verildi. İlk defa 1938’de İsviçre’de satışa sunulan Nescafé, bugün dünyada 150’den fazla ülkede satılıyor ve her saniyede 4000 fincandan fazla Nescafé içiliyor. Sürekli gelişen yenilikçi teknoloji ile özenle seçilmiş kahve çekirdeklerinden üretilen Nescafé, Türkiye’de ve dünyada milyonlarca tüketicinin ilk tercihi. Türkiye’de çözünebilir kahve pazarının lider markası olan Nescafé; Nescafé 3ü1 Arada, Nescafe Xpress , Nescafé Classic ve Nescafé Gold ve daha pek çok ürünü ve kahve makine sistemi  ile milyonlara tüketiciyle eşsiz bir kahve deneyimi sunuyor.